2. BÖLÜM

8 1 0
                                        

Yatağımda gözlerimi kapatıp uykuya dalacağım sırada evin kapısı kırılırcasına çalınmaya başladı. Okul saatinde kim olabilirdi ki? Homurdanarak yerimden kalktım ve küçücük evdeki büyük olan tek yerden yani yatak odamdan çıkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda karşılaştığım kişinin Taylor olmasına şaşırmamıştım. Beni okulda bulamayınca direk olarak evime gelmiş olmalıydı.

Kapıyı iyice aralayıp geçmesi için yana çekildim.

"Nasıl gidiyor Taylor?"   diyip sırıttım.

"Bana öyle sırıtma. Sanki iyi olmadığını bilmiyormuşum gibi."

"Ama iyiyim?" dedim tek kaşımı kaldırıp.

"Hayır değilsin. Justin ile kavganı duydum fakat gelemedim. Çünkü ikiniz de o kadar sinirliydiniz ki, siz farketmesenizde ortaya acı akımı veriyordunuz."

"Justin pek sinirli görünmüyordu, alay etmekle meşguldu." diye kestirip attım.

"Demekki o sinir ve acı akımı senden yayılıyordu." dedi dudakları 'o' şeklini alırken.  Bunları konuşurken salona gelmiş ve koltuğa oturmuştuk.

"En zayıf yönümü bulmuş. Artık beni rahat bırakmaz." diye fısıldadım zorlukla.  Bu sabah olanları hatırlayınca boğazıma koca bir yumru oturmuştu.

"Aileni hatırlattı değil mi?" diye sordu anlarcasına bakarken. Başımı olumlu anlamda sallayıp gözlerimi yerdeki halıya diktim. 

"Benden güçlü olmasaydı onu da camdan fırlatırdım!" diye bağırdı suratı şekilden şekile girerken.

Bu halini görünce istemsiz bir şekilde kıkırdamaya başladım. Taylor benim güldüğümü görünce Justin'e iyice sövmeye başlamıştı.

"Lanet olasıca! Erkek sürtüğü! Bak bak birde ailesini hatırlatıyor. Sen kendini ne sanıyorsun be! Fikibok! Dalyarak! Umarım bir balina tarafından becerilirsin Bieber!"

Sinirle oradan oraya yürüyordu ve bağıra bağıra küfrediyordu. Kıkırdamalarım kahkahaya dönüşürken oturduğum koltukta boylu boyunca yayılmıştım. Kahkahalarımın arasından konuşmaya çalıştım.

"T-taylor k-kes artık şunu hahahaahah"

"Hoşuna gittiğini sanmıştım?" dedi bana bakıp sırıtırken. Uzandığım yerden doğrulup ben de sırıttım.

"Evet ama biraz daha gülersem yüz felci geçireceğim."   Pes edercesine ellerini iki yana kaldırdı.

"Pekala susuyorum öyleyse." dedi neşeyle ve tekrar koltuktaki yerini aldı.

"Sen benim için mi okuldan erken çıktın?" diye sordum konu bulamayınca.

"Ah evet.  Garip olansa sen gittikten sonra Justin de okuldan çıktı. Nereye gitti acaba?"

"Umurumda değil, canı cehenneme."

"Şey Diana.. ben seni kısa bir ziyarete gelmiştim. Şimdi gitmeliyim. Biliyorsun cici annem son günlerde regl olmuş ergenler gibi herşeye atarlanıyor."

"Tamam, geldiğin için teşekkürler Tay. İyiki varsın." dedim kapıya doğru ilerleyip.

"Rica ederim. Sen de iyiki varsın kardeşim."  dedi kollarını bana dolayıp. Ayrılınca son bir kez bana bakıp fısıldadı.

"Dikkatli ol." 

"Olurum."  söylediğimi dinlemeden kapıyı kapatıp arabasına atlamıştı bile. Derin bir nefes alıp odama girdim.  Bara gitmeye karar vermiştim bu yüzden üstümdeki pijamalardan kurtulmalıydım. Dolabımın kapağını aralayıp içinden siyah büstiyerimi, neon sarı mini eteğimi ve siyah deri ceketimi çıkarıp yatağa attım. Siyah platform botlarımı da yanlarına koyduktan sonra üstümdeki pijamayı bir çırpıda çıkarıp odanın herhangi bir köşesine fırlattım.

HAYALETLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin