Bölüm XXXV - Kül

8 0 0
                                    

Tüm bu olanları niye anlatıyorum ki! Kimin umurundaydı acaba? Kendimde geleceği görme yetisi mi var sanıyordum... Çocuklar unutmayacaktı, herkes unutsa da onlar unutmayacaktı.

"Jeanne unutulmayacaksın", etrafıma bakınıyorum salonun alevler içinde olduğunun farkına varıyorum. Adamlarım telaşla, yangını söndürme çabasında... Bense Onu alevlerde arıyorum. Bir dakika daha yakın olabilmek için her şeyi feda etmeye hazırım.

"Lordum, şövalyem çıkalım buradan."

"Bu taraftan acele edin."

Hizmetimdekilere gülümseyerek bakıyorum ve sonunda dünya ile son bağım bir çocuk sesleniyor:

"Loyalty, bu taraftan... Seni duyabiliyor."

Şaşkınlıkla sesin geldiği yöne bakıyorum alevlerin arasında son bir geçit ve ucunda kimseler yok. Yavaş adımlarla salonu terk ediyorum.

"Benim sarayım Onun olduğu yer. Küllerden bir dünya...", kendi kendime sözlerim.

Adamlarım mutlu:

"Öleceksiniz sandık lordum..."

Yangını büyümeden söndürüyorlar. Ama kül oradan oraya uçuşurken aklımda Jeanne var. Son anlarındaki kül var.

"Asla ama asla terk etme."

Kralı Onu terk etmişti, bir takım saray mensupları Onu terk etmişti. Ama o bizi terk etmeyecekti. Küldü dünya, küldü yaşam, küldü tüm bu oyun... İlahi olana ulaşınca hepsi bitecekti. Onun ışığını Jeanne'ın nurunu görebilmiştim ya, küldü dünya...

Resim: http://greenfeed.deviantart.com/art/angel-of-fire-208788500

JEANNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin