Ölüm Çukuru 2

33 4 0
                                    

Korku üstüme sinmiş, boğazım düğümlenmişti. Yürümeye devam ettim. Yukardaki delikten güneş açtığını görmüştüm. Ayaklarıma baktığımda ayaklarımı ıslatan şeyin kan olduğunu görünce kaçacak delik arıyordum  ama içimden bir ses çıkış yolunun o kan dolu odadan olduğunu söylüyordu. Odaya girdiğimde herhangi birşeyin beni karşılayacağını düşünüyordum, nefesimi tutmaya başladım kalbimin ritmi kulaklarımı patlatacaktı sanki hızlı ve sert atıyordu. Odada gezinirken ayağım bir kutuya çarptı içinde de bir fener ve farklı bir dilde yazılmış yazılar vardı. Fenerle kağıdı okumaya çalıştım ama hiçbir harf tanıdık gelmiyordu. Fenerle etrafıma bakınmaya başladım. İnsan kemikleri, kan, işkence aletleri ve ölüm sessizliğinden başka hiçbirşey yoktu. Taki sessizliği bozan kahkahayı duyana kadar. Koşmaya başladım  bir ayı tuzana yakalandım ve yere düştüm. Ses gittikçe artıyordu. Gözlerimi kapattığımda ses birden kesildi. Feneri fırlattım dikkat dağıtmak için. Tuzağa sıkışmış olan ayağımın dehşet verici acısı gitmişti. Ayağa kalkmaya çalıştım ve yerime geri düştüm bacağım kopmuştu. Fenerin ışıttığı yere baktığımda  birisinin bişey yediğini gördüm. Kim olduğuna bakmak için yaklaştığımda uzun ve sayılabilecek kadar az saçı, iri kırmızı gözleri, sıska vücudu ve kanlı dişlerini gösteren ürpertici gülüşü vardı. Elinde tuttuğu şey ise benden kopan bacağımdı. Yaratık birden kayboldu sağa sola bakınırken aniden karşıma çıktı. Kutudan bulduğum kağıtta onunda ufak bir resmi vardı.

Devam edecek...
Kusura bakmayın yazılılar nedeni ile gecikmeler meydana geliyor

Paranormal Ruh Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin