five

8.7K 400 390
                                    

"Alışverişe gitmemiz lazım. Okul balosu için giyecek hiçbir şeyim yok."

Tzuyu isyan ettiğinde, Eunbi ona ters ters baktı ve başını iki yana salladı. Dahyun, hepimizin yapmak istediği şeyi yapıp onun koluna vurduğunda kepçe kulakları gözükecek şekilde saçlarını arkaya attı ve acıyla inledi.

"Ne vuruyorsun ya?!"

"Salak saçma konuşuyorsun çünkü. Okul balosuna bilmem kaç ay var şimdiden ne kıyafeti, gerizekalı!"

Chaeyoung, laflarını öfkeyle sıralarken yüzü nefessizlikten kıpkırmızı olmuştu ve bu haline sadece gülmüştüm.

"Günaydın!"

Yerim, sınıfın önündeki kapıdan elini sallayarak girerken iki gün önceki haline göre çok daha iyi görünüyordu.

Ona geri cevap verdiğimizde önümde oturan Tzuyu sıraya vurdu ve "Seninki geldi." dedi.

Jungkook, arkadaki –benim daha yakın olduğum- kapıdan girerken bakışlarım saçlarını karıştıran elini buldu. Kızlar kıkırdayarak yanımdan uzaklaştıklarında derin bir nefes aldım ve Jungkook'un önümdeki sıraya yürümesini izledim.

"Günaydın."

Tek omzuna astığı sırt çantasını sırasına koydu ve bana bakarak gülümsedi. Kızaran yanaklarımla birlikte sırıtırken yanıma geldiğinde başımı kaldırıp ona baktım.

"Günay-"

Birden bire yanağıma kondurduğu öpücükle gözlerim kocaman olurken hala sınıf kapısının orada dikilen Yerim'le göz göze geldim. Hafifçe yutkunarak bakışlarımı tekrar Jungkook'a yönelttiğimde yana kıvırdığı dudaklarıyla bana baktığını gördüm. İradem dışı gözlerim tekrar Yerim'e döndü.

Pekala.

Yerim'in hayal kırıklığı dolu ifadesini, onun tavşan dişlerini gösteren gülümsemesi bile unutturamamıştı. Ellerimi güçlükle sıranın üstüne koydum ve ayağa kalktım.

"Hey, neyin-"

"Bir dakikalığına lavaboya gitmem gerek, Kook." dedim lafını keserek.

Yanından geçip gidecekken tuttuğu kolumla ona döndüm. Çatık kaşları yüzümün her bir yanını gezerken kısık bir sesle sordu.

"Gelmemi ister misin?"

Onun bu düşünceli tavrına buruk bir gülümsemeyle karşılık verdim çünkü gerçekten iyi hissetmiyordum. Kolumu yavaşça kurtardım ve hızlı adımlarla sınıfı terkettim.

Ayakkabılarımı yere vura vura ilerlerken koridorda yankılanan sesle hala sınıflarına girmemiş olan birkaç öğrenci dönüp bana bakmıştı ve bu daha fazla sinirlenmeme neden olmuştu.

Bunca zaman birbirimizden hiçbir şey saklamazdık ki biz, ne diye ondan hoşlandığını söylememişti ki?

Neden hem kendini hem de beni zor durumda bırakıyordu, anlamıyordum.

Önüne geldiğim tuvaletin kapısını sertçe açtım ve bir hışım içeri gidip musluğun önüne yürüdüm. Musluğa uzanıp onu açacağım sırada arkamdan gelen ince sesle gözlerimi birkaç saniyeliğine yumdum.

Bela geliyorum demezdi, değil mi?

"Bücür, kimin tuvaletinin kapısını çarpıyorsun sen?!"

Üst sınıflardan olduğunu bildiğim kızın teki, elindeki rimelle aynaya bakarken ağzımdan çıkan 'hah' sesini engellemeye gerek duymadan ona döndüm.

My Own♧JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin