Sen 18 yaşında bir lise öğrenciydin. Ailenin durumu çok iyi değildi. Bu nedenle okuldan sonraları Seul'ün en ünlü restoranlarından birinde garson olarak çalışıyordun. Seul'e gelmiştin çünkü çok zekiydin ve transfer öğrenci olarak oraya gitmiştin. Ama bu yetmiyordu ailenide peşinden sürüklemiştin ve babanın maaşı yetmiyordu. Seninde çalışman lazımdı. Bir akşam çalışırken mekana 7 tane adam geldi. Yüzlerinde maskeleri ve kafalarında şapkaları vardı. Ama sen bir şeyden şüpheleniyordun. Bu hayran olduğun BTS olabilir miydi? Şefin sana o masayla ilgilenmeni söyledi ve sende gittin. Şüphelerinde yanılmamıştın çünkü bunlar BTS'ti. Sen onlar müşteri diye rahatsız etmek istememiştin ve birşey dememiştin. Fakat sipariş alırken gözlerini biasın olan Jin'den alamıyordun. Sen ona bakarken o bir anda sana gör kırptı. Çok heyecanlanmıştın ve bakışlarını ondan kaçırmıştın. Yemekleri getirmek için gittin. Yemekleri onlara götürürken artık onlarla konuşman gerektiğini düşündün ve yemekleri masaya koyduktan sonra " Ben sizi çok seviyorum müziklerini dinliyorum, siz BTS'siniz sizin çok büyük bir hayranınızım hepiniz harikasınız" dedin. Bunları derken gözlerin dolmuştu çünkü onları çok seviyordun ve heyecanlanmıştın. Jin sana sarıldı ve lütfen ağlama dedi. Çok heyecanlanmıştın sonrada elime bir kağıt tutuşturdu. Saate baktın artık eve gitmen gerekiyordu ve eve gittin. Jinin kağıdını okumuştun kağıtta " Yarın saat 13:00'da Han nehrine gel" Sen çok heyecanlandın ve ertesi gün arkadaşını arayıp sana yardım etmesini istedin. Kıyafet seçtiniz ve seçtiğin kıyafetleri giydin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oraya gittin. Gözün Jin'i arıyordu fakat bulamıyordun. Bir anda biri arkandan "Merhaba" dedi. Arkanı döndün bu Jin di. Sende merhaba dedin. Jin: Çok güzel olmuşsun beni kırmayıp geldiğin için teşekkürler dedi. Sen: Esas ben teşekkür ederim . dedin. Sana adını sordu sende söyledin. Ve Jin seni neden çağırdığını söyledi. Jin: Açık konuşmak gerekirse (adın) seni dün çok beğendim. Çok iyi ve çok güzel bir kızsın senin gibi bir hayranım olduğu için çok şanslıyım. Sen: S-sen c-c-ciddi m-misin? Bunu derken kekeliyordun çünkü heyecandan her an ölebilirdin. Jin: Gayet ciddiyim (adın) bana bir şans verir misin? Dedi ve sana tebessüm etti. Sen donakalmıştın. Sonra kendine geldin ve tabiki de dedin ( erik gibi çocuk yani ben olsam tabiki demez evlen benimle yiğidim derdim ama nerdee) Birbirinize sarıldınız... Jin: Seni seviyorum. Sen: Bende seni seviyorum dedin ve hiç beklemediğin anda Jin dudaklarınızı birbirine değdirdi. Sen ilk kez öpüşüyordun ve bu çok güzeldi. Jin: Bu ilk miydi? Sen: Evet. İlkim olduğun için teşekkürler. dedin. Jin sana sarıldı ve mutlu bir şekilde nehir kenarında yürüdünüz. Biraz uzun oldu sanki. Umarım beğenirsiniz. Okuduğunuz için çok ama çok teşekkür ederim oy vermeyi unutmayın 😊😘❤
