7. Bölüm

4.1K 184 9
                                    

Kulaklarıma gelen sesle etrafıma bakmaya başladım. Arın abime kafamı döndürdüğümde bana göz kırptı. O an anladım onun söylediğini. Gözlerimi devirip deftere tahtayı geçirmeye başladım. Çok sıkılmıştım saate baktığımda 5dk kaldığını
gördüm. Arkamı dönüp feyzaya kantine gidelim dediğim gibi paramızı hazırladık. Zil çalar çalmaz herkes kapıya doluştu. Biz feyzayla aradan çıkıp koşarak kantine gittik. Yemek önemli canım. Yemek alıp ortaklaşa 5 tane çikolata aldıktan sonra sınıfa çıktık. Ben sabahtan yesemde yemeden duramıyorum napayım. Yemekleri yerden arın abim girdi sınıfa. Sınıfta sadece 3ümüz vardık. Yanımıza geldi ve dediki:
-feyza herşeyi biliyorsa rahatlıkla konuşabilirim
Biz anlamayan gözlerle bakarken tekrar konuştu:
-eğer feyza yaşamak istiyorsan bugün dışarı çıkma otur evinde.
-bize gelcek zaten
-ne?
-Evet yarın ki sınav için bize gelcek
-eğer sorun olursa ben gelmeyeyim
-olur!
-olmaz!
Sinirlenmiştim. O sırada zil çaldı. Hemen arın abim dışarı çıktı. Bende feyzaya dönüp:
-knk merak etme gel sen bişey olmaz hem sen bizim servisle gel bugün nasılsa kitapların yanında dolunay mı ne varmış ne demek bende bilmiyorum ama benim bildiğim dolunay akşam oluyo nasıl olsa akşan olmucan gel sen bişey olmaz.
-gelicem zaten bu matematik sınavına beni çalıştırman gerek. Yoksa gene 25 alcam.
Gülüşdükten sonra gene ders fen olduğu için önüme döndüm. Hoca sınıfa girince selamlaştık yeniden. Ya tamam ilk ders selamlaşırsında niye ikinci derste selamlaşırsın. Neyse ben gene kendi kavgamdan çıktım. Hoca o sırada:
-gençler benim işim var serbestsiniz.
O sırada koray bağırdı:
-Hocam telefon açabiliyormuyuz?
Ha bu arada koray bizim sınıfın malı. Çok eğlenceli bir çocuk. Arın abim ofladı:
-susmucaksın dimi?
-canım hocam güzel hocam
-ne
-bana yarrrrrrdım edin
-oğlum sen doğuştan mı özürlüsün
-telefon açtırın susayım ama susamadım.
Sınıftan bir of sesi yükseldi. Arın abim dayanamayıp:
-tamam açın ama sessizde durcak sadece fotoğraf çekinmeyin. Çekincekseniz surstınıza şu köpekleri yapmayın.
Tam bir gıcıklık yapma sırasıydı işte:
-hocam ama sizde yapıyorsunuz. Ama siz tam bir köpek oluyorsunuz çok yakışıyor bakın.
Arın abim sinirden kızarmış bir şekilde sınıfa bakıyordu. Biz sınıf olarak gülmemek için zor duruyorduk. Bugün bizim sınıfın şaka günüydü o yüzden koltuğa yapıştırıcı sürmüştük. Ne kadar sözleşme imzalasakta bu günü hiç yapmadan geçmiyoruz. Sinirden ayağa kalkmasıyla pantolunun yırtılması bir oldu. O sırada çaktırmadan fotoğrafını çektim ve babama yolladım ardından ege ve mete abime ve tabikisi sınıf grubuna. Arın abim:
-bugün şaka gününüz olduğunu biliyorum ama bari pantolunuma yazık oldu.
Gene koray atladı:
-hocam şu sizin meşhur bilgisayar çantanızda kesin pantolon vardır. İçine artık ne koyduysanız hep dolu maşallah
-neydi benim günahımda buranın sınıf öğretmeni oldum.
Beni duycağını tahmin ederek sessizce
-bana yaptığın şu okulun ilk günlerinde davrandığın tavırın cezası.
Bana şaşkınca bakarken yerime oturdum. O sırada telefonunu çıkardı birini aradı. Duymaya çalışsamda pek duymadım ama duyduklarımdan "bir gram seviyorsan getir şu pantolonu çıplak kaldım" dediğiydi.
Hemen bi zafer gülüşü yapıp arkamı döndüm. Feyza:
-kızım sen ne dedinde suratı öyle döndü?
-knk bu dinler şimdi serviste anlatırım.
Çıkış zilinin çalmasıyla servise doğru yol aldık.

Arından:
Yaktın beni nehir. Şimdi ege görcek bu tipimi dalga geçcek benle. Of of. Tam ben böyle düşünürken ege ile mete içeri girdi. İkiside bana bakıp gülmeye başladı. Ellerinden pantolonu alıp giydim. Hala gülmeye devam ettiklerinde dayanamayıp sordum:
-ne oluyor ya?
-aa sen resmi görmedin mi?
-ne resmi?
-işte bu

  Allah kahretsin tam pantolonum yırtılmış ne olduğunu anlamaya çalışırken çekilmiş.
-kim yolladı bunu!
-sence? Tabikide nehir valla bu resim iyi oldu
-sil şunu!
-silersem silinmez
-nasıl?
-mert abiyede atmış
-NEEE!
Nehir yaktın beni. Feyzayla kesin bunlar konuşuyorlardır benim hakkımda.
-ya yürüyün eve gidem
-arın çok seksi bacakların var
-evlen benle arın. Koca istiyom gel beni al
-arın akşam gelsene bize yemek yeriz
-SUSUN!
Onlar arkamdan gülüşürken ben utançtan yerin dibine girmiştim
               **************
Nehirden:
Bugün benim en neşeli günlerimdendi. Feyzayla servistekilere şaka günümüzü anlatıyorduk. Bu 8. Sınıfların geleneği gibi birşey. Eskiden 8lere giren bütün hocalar hazırlıklıdır. Ama arın abim yeni geldiği için haberi yoktu. Servistekilere olayı anlatıp çektiğim resmi gösterdim. Bütün servis hayvan gibi anırmaya başladı. Tam o sırada yanımızdan arın, ege ve mete abim geçti. Ege ve mete abim hala gülüyorlardı. Kafalarını bana çevirip bana göz kırpıp gülmeye devam ettiler. O sırada servistekilere bağırdım.
-Gençler!!  ARIN HOCA GEÇİYOR
Aleyna geçiyor taklidi yapıp arın abimi gösterdim. Servistekiler anlamış olcakki benim hibi aynı haraketi yapıp gülmeye başladı. Hemen ardından pantolonu düşmüş resmi cama yapıştırdılar. Arın abim kendi kendine söylendi. O sırada dışarıda mete abim bağırarak
-ooooooooo şışşşş!!  1, 2,3 arın hoca! Arın hoca!
   Biz gülüp mete abiyi taklit ettik. O sırada arın abim arabaya binmiş. Koltuğa saklanmaya çalışıyordu. Şimdi elime düştün sen. Ben böyle düşünürken arın abim fısıldadı.
Sen bugün dolunayda gününü görürsün. Sana yardım bile etmicem
    Hı umurumda sanki. Benim canım ege ve mete abim vardı. Bende fısıldayarak:
    Anca başını yakarım. Yada nr olduğumuz ortaya çıkar. Benim canım ege ve mete abim var.
Bunu demem üzerine suratı düştü. Ona dönüp bir zafer sırıtışı yaptım. Ve feyzayla sohbetime geri döndüm. Ama o sırada kendimi kötü hissettim. Sebepsiz yere başım ağrıdı. Gözlerim karardı. Feyza bana sakin olmamı eve az kaldığını söyledi. Bende kafamla onaylayıp kulaklığı takıp şarkı dinlicektim ki şarkı kulaklarımı ağrıttı. Hemen kulaklığı çıkarıp kafamı cama yasladım. Abim bugün dolunay var demişti. Galibs ondan kaynaklı diye düşünürken birden rahatladım. Kulaklarım rahatladı ve feyzayla olan sohbetime geri döndüm.
           *************
1 saat servis yolundan sonra 1 saattir feyzaya matematik sorusunu anlatmaya çalışıyorum. Daha ilk ünite ebob-ekokları 1 saatte anlatabilmiştim. Karekök, pisagor derken saat 8e gelmiş. Telefonları elimize aldığımızda feyzanın annesinden 43 cevapsız çağrı vardı. Hemen geri arayıp durumu anlatmaya çalıştık en sonunda feyza" nehirin babasına vereyim konuşun onlarda kalayım ilk defa konuları anlıyorum"diye konuşmaya başladı. Feyzanın annesi ile babam konuşunca babam bizde kalması için ikna etti. Feyza bir sevinç çığlığı atarak derse geri döndük.
3 saat sonra:
-a benim akılsız kankam. Kök 25 dışarı 5 diye çıkar malmısın ne 4ü! Hem 25 4e bölünmez!
-aman neyse sen şunlarıda anlat ve çözüver
-kalk yatam ya yürü!
-hiç demicen sandım
     Feyzaya güldükten sonra feyzya yer yatağı açtım. Tam yattık feyza:
-ya sinek var!
-kızım daha yaz gelmedi ne sineği!?
-aaa dur saçımmış
- of of
   O sırada ege abim içeri girdi
-nehir dolunay ha noluyo burda
-saat geç olduğu için feyza bizde kalcak
-of çıldırcam nehir kalk gitmemiz gerek dolunay birazdan etkisini gösterir
-hayır uykum var!
      Tam o sırada kendimi köti hissettim ne olduğunu anlamadan boğazı mdan hırıltılar çıkmaya başladı. Sonrasını ne yaptım bilmiyorum.     - - - - - - - - - - - - - - -
Selam gençler sizin için uzun bölüm yazmaya çalışıyorum. Oylarınızı bekliyorum. Daha sık bölüm yazmaya çalışacağım yazamadığım günler için.

Üvey AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin