' Karanlık ' hiç bu kadar can yakıcı olmamıştı...
Şu anda odaya hakim olan karanlık kadının ruhunu yansıtırken soğuk ise üşüyen tenini yansıtıyordu...
Saatler önce daldığı derin uykusundan , gördüğü kâbus ile adeta yataktan sıçradı. Terden ıslanan ve alnına yapışan saçlarını, titreyen elleriyle geri itti , hızla inip kalkan göğüsüne ellerini koyup sakinleşmeye çalıştı.Neler olmuştu , nasıl buraya gelmişti ! Dün gece... Dün gece sevdiği adam , annesi ,babası ,abisi , sevgilisi... Herşeyi , ailesi yerine koyduğu , bir bakışıyla yeri titreden sevgilisi gözünün önünde öldürülmüştü. Sonra ne mi oldu ! Sevgilisinin katili , polisleri parası sayesinde susturmuş , olayın üstünü kapatmıştı.
***Hesaplarına göre tam dört gündür bu küçük odada kilitli olmalıydı. Tabi ki Bu süre zarfında birçok kez kaçmaya çalışmış fakat becerememişti. Çırpınmalar , çığlıklar hiçbir işe yaramamıştı. Sadece belirli aralıklarda , yemek getirmek için gelen sakallı, iri adamlardan başka gelen giden yoktu ...
Genç kadın salak değildi burda onu tutsak tutanın Bedirhan'ın katili olduğunu biliyordu tıpkı ; polise gidip ifade vermemesi için burda tutulduğunuda bildiği gibi... Ama buna gerek yoktu zaten genç kadın şu an bile polise gitse bile kimse ona inanmazdı zira adamın parası ve hüküm sürdüğü bu topraklar herkesi susturmaya yetiyordu.
Sadece bir kişi vardı. Para ile satın alıp, susturamacağı o da ' Dila Özyılmazdı ' Çünkü o bu saatten sonra asla susmayacaktı. Herşeye sahip olduğunu sanan bu katil adama yaptıklarını tek tek ödetecekti. Her ne kadar karşısında ki adam tehlikeli ve acımasız olsada genç kadının vazgeçmeye niyeti yoktu...
Ama öncelikle düşündüklerini uygulayabilmesi için şu an kontrollü ve mantıklı olmalıydı ... Zaten bir hafta boyunca çırpınmaları hiç bir işe yaramamıştı. Artık bu dakikadan itibaren uslu kızı oynamalıydı.
İnce bileğinde duran tokayı alıp kirli saçlarını tepeden topuz yaptı.Derin ama titrek bir nefes alıp dolan gözleriyle çaresizlikle dua etti. Başını gözyaşlarıyla ıslanmış olan sert yastığa tekrar koydu. Bu sefer de kâbus görmemeyi dileyip , derin düşüncelerle birlikte zorda olsa kendini uykuya teslim etti ...
***
" Artık yuva kurma vakti gelip geçiyor ! Boran ağa aşiret bir torun ister. "
Bu sözler babası gibi sevip saydığı amcasına aitti.Aslında bunu söyleyen ilk kişi de sadece amcası değildi . Dayesi , yadesi ,arkadaşları...Hepsi bir olup Boran Ağa ' yı evlendirme derdine düşmüşlerdi . Gerçi onlarda haklılar buralarda en geç yirmi yaşında evlenirsin .Lakin Boran Ağa otuz yaşında olmasına rağmen hâlâ kimseyi beğenmiyordu. Zaten başında olan dertler ona yetiyorken. Birde bu iş çıkmıştı başına ... Aslında düşününce şu durumda en iyisi bir çocuk yapıp aşiretin ağızını kapatmaktı.Ama ortada henüz evleneceği ona göre bir kız yoktu . Onun için konağa gelin olarak getireceği kadın hem Karademir aşiretine yakışmalı hem de Boran Ağa'nın sert kurallarına itaat etmeliydi. Aslında burada ki çoğu genç kız ve ağa kızları Boran Ağa'nın her ne kadar kışkırtıcı yakışıklılığı olsada dillere destan kurallarını ve öfkesini hayatta kaldıramazlardı...
Boran ağa karşısında duran amcasının ondan bir cevap beklediğini biliyordu. Duruşunu dikleştirip , her zamanki sert sesiyle ;
" Aşirete söyle amca en kısa zamanda Karademir aşiretine bir gelin gelecek " dedi ve hızlı adımlarla avlu kapısına doğru ilerlerken amcasının sözleri üzerine olduğu yerde dondu kaldı.
" Sanada yakışını bu oğul ! hele sen sevdiceğini bir getir de onu helalin kılak."
Boran ağa içinden kendine ahlaksız bir küfür savurdu. Bazen kendini kaybediyordu. Nereden çıkmıştı bu evlilik ! Zaten başında bin bir türlü sıkıntı vardı... Düşünceli ve bir o kadar da sıkıntılı bir durumda avludan çıktı. Kendini ; hemen İleride kenara park ettiği arabasına attı.
![](https://img.wattpad.com/cover/102294097-288-k410543.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bİ'ÇARE
General Fiction" Ben ruhumu kaybettim. Düşünemiyorum. Kimseye iyi davranmak istemiyorum... Sadece susup kendi ellerimle mahvettiğim hayatımı seyretmek istiyorum..." Dila KARADEMİR