eighteen

4.3K 185 389
                                    

bir sene sonra

"Evet Jungkook, dersim bitince getirebilirim."

Kitaplarımı bir arada tutmaya çalışırken kulağım ve omzum arasına koyduğum telefonumla başa çıkmaya çalışmak beni oldukça bunaltmıştı.

"Ama ben şimdi istiyorum onu!" diye mızmızlandığında gözlerimi devirmiştim.

Yani, dün akşamdan kalan pizza dilimini saklama kabına koyup okula getirdiğim yetmezmiş gibi bir de yan binaya Jungkook'a götürecektim!

Üstelik dersim iki dakika sonra başlıyordu ve amfinin tamamen dolduğuna, ön sırayı boş bulamayacağıma adım kadar emindim.

"Jungkook, bu ders benim için çok önemli, biliyorsun."

Telefonu kapatması için yalvaracak konuma geldiğimde önümde dikilen bedenle bu girişimimi geride bırakmış ve onu sonra arayacağımı söyleyerek aramayı sonlandırmıştım.

Onu en son gördüğüm zamandan bu yana boyu uzamış, saçlarını kestirmişti. Aklındaki cinayet planlarını bana anlatırken gözleri öyle bir parlardı ki yaşama amacının o cinayetler olduğunu düşünürdüm. Şimdi tekrar, o parıltıyla bana bakarken yutkunmadan edemedim.

Cılız bedeniyle bana doğru birkaç adım atarken oradan kaçıp gitmek istedim, onunla konuşma fikri beni bir anlığına ürkütmüştü fakat kendimi durdurdum.

Gülümseyen yüzünü sildikten sonra özlem kokan ifadesiyle içimde bir burukluk hissettim. Hissetmemeliydim.

Uzun kollarını bana sararken fısıldadığında derse giremeyeceğimi kabullenmiştim.

"Uzun zaman oldu, Rae Hwa."

-

"O kadar torpilin varken, neden üniversiteye girmediğini anlayamadım?"

Büyük bir gülümsemeyle beni izlerken ona olabildiğince 'arkadaş' olarak davranmaya çalışıyordum.

"Bu kullanmak isteyeceğim bir fırsat değil. Diğer öğrencilerin önüne geçmek istemedim. Hem yapmak istediğim şey daha farklı. Meslek sahibi olmayacağım, bu yüzden okuyarak vakit kaybetmek istemedim."

Onu anladığımı belirtircesine başımı sallayıp bakışlarımı ellerim arasında duran kahvemde gezdirdim bir müddet.

Sessizleşmiştik.

Konuşacak çok bir şey yoktu zaten. Onu uzun zamandır görmüyordum.

O yokken hayatımda çok fazla şey değişmişti. Jungkook, bana resmi bir çıkma teklifi etmişti. Son senemiz oldukça 'hareketli' geçtiğinden dolayı üniversite sınavına çalışmaya vakit bulamamıştık fakat Jungkook, müthiş 'sağlam' arkasıyla bu işi de halletmiş ve Seul'ün en iyi üniversitesine girmemizi sağlamıştı. Hukuk okuyordum ve cinayet işlemeye yeminli biri olarak bu bölümü neden seçtiğimi ikinci sınıfa geçmeme rağmen hala sorguluyordum.

Herhalde kendi kendimin avukatlığını yapabileceğimi falan düşünmüştüm.

Jungkook ise işlediği cinayetlerin daha düzgün olmasını, demek istediğim açtığı kesiklerin simetrik olmasını, istediği için tıp okumayı seçmişti.

Sınavdan beş puan alamadığım halde istediğim bölümü seçerek, en iyi üniversitelerden birine girmek... Tanrım, hayatımdaki tüm şansları kullanmış olduğumu düşünüyordum.

My Own♧JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin