0.1

52.6K 663 63
                                    

Halsey/Ghost town

Chantel
Bugün Justin'in evine ilk gidişim olduğu halde heyecanlı değildim.Ama hala neden evet dediğime anlam veremiyordum.
"Çünkü tüm o zenginlikleri tatmadan ölmek istemiyorsun" dedi iç sesim ve lanet olsun ki haklıydı.
Onun milyonların yıldızı olması umrumda değildi veya abartılan sorunları. Sadece kolay yoldan para kazanmak istiyordum.
Ve tanrı bu dileğimi gerçekleştirmen için karşıma onu çıkarmıştı.

Fakat o neden onca kız arasından benim gibi gerçek anlamda normal bir kız seçmişti?Bal rengi gözleriyle barda sadece bir kez karşı karşıya geldikten sonra ortalıktan kaybolan birinden bahsediyordum.Üstelik ona gözlerim kapalı bile olsa güvenecek durumda olmak beni rahatsız hissettiriyordu.

Hayatında kime güvense hayal kırıklığına uğratılan biri olmasına rağmen karşısına çıkan ilk kişiye bile güvenmesinin acizliğinin farkındaydı.Bunları düşünürken bile kendimden bahsettiğimi kabullenemiyordum.Aklımdaki kara bulutu yok etmek istercesine başımı iki yana salladım. Her şey güzel olacaktı.

Taksinin camından yolu izlerken çantama sıkıştırdığım telefon çalmaya başladığında saatin daha yedi olması yüzünden homurdandım.Bu saatte kim arayabilirdi?
Telefondaki bilinmeyen numarayı gördüğümde kiracı olduğunu düşünerek kapatacaktım fakat bilinmeyen numara olduğunu gördüğümde ekrana sertçe tıkladım.

-"Alo" ses neredeyse fısıltıyla gelirken anlamak için fazladan bir çaba harcıyordum.


-"Evet?"
-"Evime bekliyorum demiştim değil mi? Vazgeçtim, şu an neredesin onu söyle oraya geleceğim birlikte gideceğiz" gözlerimi yüzüncü kez devirerek üç basamaklı sayılara ulaşmış taksimetreye göz attım.
-"beck's" dedim gözlerimin iliştiği kafeye.Karnımın gurultusunu duymaması için dua ediyordum.
-"Pekala taksiden in ve orada bekle"
-"Tamam" dedim telefonu kapatmadan  önce ve daha sonra biriktirdiğim harçlığımı şoföre uzattım.
Sırt çantamı yerde sürüklerken beck's in önündeki bir bankta oturuyordum.

Bir araba bankın önüne yanaştığında onu tanıdım.
Adını bile telafuz edemediğim mükemmel arabalardan biriydi.
Direksiyonun başında bana el salladı.
Adımlarımı arabaya doğru hızlandırırken içimde kötü bir his vardı.

-"Merhaba bebeğim" yanağıma ıslak bir öpücük kondurduğunda midemin kalkmaması için büyük bir çaba gösteriyordum.

-"Eve gideceğiz ve biraz oyun oynayacağız" direksiyonu tek eliyle rahatlıkla kavradığında diğer eli bacağımda duruyordu.
Bacağımı kavradığı eli elbisemin icra bölgelerine doğru kayarken nefesimi tuttum.
İlk günden bu kadar kademe atlayacağımızı bilmiyordum.

---------------
-"İşte geldik" dedi evin büyük kapısı açıldığında.
Tamam ilk önce ağzımı kapatmalıydım ve bir tane daha küçük düşürücü bir söz söylememeliydim.
-"Tanrım"
-"Burası artık seninde evin bebeğim.Her bir eşya sana da ait"
Kollarını belime sarıp kendine çekti.
-"Ama ilk önce babacığının sana ihtiyacı var"

Bedenimi tekrar ondan uzaklaştırdım.
"Hemen mi?"
Kaşlarını çattı.Birden beni tuttu ve kendine çekti.Sırtıma yerleştirdiği eliyle beni kendine bastırırken diğer eliyle saçlarımı okşuyordu.
Beni tutkuyla öptü ve diliyle dudaklarımı aralanmaya zorlarken acıma nedir bilmiyordu.

Kalbim daha o anda ısındı ve öpüşüne kendi tutkumla karşılık verdim.
-"Şimdi seni odaya çıkarıp soyalım"
Beni hızlı ve sert bir öpücüğe boğdu.
Tanrım,o işini biliyordu ve sabırsızdı.
Elimi kavradı ve beni doğruca merdivenlerden çıkarıp odasına götürdü.
Yapılacak bir şey yoktu.Justin yan lambayı açtı ve bana baktı.
-"Lütfen bana kızma" diye mırıldandı.
Bakışları ifadesiz,gözleri soğuk , puslu cam kırıkları gibiydi "Ama yol boyunca bunu hayal ettim" sonunu getirmekte tereddüt etti "ve ben hayal kırıklığına uğramayı sevmem."

Gözlerimi ona sabitleyerek nefes nefese "tamam" dedim.
Gözlerini yumup başını salladı.Tekrar gözlerini açtığında ifadesi yumuşamıştı.Derin bir nefes alıp yutkundu."Arkanı dön" diye fısıldadı."O elbiseyi çıkarmak istiyorum."
Ona ayak uydurmak o kadar güçtü ki.Bunu ilk günden anlamıştım.Ruh hali durmadan değişiyordu ve ne yapacağını tahmin edemiyordum.

İtaatlar bir tavırla arkamı döndüm.Kalbim gümbürdüyordu,huzursuzluğun yerini son hızla alan arzu,karnımın alt kısmını karanlık ve özlem yüküyle doldurmuştu.
Saçlarımı sırtmdan toplayıp göğsümde kıvrılacak bir şekilde sağ tarafımdan aşağıya sarkıttı.
Başparmağını  enseme yerleştirdi ve tırnağını tenime sürterek bel kemiğimden aşağıya acı verecek şekilde sürükledi.
-"Kıyafetini beğendim" diye mırıldandı.
Parmağı bel kemiğimin tam ortasında , boyundan bağlı sırtı açık elbiseme ulaştı ve parmağını kenarına geçirip beni ona bir adım daha yaklaştıracak şekilde kendine çekti.
Öne eğilip saçlarımın kokusunu içine çekti.
-"Çok güzel kokuyorsun Chantel.Çok tatlı" Burnunu kulağıma sürtüp boynuma kadar kaydı, omzumu boydan boya yumuşak ve kuş tüyü hafifliğinde öpücüklere boğdu.Bu işte o kadar iyiydi ki...
Bedenim tepki verdi ve dokunışunun altında kıvranmaya başladım.
Her kelimenin arasında enseme öpücükler kondurarak "Kıpırdamadan.Durmayı.Öğrenmen.Gerekecek." dedi.

Boyun bağını çekmesiyle elbisenin yere düşüp ayaklarımın dibine yığılması bir oldu.
"Sutyeniniz yok, Bayan Clover.İşte bunu sevdim."

Yorumlarınızı bekliyorum.Umarım beğenirsiniz vote yapmayı unutmayın.
xx

Sugar daddy » Justin BieberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin