Sabah kalkınca yataktan kalkıp banyoya girdim. Sargımı açabiliyordum. Daha erkendi. Mert uyurken duşumu aldım. Saçlarımı kurulayıp banyodan cıktiğımda Mert kalkmış hırkasını almıştı.Birbirimize günaydın dedikten sonra Mert e bu gece gelmesine gerek olmadığını söyledim.Zar zor ikna ettim. Bişey olursa arıycağıma söz verdim.
Mert gittikten sonra annemlerle birlikte kahvaltıya indim artık yürüyebiliyordum, hatta ağrı bile azalmiştı. Kahvaltıdan sonra Ege yi arayıp bişeyler yapabiliceğimizi söyledim. Ayağım ağrımıyorsa denize gitmeyi önerdi ben de kabul ettim.
Kahvaltıdan sonra odama çıkıp bikinilerimi giydim. Havlumu ve güneş kremimi kapıp aşağıya indim.
-Ooo iyileşmişsin bakıyorum.
-Tabii sen beni ne sandın.
Artık Mert in olmadıgını kafamda oturtmuştum. O benim sadece sınıf arkadaşımdı. Daha fazlası olamazdık. Ege yle beraber denize yurudük. Eşyalarımızı bırakıp denize doğrü yürudük. Ayağımı tekrar zorlamamak için Ege ye tutunarak denize girdim. Fazla yorulmıycak şekilde yüzdükten sonra çıktık. Ege den güneş kremimi sürmesini istedim. Omuzlarıma ve kollarıma sürdükten sonra sıra yüzüme geldi. İlk başta yuzume dokunurken titrediğini hissetmiştim. Ona bakarak gülümsedim. O da rahatladı sanirim ki gülümsedi. Kremimi sürdükten sonra ikimiz de uzandık. Yanımızdan kağıt helva satan bi kadın gecerken Ege den kağıt helva istedim.
-Al bakalım .
-Teşekkür ederiim.
Birlikte kağıt helvalarımizi yiyip sohbet ettik. Yavaş yavaş toparlanmaya başlarken Ege otel odasinın anahtarını annesinde unuttuğunu fark etti. Annesi de tekne turuna gitmisti.
-Hayy benim aklıma ya. Akşama babamın iş arkadaşlarıyla yemeğe gidicektim. Kıyafet neyse de düzgün bi banyo yapamıycam sımdi. Tam zamanıydı.
-Ege gel benim odada yap, al anahtarı ben de sana gömlek pantolon biseyleri alıyım geç kalma kaç beden giyiyosun?
-Yok Masal ya rahatsız etmiyim. Olmadı şu kabinlerde bi ıslanıp çıkarım.
-Aman Ege hadi. Ya da dur ya beraber gidip bişeyler alalım ben bulamam sonra hemen gideriz sen bi dus alırsın hadi.
Beraber bir mağazaya girip gömlek pantolon ve mecburen ayakkabi aldıktan sonra otele geçtik. Odanin kapasını kapatıp poşeti yatağin üstüne bıraktım. Ege ye otelin havlusunu verdim duşa girdi. O duştayken ben de biraz uzandım yorgunluktan uyuyakalmisım. O anda seslere uyandım. Mert in kapıyı vurup gittiğini gördüm. Uyku sersemi kendime zar zor gelip Ege ye ne olduğunu sordum.
-Ya kıyafetleri poşette burda unutmuşum sana seslendim duymayınca kendim almaya çıktim. Üstümde de havlu vardı gördügün gibi. O sırada kapı caldi actim. Mert miş. Öyle beni havluyla kapıda beni görünce yanlış anladı galiba.
-Ya ne sanıyo bu çocuk beni her önüme gelen erkekle yattığımi falan mı lanet olsun ya ben öyle bi kız miyım Ege?
-Şisst sakin ol. Tabi ki değilsin. Yalnıs anladı sadece bunun seninle ilgisi yok kim olsa aynı şeyi düsünebilirdi. Mert e de hak ver.
Gozümden bir kaç damla yaş aktı. Ege ye poşeti uzattım. O da kıyafetlerini giymeye gitti. Daha çok ağlamaya başlamiştim. Benden uzaklaşmasını istemiştim ama bu şekilde değildi. O sırada Ege çıktı.
-Masal sen ağlıyo musun yapma ama.
Sadece daha çok ağladım. Ege yanıma oturup başımı goğsüne yasladı. Saçlarımı okşarken bi yandan uzülmememi söyledi. Kafamı kaldırdigimda göz yaşlarımı sildi. Bi süre yanaklarımdaki ellerini çekmedi ve bi anda dudaklarını dudağımda hissettim.
İlk defa biriyle dudaktan öpüsüyordum. Hayır öpüsmüyodum o beni öpüyordu. Bir süre kendime gelemedim. O hala ellerin yanaklarımda dudaklarını dudağımın üstünde hareket ettiriyordu. Farkında olmadan ben de onu öpmeye başlamıştım. Acemiydim. Sonra kendime gelip geri çekildim.
-Git Ege.
Hiç bişey söylemeden eşyalarını alıp çıktı. Bi anda yüksek sesle ağlamaya başladım. Ben bunu hakedicek ne yapmıştım ki. Sonra biriyle konuşma ihtiyacı hissedip Gökçeyi aradım ama bi yandan da ağlıyodum.
-Alo
-Gökçe ben çok kötuyüm.
-Masal ağlıyo musun sen? Ne oldu ya anlatsana şunuu!!
-Gökçe dayanamıyorum artık.
Ona Mert ten Kıvanc a , Kıvanç tan Ege ye bugüne kadar olan her şeyi anlattım.
-Masal ben ne diyceğimi bilmiyorum . Gelmemi ister misin yanına iki saat sürer en fazla .
Ama cevap vermek yerine sadece çıglık atabildim. O da tam anlamıyla çıkmamıştı ama Gökçe nin duyduğunu biliyordum . Biri eliyle ağzımı kapatıyordu. Telefon açık kalmisti. Önce telefonu kapattı ve görebileceğim şekilde önüme geçti. Kıvanç tı!! Artık üzüntüden degil korkudan ağlıyordum. Gökçe defalarca aradı ama en sonunda o da vazgeçti. Yalnızdım. Tam anlamıyla yalnız.
Mete bi kaç günlügune İzmir e dönmuştü. Annemlerse bugün geceye kadar Ege nin annesinin gitiği tekne turundaydılar. Sadece daha fazla ağlayabildim. Ege de gelemezdi o da yoktu. Eğer Gökçe de bisey anlamadıysa hiç şansım yoktu.
-Aaa Masalcım niye aglıyosun tatlım bisey yapmıycam sana eğlenicez sadece ama uslu olman lazım.
Çok güçluydü. Hareket edemiyordum. İlk önce Ellerimi arkada bağladı. Sonra da ayaklarımı en son da elini çekip aynı hızla bant yapıştirdi. Bağıramiyordum. Ki bağırabilsem bile duyulma ihtimalim de düsüktü cünkü otel odaları ses yalitımlıydı.
-Hmm ne yapsak şimdi seninle? Ne demiştim hatırlıyo musun? O odada ben olucam demiştim. Hem de farklı şekilde.
Bunu dedikten sonra gömleğinin dügmelerini açmaya başladı. Gözyaşlarım aşiri derecede hızlı akıyodu. Artık hıçkırarak ağlıyordum. Hiç şansım yoktu. Otel odasında bi sapıkla yalnızdım ve ustündekileri çıkarmaya başlamıstı. Bu günden sonra istesem de yaşayamazdım. Sadece ölmeyi dileyerek ağlamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK MASALI
RomanceBazen hayat seçenekler sunar bize, birini seçmemiz gerekir. Seçtiğimiz yol bizi ileriye götürür. Masal'ın seçimleri, hayatının aşkı, pişmanlıkları ve herşeyi .. Bazen arkadaşlarıyla tatlı atışmalarını yaşayarak gülecek, bazen de onlarla hüzünlenecek...