8. Bölüm

3.8K 162 14
                                    

Gözlerimi açtığımda ormandaydım ve nasıl geldiğimi bilmiyordum. Neler olduğu anlamaya çalışırken ellerimin ve ayaklarımın bağlı olduğunu gördüm. Kurtulmaya çalışırken mete abim geldi:
-nasıl hissediyorsun?
-yorgun
-normal benimde ilk dolunayım böyle olmuştu
-beni ne zaman çözmeyi düşünüyorsun?
-Pardon dur
Beni çözdükten sonra hiç konuşmadan arabaya doğru yürümeye başladı.
-neler oldu bana?
-sadece biraz zor durdun. Hırlama seslerin artınca seni buraya getirdik. İlk dolunaya göre başarılısın
-ama ben hiçbir şey hatırlamıyorum!?
-dolunayda gücünü kontrol etmeyi öğrendiğinde hatırlarsın.
Konuşurken arabaya geldik. Arkaya arın abimin yanına oturup kafamı omzuna yasladım. O da kafasını benim kafama yasladı.
-her şey geçecek sadece kontrol etmen için kendine dayanak bir nokta bul ona odaklan zaten dönüşmezsin o zaman.
-dayanak nokta?
-mesela beni düşün. Komikliklerimizi hatırla dönüşmezsin
-tamam
    O sırada eve geldik. Ben eve gelir gelmez odaya koştum. İlk bi feyzaya baktım. Uykuya dalmış horluyordu bile bende kendimi uykuya teslim ettim. Tam uyuyacağım feyza üstüme atladı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyorken:
-bugün senin için zor geceydi doğruyu söylemem gerekirse senden korktum umarım çabuk öğrenirsin
-umarım. Sen ne ara kalktın?
-boşver yat uyu benim uykum var
-salak
   Gülüştükten sonra iyi geceler dileyip uykuya daldık.
Egeden:
Nehir çok zor bir gece atlattı. Nasıl aştık bende bilmiyorum. Öğrenmesi için çaba sarf edeceğime söz vererek diğerleri gibi televizyona daldım. Televizyonda bir vampir ile kurtun aşkı ile ilgili bir film vardı. Tam o sırada bizim küçük arın:
-abi ne biçim kurt bu! Böyle kurt mu olur!? Kurt dediğin güçlü olur öyle bir vuruşta sarsılmazki! - ya sus bi oğlum alt tarafı film ya!
- abi baksana ama o kadar saçmaki! Dolunay da kemikleri kırılmaz hiçbir kurdun ama bir şununkine bak resmen başka bir şey oluyor!
-of tamam sus!!
Bağırmam üzerine sustu ve meteye bir şeyler anlatmaya başladı. Içimden bir of çekip arını duymamaya çalıştım. En sonunda kumandayı kapıp başka bir kanal açmaya başladım. Kanalları gezindikçe sıkılmaya başladım çünkü hiçbir şey yoktu. En sonunda televizyonu kapatıp:
-yatağa yürüyün. Yarın senin okul var mete. Arın senim ders var yürüyün!
-senin!?
  İkisi aynı anda sorunca bir an afalladım.
-ben ingilizce Öğretmenliği için dershanelere başvurmaya gidicem. O yüzden yatağa.
   Bunu demem üzerine şaşkınlık içinde yataklarına döndüler. Tam odama geçiyordum ki nehirin odasının önüne geldim. Girip girmemek arasında kararsız kaldım. Uyudularmı diye girdim. Baktığımda ikiside mışıl mışıl uyuyorlardı. O sırada nehirin yatağında ışık gördüm. Yanına gittim. Gittiğimde film izliyordu. Bana döndüğünde ilk baş korktu. - sen neden uyumadın?
İlk defa böyle konuşmuştum. Kendimde şaştım. Çünkü hiç kimseye böyle nazik davranmamıştım. Sanırım kardeş olmaya alışıyorum.
-hiç uyku tutmadı sadece
Bende napayım yatakta dönmekten canım sıkılda. Hatta feyza uyurken bile yüzünü boyadım uykum gelmedi.
-koyun saydın mı? Sıradan olcak ama neyse
-onuda denedim. 100.koyun çite takıldı bütün yünü soyuldu yere yapıştı. Bende gülünce bütün uykum kaçtı.
-gece gece hiç gülesim yoktu.
-ya abi bir şey sorcam.
   Bana abi dediğinde bir garip hissettim. Ama hemen kendimi toplayıp
-tabi söyle
-ben duydum ama isteyerek depil kontrol edemiyorum. Sen dershaneye başvurcakmışın galiba doğrumu?
-mmmmm. Evet doğru
-peki ben bunu duymamam gerekiyormuydu?
-duysanda duymasanda fark etmezdi.
-oh be rahatladım! Neyse yarını düşünmeye başlayabilirim.
-niye?
-aaa haberi yok! Bana ne söylemicem.
-nehir hadi
-banane banane
   Bunu derken omzunu küçüm çocuklar gibi aşağı yukarı kaldırmıştı. Ve çok komik olmuştu.
-tamam hadi iyi geceler
-sanada
   Nehirin odasından çıktıktan sonra bende odaya gidip uyudum.
       *****************
Nehirden:
Bugün şaka günümüzü geçmişti. Ege abime söylemedim. Çünkü bugün arın abimin doğum günüydü. Ve bizim sınıf öğretmenimiz olduğu için şaka gününü atlattıktan doğum gününü kutlama kararı aldık. Bugün sınıftaki herkes erken gelcekti. Pastayı ben ve feyza götürcektik. Feyzayı eve davet etmemin bir yanı buydu. Feyzayla pastayı yapmak için gece 4de yattık. Zar zor kalktıktan sonra feyzayı uyandırmaya çalıştım. Uyanınca hemen hazırlandık ve gizlice pastayı aldık. Ben arın abime haber verirken feyza pastayla çıkıyordu. Dışarı çıkınca hemen servise bindik. Okula vardık. Kimse görmesin diye koşarak sınıfa çıktık. Sınıfa girdiğimde herkes bizi bekliyordu. Ellerinde süs malzemeleri ve benim isteğim üzerine bir kaç küçük kamera getirmişlerdi. Kamerayı sorarsanız bu sürprizi videoya çekmek istedim çünkü ilk yapıyorduk. Hemen konuşup:
-gençler şimdi erkekler sıraların bazılarını ortaya çekin 2 sıra yeter diğerlerini köşelere yığın. Kızlar siz masayı hazırlayın ben kameraları yerleştircem.
   Hepsi onayladıktan sonra ben korayla kameraları yerleştirmeye başladık. Tam ikimiz çıkcak sıralara nöbetçi hoca geldi.
-ne yapıyorsunuz!?
Hemen koray atladı:
-hocam bunu kimseye söylemeyin. Arın hocanın doğum günğ ve biz şaka gününde pantolonu nu yırttık. Bunun için hem özür dilemek ve Doğum gününü kutlamak amacıyla yapıcaz. Kendisinin haberi yok. Lütfen hocam!!
  Hoca düşüktükten sonra bize göz kırpıp çıktı. Ve dediki çıkarken:
-bence çabuk olun arın hoca geldi
-saolun hocam
  Bize güldükten sonra çıktı. Biz hemen işlere geri döndük. Ben korayla kameraları ayarlamaya çalışıyordum. Aslında korayla anaokulundan beri arkadaşız. Normalde çok iyi anlaşırız ama bu yıl bana çok soğuk davranıyordu. Kameraları ayarladıktan sonra bana:
-nehir özür dilerim sana soğuk davrandım. Sebebi ne bende bilmiyorum. Eskisi gibi arkadaş olabilir miyiz?
-bende bunu bekliyordum.
  Tam bunu dedikten sonra zil çaldı. 10dk kalmıştı. Son kez herşeyi ayarladıktan sonra perdeleri çekip ışıkları kapattık. Yerlerimizi tam zamanında almışız çünkü hemen arın abim geldi. İlk baş bir afalladı. Elimde kumandayla kameraları gece görüşüne aldım. Tipinin çektikten sonra normal hale döndürdüm. Arın abim o sırada ışığı açtı ve biz hepimiz birden fırladık. İlk okul çocukları gibi bağırdık:
-öğretmenim! Canım benim canım benim seni biz çok severiz! Doğum gününüz kutlu olsun!
   İlk baş bize şaşırmış bir şekilde bakarken ben öne atladım.
-hocam biz size geçen gün ki şaka günü için hem özür hemde doğum gününüz için bunu yaptık. Doğum gününüz kutlu olsun!
  Bunu dediğim gibi hepimiz açılıp pastayı gösterdik. Yüzüne baktığımda gözleri sevinçten parlıyordu. Konuşamıyordu. O sırada bir flaş patladı. Baktığımda koray fotoğraf makinesini getirmiş bu halimizin resmini çekmişti. Hemen arın abimi pastanın önüne geçirip bizde yanlarına geçirdim. Koray makineyi ayarlayıp yanımıza geldi. Fotoğraf makinesi zamanı bitince bizi çekti. O sırada arın abim şoktan çıkmış konuşmaya başladı:
-çocuklar beni şuan çok mutlu ettiniz bunu kim planladı?
-ben planladım hocam
Elimi kaldırıp kendimi gösterdim.
-bunun için çok teşekkür ederim. Bunu düşünmeniz çok nazikçe bir şey bugün 2 dersimizde de bunun tadını çıkaralım.
   Herkesden bir sevinç çığlıkları ve arın hoca tezahüratlar. Arın hocaya pastayı üflettikten sonra feyza pastayı kesip herkese dağıttı. Arın abim pastayı beğenmiş olcak ki:
-pasta çok güzel olmuş bunu kim yaptı yada nerden sipariş ettiniz?   Gene ben atlayıp
-hocam bunu biz feyzayla ikimiz yaptık bizde kalmıştı. Abimler uyuduktan sonra gece 4e kadar pastayla uğraştık.
   Arın abim gözleri sonuna kadar açık bize baktı.
-elinize sağlık kızlar çok güzel olmuş banada ayrı pasta yapın çok güzel olmuş.
-tamam hocam
   Bundan sonrası parti oldu. Akıllı tahtadan şarkılar açıp oynadık. Bol bol resim çektik. Bir aralar yansın geceler bile çaldı. Allahtan akıllı tahtanın kilidini açıp telefonu akıllı tahtaya bağlayınca youtube'da girebildik. 3. Derse girdiğimizde. Sınıfa inkilap hocası girdi. Bize ağzı beş karış açık bakarken arın hocanın yanına gitti. Bir şeyler diyordu. Merak ettipim için dinlemeye çalıştım. Sosyal hocası
Hocam bunu düşünmüşler siz hangi sınıftaydınız ben 2 dersimide size verebilirim.
  Bunu duyunca çok sevindim. Kafasını kaldırıp sınıfa göz gezdirdi. Bana bakınca onaylaması için işaret ettim. O da tamam anlamında göz kırpıp hocanın kulağına eğildi. Bizde 4 gözle bekliyoruz ne dicek diye.
8/ı sınıfına dersim 2 ders
Sosyal hocası
çok sevindim o sınıfta geriydim teşekkürler ve iyi eğlenceler
Kapıya doğru yöneldi. Bize
-iyi eğlenceler çocuklar pastadan biraz bize de ayırın!!
-saolun hocam ayırdık zaten.
Aynı anda sınıfça bağırdıktan sonra doğum gününe devam ettik. Fotoğraf o kadar çekindik ki hafızası doldu. Telefonları çıkarıp çekinmeye başladık. Koraya bana fotoğrafları atmasını ve aynısını sınıfa söyledim. İnternet okul grubuna atacağımı oradan herkesin alabileceiğini söyledim. Telefonumu alıp arın abimin yanına gittim.
-hocammmm fotoğraf çekinelim mi?
-tabiki
   Fotoğrafı çekildikten sonra beni durdurdu.
- bunu düşünmen çok güzel. Cidden doğum günümü bilmediğini sanıyordum. İyiki varsın
-canım abim bu hem şaka günü için biz özürdü. Bunu kabul etmeyeceğini sanmıyordum şimdi sen bekle.
   Bunu demem üzerine şaşkın şaşkın bana baktı. Sıraların üstüne çıktım:
-haydi gençler sıra geldi hediyelere ilk ben vermek üzere sıraya geçiyoruz fotoğraf benim telefondan!
  Hemen herkes sıraya geçti. En öne geçip hediyesini uzattım. Bana teşekkür edip bütün hediyeleri evde açacağını söyledi. Hemen fotoğraf çekinip geçtim. Herkes hediyesini verdikten sonra 4. Ders te bitmişti. Bizim dersimiz beden eğitimiydi. Son dersimiz rehberlik olduğu için hoca sıraları bozmamızı istedi. Arın abim çıktıktan sonra hemen kameraları topladım. Onları çantama koydum. Koray getirdiği için videoları beraber ayarlıcaktık.
       ******************
Beden eğitimi dersini sıkıcı bir şekilde atlattıktan sonra bütğn sınıf koşarak sınıfa gittik. Sınıftan para topladım. Çünkü hiç yiyecek birşey kalmamıştı. Hepsini yemiştik. Feyza koray ve ben kantine gittik. 10 tane çikolatı süt, 10'ar tane çubuk kraker ve çeşitleri ve kek alıp sınıfa çıktık. Tabi kantinden bu kadar şey alınca kantinciler bize tuhaf tuhaf baktı. Biz bunu ayldırmayıp sınıfa doğru yol almaya başladık. Ben bahçenin ortasına geçip:
-gençler bugün arın hocanın doğum günü! Gidin doğum gününü kutlayıp ve bize bu doğum günü için tuhaf tuhaf bakmayın!!
  Bunu demem üzerine bize yol verdiler ve koşarak öğretmenler odasına gittiler. Gidenlerin hepsi kız tabiki erkekler sallamayıp işlerine geri döndüler. Tabi yakışıklı olunca koştular hemen. Aslında bunu birazcık bunları taşırken zaman kazanmak için yapmıştım. Tabi diğerleri anlayınca ses çıkarmadılar. Sınıfa gidip eşyaları yerine koyduk. O sırada arın abim gömleğini düzeltmeye çalışarak içeri girdi.
-oğlum tamam doğum gününü kutlucan niye üstüme atlıyon!? Amma hırçınlar
  Bunu sesli dediğini anladığı zaman biz gülmeye başladık. O da gülünce bu sefer akıllı tahtaya telefonu taktım. Ve müziklere girdim. Çıkışa kadar aynı devam etti. Çıkış saati yaklaştığında arın abimin yardımıyla ortalığı topladık. Ben akıllı tahtayı açık bırakıp hepimizin olduğı toplu resmi açık bırakıp tahtanın beyaz olan kısmına kalemle:
Duydum ki 8lerin dersleri sıkıcı geçiyormuş. Biz böyle  hocalarımızı sevince doğum günü partisi bile yaparız artık gerisini siz düşünün...
    Bunu yazdıktan sonra fotoğrafını çekip bütün okulun olduğu whastapp grubuna attım.   Mesajların hepsi genelde"oha, çok güzel, keşke bende olsam, alın işte bizim hocamız"gibi mesajlardı. Gruba bizim site grubuna atacağımı söyleyip telefonu cebime koydum. Zil çaldığında arın abim bekleme mi söyledi. Diğerleri çıktıktan sonra eşyaları taşıması için yardım istedi. 6lar sınıfa anında girdi. Girdikleri gibi tahtaya baktılar. Biz yol isteyip hediyelerle aşağı indik. Hediyeleri öğretmenler odasına bırakıp arın abim hazırlanmaya başladı. Diğer hocalarla doğum gününü kutlamasını bitirdikten sonra eşyaları geri alıp arabaya koyduk hemen servis şoförünun yanına gidip gelmeyeceğimi söyleyip. Arın abimin yanına gittim
***************
Bu sefer uzun bi bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz geç geldiği için özür dilerim. Yazım yanlışları olabilir bunu da afedersiniz artık :)

Üvey AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin