8. Bölüm

7 1 0
                                    


Hayatımın dönüm noktasındayım artık. Kararlarım, şartlarım, duygularım. düşüncelerim tamamen farklı olacak.

Arsel ile akşama kadar oturup konuştuk artık onun zengin bir züppe olarak görmüyordum. Bana hayat hikayesini anlatmıştı evet kısaca size de özetleyeyim;

''Belirli bir yaşa kadar annesinin olmadığını düşünüyormuş çünkü annesi onu 6 yaşında babasına bırakmış ve bir daha görmeye gelmemiş. Hayatı boyunca babası ile yaşayan Arsel annesinden ne şefkat görmüş nede sevgi. Liseye geçtiğinde ise babasını da başka bir ülkede bırakıp buraya gelmiş. Her zaman evden uzaklaşmak için çabalamış, babasının kendisine getirdiği üvey anneleri nedeni ile. Babası ise sadece parası ile yanında duruyormuş. Kaderimiz bir azda olsa aynı.''

Artık onu daha iyi anlıya biliyorum bu zamana kadar neden hiç dinlememişim diye pişman oluyorum. Kendimi hayatın dönüm noktasında gibi hissediyorum. Bu gecede burada kalmasını ben istedim. Kendimi çokça ihanet etmiş gibi hissetsem de artık içimdeki duyguları bastırmaya karar verdim. Artık beklemeyi, umutsuzluğu değilde mutluluğu, huzuru seçmeye karar verdim. Belkide artık kendimi düşünmeye başlamam lazım.

Bu akşam babamın gelmesi gerekiyor, geleceğini hiç düşünmüyordum. Bu gün annemin ölüm yıl dönümü. Annemin neden öldüğünü hiç bir zaman bilmedim ve çokça kendimi suçladım. Peki ya ardında ne olabilirdi.

Gece olmuştu bu gün de Arsel ile oyun oynayarak geçirdik. Tam umutsuzluğa kapıldığımda kapı çaldı babamın geldiğine o kadar emindim ki adeta yüzüm gülerek kapıyı açtım. Gelen yan komşumuzdu elinde bir demet papatya "Kocam size geldi mi?" diye sordu. Ne saçma bir soruydu bu "Nasıl yani?" diyerek soruyla karşılık verdim. Arkasını dönüp gitti. Bazen bu kadının delirdiğini düşünüyorum. Arsel ise arkada kahkaha atıyordu. Ben mutfağa geçtim yemek yapmaya karar verdim bir yandan elime telefonu alıp, babamı aradım. Telefonu açmadığı için "Bu akşam seni yemeğe bekliyorum" diye mesaj attım tabi biraz geç oldu bunun için.

Bir kaç dakika sonra tekrar kapı çaldı bu sefer gelen deli komşumuz değil babamdı. Ona içeri girmesini söyledim ve girdi. Yüzü baya asıktı. Acaba zorunda hissedip mi gelmişti.

Sanırım yaşadığım bu karmaşık zamandan dolayı ona çok ihtiyacım vardı, gelmesi beni çok sevindirdi o ise bunun tam tersini düşünüyor gibiydi.

"Bir sorun mu var?" dedim gerçekten ortam çok gerilmişti. Babam olayları anlattığında kulaklarıma inanamadım bu konuda anlatacağım ve değineceğim pek bir şey yok ama size olayı anlatmak isterim.

Az önce deli diye nitelendirdiğim komşumuz kocasını çok sevdiğini ve ona aşık olduğunu sokakta bağırırken görmüş, bu yeterince ilginç değilmiş gibi üstüne özür dileyerek kocasını bıçaklamış. Bu olaylar olurken babamda tam o sıra bize geliyormuş.Yardım etmeye koşmuş ama kadın onu da öldürmekle tehdit etmiş. Babam ise ambulansı ve polisi arayıp buraya gelmiş aslında attığım mesajı görmemiş bile. Peki kadının kocasını öldürmeden önce kocasını araması ve bunu bize sorması neye işaret. Kadına deli dediğime bakmayın gerçekten deli biri değildi yani ben öyle biliyordum.

Babama bu konuyla ilgilenmesini ve polise gördüklerini anlatmasını söyledim. O ise olayın şokundan cevap bile vermedi. Babamın şokunu atlatmak biraz zor olsa da bunu Arsel ile başarabilmiştik. Yemek yedikten sonra Arsel'den babamı eve bırakmasını istedim oda kabul etti. Geri gelmesini pek beklemiyordum, onca yaşanılanları duyunca. Üstümü değiştirip yatmaya hazırlandım kafamda ise kadının kocasını nasıl öldürebileceği kurcalıyordu. Aslında çok da kötü bir semtte oturmuyordum, böyle şeyler olmazdı buralarda. Babam ve Arsel gideli baya olmuştu Arsel'in gerçekten gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım. Zaten nedendi ki, neden onu bekliyordum. Kendimi toparladım ve uyumak için hazırlandım. O anda kapı çaldı bir mutluluk kaplamıştı içimi. Hatta kapıyı "Geldim Arsel geldim" diye açmıştım. Gelen Arsel değildi, gelen keşke Arsel olsaydı..

Gelen o deli komşumuzdu suratım bembeyaz olmuştu kadının karşısında çarpılmışa dönmüştüm. Çok tatlı ve sevecen bir şekilde "Saate çok geç ama kocam daha gelmedi, korktum gelene kadar sizde otursam bir sorun olur mu?" nasıl yani? Ne diyordu bu kadın. Kadın gerçekten delirmiş olmalıydı, ne yaptığını mı hatırlamıyordu yoksa anlaşılmaması için mi yapıyordu?. O korku ile hiç bir şey demeden içeri girdim kadın sessiz sakin bir şekilde kapıyı kapatıp kilitledi. Hareket bile edemiyordum neden yüzüne kapatmadım ki kapıyı, kadın katildi işte. Sadece oturdum ve kadına kitlendim yüzümde hiç bir mimik yoktu. "Baban bu gün sizde miydi?" evet desem her şey anlaşılacaktı ama hayır desem belkide benzetmiş siniz diye bilirdim. "Hayır babam yurt dışında" demeyi tercih ettim. Kadın yüzüme bakıp sürekli gülümsüyordu. O an ki çaresizliğimi kelimeler ile anlatamıyorum bile. Bir anda bağırmaya başladı "O da yalan söylerdi insan oğlu böyle işte. Yalancısınız hepiniz! Yalancılar, yaşamayı hak etmiyorsunuz. Aşağılık varlıklar. Öleceksiniz hepiniz." Bunları duyduktan sonra hızlıca kapıya koştum evet kaçmayı düşündüm. O sırada kapı çaldı ve ben bağırmaya başladım. "Yardım edin, lütfen yardım edin" gelen Arsel'di sesimi duyunca " Derin iyi misin?Ne oluyor orada?" Kapıya tekmeler ve yumruklar atmaya başladı, kadın yavaş yavaş üstüme doğru geliyordu ve sürekli " "Beğendin mi yaptığını şimdi?" diyordu. Nasıl kurtulacaktım ben bu yerden derken gözüme ilişen ilk pencereye doğru koşarak atlamaya karar verdim zaten ilk kattaydık kolayca çıkabilirdim.

Çamı açarken arkama bile bakmadan pencereden atladım elim ayağım titriyor ve hıçkırarak ağlıyordum Arsel hemen geldi yanıma sakinleşmeye çalışırken "O kadın, o kadın evimde" diyebildim sadece. Arsel ise polisi aradı kadının bağırışları mahallede inliyordu. Bir şey demiyor, kadın sadece tüm gücüyle bağırıyordu. Arsel beni kucağına aldığı gibi arabaya götürdü beni ve arabanın torpido gözünden bir tabanca çıkardı. Buna sevinmiştim ama bu tabancanın Arsel'de ne işi vardı. Arsel eve doğru gitti ve eve girdi onu gördüğümde engellemek için kapıları açmaya çalıştım ama beni buraya kilitlemişti. Telefonumu da bulamıyordum evin içerisinde kalmıştı. Avaz avaz bağırmaya başladım. "Kimse yok mu? Yardım edin! Arsel geri gel lütfen geri gel." Bir sürü insan camdan çıkmış bakıyordu ama kimse yardıma gelmiyordu. Bir kaç dakika gelmeden polis geldi. Beni görsünler diye daha sesli bağırmaya başladım "Buradayım lütfen çıkartın beni" Bir polis benim ile ilgilenirken diğer iki polis eve girmişlerdi. Araba dan çıktığımda eve doğru koşmaya çalıştım lakin yanımdaki polis bun izin vermedi. Bunlar olurken ambulans da gelmişti komşuların biri aramış olmalı. Hemen eve girdiler bağrışlar duyuyordum ama Arsel'in sesi çıkmıyordu. Kadını ambulansla götürdüler, çok şükür ki silah sesi duymamıştım yani Arsel iyi olmalıydı. Polislerle Arsel'de çıktı. Karakola gidip ifade verdik zaten orada Arsel'i tanıyorlarmış. Silah konusu bize sıkıntı çıkartmadı. Karakola Babam ve Şermin gelmişti, ne kadar ısrar etseler de onlara "Hayır bu gece Arsel ile kalmak istiyorum onun yanında daha güvende hissedeceğim" dedim.

Karakoldan çıktık ve Arsel beni kendi evine götürdü. Bu evde tek kalıyormuş o yüzden sıkıntıda çıkmadı. O gece nasıl uyuya kaldığımı hatırlamıyorum sadece Arsel'e bu gece bu konu hakkında konuşmak istemediğimi söylemiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GERİ DÖNÜŞ !!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin