Episode song//
Two feet - Quick Musical Doodles2 hafta sonra
"Bu muhabbet kokmaya başladı sanırım birazdan kusacağım" Kendra iri, yeşil gözlerini açarak Sed'e ardından da bana baktı.
Üzerine geçirdiği kırmızı, kadife elbise hatlarını oldukça belli ediyor bedenine muazzam bir uyum sağlıyordu. Sed kollarını iki yana açarak birkaç adım geriledi ve siyah saçları, hareketiyle beraber dalgalanarak gülümsemesine büyülü bir ışıltı kattı.
Gülümsemesi sıcak ve samimiydi. Başta ne kadar yanlış bir kişilik tahmininde bulunmama neden olsa da diğerleri gibi kendini beğenmiş havası ya da soğuk tavırları yoktu.
Esmer teni, dişlerinin beyazlığı ile göz kamaştırıcı güzelliğini bir kez daha göz önüne sererken bardağımda duran sıvıdan birkaç yudum aldım.
Bira içmeyi seven biri değildim ama bugün için kendime ayrıcalık tanıyarak yeni serüvenler konusunda planlarımı tekrar gözden geçirdim. Eski sayfaları toplayıp bir köşede yakmak ve yerine bembeyaz yeni bir sayfa açmak için kesinlikle ideal bir gündü.
Grant'i unutmak ve onunla olan tüm düşüncelerimi toprağın en derinine gömmek içinde ideal bir gündü.
Ya da kendimi gömmek.
Henüz buna karar verememiştim ama Leslie'nin beni en ufak fırsatında bile diri diri gömeceğine hiçbir şüphem yoktu. O yüzden anı yaşıyordum.
Tabii buna ne kadar yaşamak denirse.
Düz bir ifadeyle etrafa bakındım, Chris'i geldiğimden beri görmemiştim ve bu durum tuhaf bir şekilde şaşırtıcıydı.
En azından Leslie ve Grant'in tekrar birlikte olmasından daha fazla şaşırtıcı değildi.
Yemekhane sırasında utanç verici bir şekilde Grant tarafından azarlandıktan sonra oturduğumuz semtteki tüm liseleri sabaha kadar araştırmıştım ama sonuç koca bir sıfır olmuştu.
Kurtarıcım olarakta sadece Kendra ve Sed kalmıştı, Chris'i pek fazla gördüğümü hatırlamıyordum gördüğüm zamanda ise genellikle ikinci sınıflardan Rube ile takılıyordu.
Güzel bir kız olduğunu söyleyebilirim ama zeka seviyesi için aynı şey kesinlikle geçerli değildi.
Elimde tuttuğum bardağa ağır ağır ritimler tutarak etrafa son bir kez göz attım. Grant ve onun sarı piliçini görmemek kesinlikle rahatlatıcıydı ama birkaç saate burada olacaklarına da adım gibi emindim.
En azından onlar gelene kadar partinin tadını çıkarabilir sonrada buraya hiç gelmemiş gibi kapıdan süzülerek eve kaçabilirdim. Eve girme kısmı da oldukça sıkıntılıydı ama bunu şimdi düşünerek kendimi boğma eylemimi biraz daha erkene almak istemiyordum.
Sağ bacağımda hissettiğim huzursuz titreme tüm dikkatimi dağıtırken telefonun ne kadar ısrarcı çaldığını görmek pekte iç açıcı değildi. Önüme düşen saçlarımı geriye attım.
Telefonu sıkıştığı yerden sıyırdım ve ekranın rahatsız edici parlaklığından dolayı hafifçe gözlerimi kıstım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drama // Chris Schistad
FanfictionI swear i was in love with you but sometimes words don't work