MEMORABLE- 8. Bölüm

42 2 0
                                    

 oylayıp votelerseniz sevinirim :))   bu bölüm kötü çocuk Vincent'ı biraz tanımak için... 

    Kız üstündeki kıyafetten rahatsız olurmuşcasına çekişitidri eteğini. Buraya gelmesinin tek nedeni gayet ki Vincen'tı onun arkadaşlarıyla tanışmak istiyordu ve Vincent'ın anlattığı kadarıyla çevresi fazlasıyla nasıl denebilir "sürtükçe"ydi kız bundan rahatsız olduğunu belli etmek istemiyordu. Onu kıskandığını Vıncent bile bilmemeliydi. Çünkü Vincent'a aşık olmasının yanında,Vincent için sadece onun arkadaşıydı. Aklına gelen düşüncelerle yanaklarını şişirirken kolunun dürtülmesiyle kafasını kaldırdı. İşte gelmişlerdi.

       Vincent hepsinin teker teker kıza tanıtırken bir yandan da kendine hakim olmaya çalışıyordu. Kız gerçekten çok güzel olmuştu. Sanki Tanrı ona meleklerinden birini göndermişti. Kız sıkıntıyla iç çektiğinde kıza hak verdi. Bu kadar kuralsızlık kokan bir yerde meleğin ne işi vardı?  

-" Mathilda,Jeremy,Suzi vee bu da Happy. Sizinle gerçekten tanışmak istiyordu"

-" Merhaba sizinle tanıştığa çok sevindim şey buyrun oturun lütfen"

     Hepsi kızın karşısındaki sandalyeye otutrurken kız sakın olmaya çalışıyordu. Çünkü şu Mathilda denen kız Vincent'ın kulağına eğilmiş birşeyler söylerken sürtükçe gülüyordu. Kız yumruklarını sıkarak masadaki sudan bir yudum daha aldı. Sinirlendiğinde her zaman olduğu gibi yanaklarının kızardığını farkettiğinde bardağı kafasına dikerek , ellerini yanaklarına koydu.

      Vincent kızın sinirlendiğini anladığı için gülmemek için yanağını ısırıyordu. Bu gece kıza açılmayı planlarken herşeyin istediği gibi gitmesi gerekiyordu ama Mathilda bütün planlarını bozucaktı. 

-" Eee Hap nerede ne yapyorsun tatlım"

-"Sağol Mathilda iyiyim ! Hala okuyorum, Şu anlık bir planım yok senin ?"

-" Ne okulu canıım ana kuzusu gibi okula mı gidiyorsun?"

-" Sürtük olmaktan daha iyi bir seçim bence malum benim sağlıklı para kazanma dururmum daha yüksek zira senin ertesi gün yürüyememe sorunun olabilir"

      Kızın söylediği şeyle Mathilda hariç masadakiler gülmeye başlamışlardı. Belki biraz esrar çektiklerinden Belkide biraz içtikleri içindi. Happy umursamadı. Vincent'a baktığında çocuğun gülüp ona göz kırptığını gördğünde istemsizce güldü. 

-" Hergün aynaya baktığını bilmiyordum,  Happy'cim "

      Mathildanın dediği şeyle sakince gülümseyerek masadan izin aldı ve lavaboya doğru yürümeye başladı. Biraz sakinleşmeliydi. Yoksa ayaklı avon kataloğunun üstüne atlayacak ve o fıçıya girdiğine pişman edicekti.

     Yüzünü yıkayıp makyajını tazeledikten sonra kapıdan çıktı. Tam koridorda öpüşen bir çift gördü. Kendi kendine gülümsedi. Belki Vincent ile kendiside böyle olabilirdi. biraz daha yaklaştığında bu iki kişinin Mathilda ve Vincent olduğunu gördü. Evett dedi kendi kendine evet Happ bu kadar mutluluk fazlaydı sana..Canım acıyor. Saç uçlarıma kadar, canım acıyor. Susuyorum. Seni çok seviyorum ve sen bunu bilmiyorsun

*******

         - VINCENT-

      Happy'ı eve bıraktıktn sonra direksiyonu depoya doğru çevirdim. Happy'ye kavuşmuştum evet. Nihyet onun yanında gezip o muhteşem kokuyu içime çekebiliyordum. Bu anı ne kadar beklediğim hakkında hiçbir fikriniz yok değil mi ? Yalnızlığım bugünüm yarınım hüzünlerimin hepsi o. Tel bildiğim o beni vazgeçilmezim. Bu kıza aşıktım. Üzerimde bıraktığı etkisine de. Deponun önüne geldiğimde Stefan'ın beni kapıda beklediğini gördüm onu da arabaya alarak aylık haraçları toplamak için bir bara sürdüm arabayı. Vardığımızda kapıyı sertçe kapatarak botlarımdan çıkan sese aldırmadan hızlıca kapıdan içeri girdim. 

    Önümde neredeyse korkudan ağlayacak olan bar sahibe sert bir bakış attım. Yavaş ve korkutucu adımlarımı az önce milleti korkutarak boşalttığım barda ilerledim.

-" Demek bu ayki parayı vermek yerine bolca bir cesaret yedin  "

     Alayla gülüp siyah botlarımın etrafta yankı yapması için adımlarımı sertçe basarken ani hareketle arkamı dönmüş ve korkuyla yutkunan bar sahibine baktım. 

-"Ben bu ay parayı veremedim evet ama bir kuruma bağış yaptım "  Sinirden kasılan çenemi kaşıdım ve sert sesimle konuştum. 

-"Sikerim kurumunu"

      Hızla adamın arkasına geçtim ve cebimden en sevdiğim bıçağımı çıkarırken etrafa bir bakış attım. Tek hamlede en sevdiği bıçağı boğazına bastırıp çekmemle yere yığılması bir oldu. Oldukça iri vücudu titrerken ve boğazından kanlar boşalırken bıçağı  yere attım. Yoğun içki kokusunun bulunduğu barda korkakça bana bakan barmenlere  sert ses tonumla emir verdim

-"Bundan sonra buranın sahibi benim. Siz benim kurallarıma uymazsanız bu piçin ölümünden daha beter olur ölümünüz "

     Hepsi başını salladığında gülümseyip bardan dışarı çıktım. Saat 4-36 yı gösterirken arabama atlayıp eve doğru yola koyuldum. Hizmetçilerden istediğim kahveyi iptal ettirerek direk odama çıktım. Üstümü çıkarıp bir eşofman giyerek balkona çıktım ve sabahın dondurucu soğuğunun beni kendime getirmesini beklerken bir sigara daha yaktım.

MEMORABLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin