oylayıp votelerseniz sevinirim :))
Genç kadın ellerinde poşetlerle evinin ziline bastığında açan olmamıştı. Şüphelenip içeri girdiğinde küçük oğlu Isaac'ı en sevdiği çizgi film olan Muppetsları izlerken görmüştü. Oğlunun yanına şefkatle gidip ona sıkıca sarılmış ardından ise onu kucağına almıştı.
Yavaş adımlarla yukarı odasına çıkarmaya başlamıştı. Ama çatı katındaki misafir odasından gelen sesler kadının adımları değiştirmiş ve yukarı çıkmasını sağlamıştı. Çatı katının kapısını açtığında uyuşturucu satıcısı olan kocasını görmüştü. Ortadaki sehpada tozlar görmüştü. Eroin tozları. ARdından gözleri yatağa kaymıştı.
VE kocasının yanında yatan o kadını görmemiş olmayı dilerdi. TEk sorun bu değildi tabiki hayır. Bir sorun daha vardı o da yerdeki halıda oynayan oğlu Isaac'ın yaşlarında olan bir erkek çocuğun olmasıydı. Kadının gözleri daha çok doldu. Kendi oğlu Isaac'ı odasına görtürüp beşiğine koyduğunda hiçbirşeyden habersiz olan Isaac annesinden öpücük almış ve yatağındaki ayıcığına sarılmıştı. Kadın odaya geri döndüğünde halıdaki bebeği kucağına almış. VE telefonundaki numarayı çevirmişti.
"Alo ? amca bir çocuk buldum. Tam senin istediğin gibi ama senden tek istediğim bu çocuğu sahiplenmen. Birdaha buraya yani Fransa'ya asla geri getirmeyeceğin bir çocuk"
"......"
"Evet evet sahipsiz sen merak etme"
- HAPPY-
Psikoloğum Mrs. Rose'un verdiği antidepresan haplarını almak için eczaneye gitmeye karar vermiştim. Üstümde ki pembe eşofmanları umursamadan üstüme kalın bir hırka alıp,anahtar ve telefonumu da elime aldıktan sonra kapıyı çekip evden çıktım.
Siyah ve uzun kapşonlu hırkamın şapkasını takarak hızlı adımlarla yürümeye başladım. Burada böyle gezebilirdim tabiki ,sonuçta herkes benim sorunlu olduğumu biliyordu. Ek olarak psikoloğa gitiğimi de öğrenmişti mahallenin dedikoducu ama pek güler yüzlü (!) teyzeleri... Telefonumun kulaklıklarını takıp kendimi uygun bir şarkı açtım. ( Rihanna- What now) . Son ses şarkıyı dinlerken yoldan geçen insanlar bana garip garip bakıyorlardı. Sanki hayatlarında hiç böyle bi insan görmemiş gibi.... İnsanların bu önyargılarını anlayamıyorum.
Bu kadar bencil ve kendilerini düşündüklerini anlayamıyorum. Herkesin mükemmel olduğunu falan mı sanıyorsunuz siz? elbet en harika görünen insanların bile bir sorunu vardır. Ama haklılar eğer önyargılı olmasalardı insan olmazlardı değil mi ? onların görüşü tabiki bu. İnsan olmak önyargılı olmak değildir ki. İnsan olmak birbirini anlamaktır. Bırakın insan olmayı bazen hayvanlar bile daha iyidir insanlardan inanın bana. Neden hiç arkadaşım yok sanıyorsunuz ki ? ne gerek var. Yalnızlık bu kadar güzelken ?
Herneyse çok konuştum galiba yine şu köşeyi döndüm mü merak etmeyin eczane hemen orda..
What now? I just can't figure it out
Şimdi ne olacak? Bir türlü anlamıyorum,
What now? I guess I'll just wait it out
Şimdi ne olacak? Sanırım birazcık bekleyeceğim
What now? Woah, what now?
Şimdi ne olacak? Şimdi ne olacak?
Çarpıştığım gerizekalı çocuk yüzünden telefonum parçalara ayrılmıştı. Eğilip onu toplarken bir yandan da söyleniyordum
"Biraz daha dikkatli olursan ölür müsün sanki hödük ? Ne bu insanların tarlada yürüyomuş gibi halleri hayvan değilsiniz siz olum azıcık insanlık öğrenin yaaa ama yok olmaz insanlık ta neymiş ?"
Telefonumu toplayıp yerden kalktığımda çocuğu-pardon hakaret olurdu- adonisi gördüm. Evet hani şu heykel olnalar. Hey ne zamandan beri burdalar bunlar. Vay canını gerçek gibi şuna baa- tamam tamam ilaç almamamın yan etkileri işte sakin olun gidiyorum. Çocuk ise hala bana bakıyordu. Evet canısı biliyorum güzelim kapat o ağzını.. Tamam ya bakmayın öyle.. Hey şuradaki kelebeklere bakın vay canına ! Bunlar ne zamandan beri uğur böceği taşır oldu. AAA yılan yılan kaçmalıyız bence evet evet gidelim. Hey bidakika ışıkları kim kapattı .Heey deprem mi oluyor ne haltlar dönuyo bur-
I found the one, he changed my life
O'nu buldum, hayatımı değiştirdi
But was it me that changed
Ama değişen ben miydim,
And he just happened to come at the right time
Ve o sadece doğru zamanda gelen kişi miydi?
I'm supposed to be in love
Aşık olmam gerekiyordu,
But I'm not mugging
Ama ben değilim,
-VINCENT-
Karşımda hiç eskimeyen pembe pijama sevdasıyla duran kıza bakakalmıştım. Ne olmuştu bu kıza ? Gözaltları şişmiş Benim çok sevdiğim saçlarının kızıllıkları sönmüştü. Yeşil gözlerinin etrafındaki hareler neredeydi şimidi ? Kaybolmuştu onda birer birer sevdiğim özellikler.
Telefonunu toplamak için eğildiğinde söylenmeye başlamıştı. Aşık olduğum sesini ilk defa bu kadar yakından duyabiliyrdum. Söylenmekten hiç vazgeçmemişti değil mi ? Dırdır yapmasa olmazdı zaten. Bir süre sonra geri kalktığnda ilk tanıştığımız günkü gibi ağzı açık kalmıştı. Tanrım bu kız niye böyle ? Ardından kendi kendine gülmeye ve etrafı izlemeye başladı. Sanki.. Sanki etraftaki küçük kelebekleri yakalamaya çalışırmış gibi ...
Sonra sonra sanki birden gözlerine perde indi. Ve... ve Hap ? Aniden yere yığılan bedenle kalakalmıştım. Benim kızım bayılmıştı. Benim.kızım. Kafayı çalıştır Vinc. Eğilip onu kucağıma aldığım gibi koşmaya başladım. Nerye gidebilirdim ne yapardım bilmiyodum. Tek bildiğim. Onu.Kaybetmek.İstemediğimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEMORABLE
Romance" Hayır yaklaşma sakın vinc hayııır " Kız çığlık atarak elinde su hortumu olan erkekten kaçmaya çalışıyordu. Erkek hortumu havaya kaldırdı , kızı belinden tutarak kendine çekti ve ikisinin sırılsıklam olması veya saçlarının uçlarından sular damlama...