12. BÖLÜM

3 0 0
                                    

Sonunda gerçekleri söylemenin verdiği rahatlıkla gözlerine baktım. Sürekli olarak bakışlarını başka yöne kaçırıyordu. Sert bir şekilde yutkunduğunda iyi birşey söylemeyeceğini anlamıştım.

"Justin bak ben.. ben seni sevmiyorum, sevemem." Söyledikleri canımı yakmıştı. Ama nedenini bilmem lazımdı.

"Neden?" diye sordum zorlukla.

"Ben seneler önce-" Bir an duraksayıp titremeye başladı. "Ben seneler önce çok sevdiğim birine söz vermiştim. Asla ayrılmayacağımızı, bizi hiçbirşeyin ve hiç kimsenin ayıramayacağına dair bir söz verdim. Ama sözümü tutamadım. Onu kaybettim ve.. Drew.. o belki de şu an benim yüzümden yaşamıyor. Ben tıpkı bir bela mıknatısı gibiyim ve etrafımdaki herkes benim yüzümden zarar görüyor Justin. Sana da aynı şeyin olmasını istemiyorum. Tüm o düşmanlıklarımıza rağmen, senin bana ve benim sana yaptıklarıma rağmen sana değer veriyorum. Bu yüzden zarar görmene izin veremem. Lütfen beni anla."

Sesi normalde olduğundan çok daha kısık ve çaresiz çıkmıştı. Şaşkınlıkla gözlerine bakarken düşündüm.

Bana değer veriyor olabilir miydi? Az önce değer verdiğini söyledi ya aptal!

İçimden iç sesime küfürler yağdırırken Diana'nın ne durumda olduğuna baktım. Sürekli gözlerini kaçırıyordu. Belki de artık gerçek duygularını öğrenme zamanı gelmişti. Dudaklarımı aralayıp söyleyeceklerimi toparlamaya çalıştım.

"Onun hakkında konuşmak ister misin? Yani.. Drew hakkında." Başını olumsuz anlamda salladığında alt dudağının titrediğini farkettim. O an ona hiç beklemediği bir soru yönelttim.

"Peki eğer onun halâ yaşıyor olduğunu öğrenseydin ne yapardın?"

Kararsızlıkla duraksadı. Ne söyleyeceğini bilmiyor gibiydi ve sürekli gözlerini kaçırıyordu. Bir yandan da elleriyle oynuyordu. Pekala şu an tam anlamıyla annesinden azar işitmiş küçük çocukları andırıyordu.

"B-ben.. özür dilerdim."

"Bu kadar mı? Özür dileyip çekip gider miydin?"

"Bundan başka şansım mı var Justin? Belkide yaşadığını öğrendiğimde gidip onu bulurum evet ama ya onun bir düzeni varsa? Hatta bir sevgilisi varsa? Gidip aşık olduğum adamın başkasıyla mutlu oluşunu mu izleyeceğim? Sence de bu saçma değil mi? Tam 8 sene geçti. Tek yapabileceğim şey özür dilemek ve beni affetmesini ummak."

"Peki ya Drew hiç ummadığın biriyse?" Bu soruyla biraz pot kırmış olabilirdim. Hatta fazlasıyla pot kırmıştım. Tek kaşını kaldırarak bana baktığında gözlerimi kaçırdım.

"Sen birşey biliyorsun!"

"Hayır birşey bildiğim falan yok."

"Biliyorsun ve bunu benden gizliyorsun!"

"Senden hiçbirşey gizlemiyorum Diana!" O sinirle bana bakarken benim sinirim ise onunkinin iki katıydı. Benim Drew olduğumu öğrenmesini istemiyordum. Öğrenmeyecekti de.

"Gözlerini kaçırma lanet olasıca! Gözlerime bak ve hiçbirşey bilmediğini söyle."

Gözlerimi gözlerine diktiğimde ağlamak üzere olduğunu farkettim. Sinirle ona bakıp başımı 'hayır' anlamında iki yana salladım. Birşey söylemesini beklemeden bulunduğumuz koridorun merdivenlerinden hızla aşağı indim. Karşımda bana öylece bakıp acı çekmesine dayanamıyordum. Ama Drew'in ben olduğumu öğrenirse daha da acı çekecekti. Hayal kırıklığına uğrayacaktı. Nasıl birine dönüştüğümü görünce benden tiksinecekti.

-Diana Mclaren'ın Anlatımından-

Justin kesinlikle birşeyler biliyordu ve bunu benden saklamak için çabalıyordu. Ama ben Diana Mclaren isem sakladığı şeyin ne olduğunu öğrenirdim. Eninde sonunda öğrenirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 23, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAYALETLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin