Merhaba arkadaşlar. Multide bölüm şarkısı: Decode-Paramore
-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_
Yol boyu ne o ne ben konuşmuştuk. Bu sırada bolca onu izlemeye vaktim olmuştu. Uzun kirpikleri vardı. Kirli sakal bırakmıştı ve baya yakışıyordu. Saçlarını eliyle dağıtmıştı. İnsanın oynayası geliyordu. Turkuaza kaçan parlak gözleri vardı. Geniş omuzları ve hoş kasları vardı. Çok değillerdi ama yok da değillerdi. Düzgün burnu çıkık elmacık kemikleri ve dehşet kemikli bir yüzü vardı. Ve ben kemikli yüze bayılırım. Gerçi Kerem'in de yüzü kemikli, çok yakışıklı, gözleri çok derin bir kahverengi falan ama konumuz o değil.
Hoş bir bar/cafeenin önünde durduk. Arabayı park ettikten sonra birlikte arabadan indik. Arka koltuktan iki çanta aldı.
"Ne çalıyorsun?"diye sordum.
"Klarnet ve saksafon."dedi. Klarnete bayılırdım. Saksafona da öyle.
"Severim."
"Neyi?"
"Klarnet ve saksafonu."
"Hı şey evet ben de severim."
"Onları çaldığına göre seviyo olmalısın."dedim ve utanarak önüne bakıp saçlarını kaşıdı. Tanrım çok tatlıydı.
İçeri girince yoğun bir insan seliyle karşılaştım. Burası ağzına kadar doluydu. Belimde bir el hissedince hemen arkamı dönüp yumruğumu indirdim.
Sonuç: geriye sendeleyen bir Tufan ve utancından yerin dibine giren bir ben.
Hemen yanına gidip kolundan tuttum. Bir yandan da elimi çenesine koydum.
"Tufan iyi misin? Ben sen olduğunu fark etmedim b-b-ben başkası sandım. Tufan çok özür dilerim Tu-"
"Tamam sorun yok. İyiyim ben."dedi elmacığını tutarak.
"Gel gidelim. Ben seni korumak için elimi beline koymuştum ama sen.."
"Ya ben başkası sandım gerçekten yoksa sana asla zarar vermem."
"Tamam Deniz ya sıkıntı yok. Gel gidelim."
Sesimi çıkarmadan beni belimden tutup yönlendirmesine izin verdim. Sahnenin tam önüne kurulmuştu masa. Herkes oradaydı. Onlara yaklaşmamızla herkes ayağı kalktı.
"Hey bro."dedi Defne sonra Tufan'la tuhaf bir el hareketiyle birbirlerini selamladılar. Korak masanınbaşından kalkıp gelip bana sarıldı.
"Nader kız?"
"İyi Koray sen napıyosun?"
"İyi ben de." O sırada gözüm ojelerine ilişti.
"Koray o ojeler ne?! Numarasını markasını hemen istiyorum."dedim. Su yeşili mükemmel bir oje sürmüştü. Üstünde de aynı renkte tişörtü vardı. Kocaman bir kahkaha patlattı.
"Telefonunu ver bakayım." Telefonuma girip notlara markasını ve adını yazdı.
"Sağol ya rengi çok güzelmiş."
"Ay nolcak kız lafı mı olur?"
Bu sırada Demir olduğunu düşündüğüm ikiz yanımıza geldi.
"Demir? Değil mi?"
"Hı hı ta kendisi. Hoşgeldin."
"Hoşbuldum. Sen ne çalıyorsun?"
"Keman."
"Ciddi misin? Kemana bayılırım."
"Evet. O zaman solo çalacağım ilk parça benden sana gelsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğerleri
أدب المراهقينDeniz Soylu, değişik yetiştirilmiş değişik bir kız. Babası Erdal Bey'le beraber uzun yıllardır birlikte yaşıyorlar. Annesi yıllar önce ölmüş ve babasıyla birbirlerine tutunmuşlar. Babası da aileden kalan işini devam ettirmek zorunda. Uyuşturucu kaça...