Bölüm 20

9.2K 313 41
                                    

Herkese merhabalar , uzun upuzuunn bir aradan sonra çok şükür ! Yeni bölümle karşınızdayım .
Bekletme için affedin beni.. :/
Bana ulaşmak isteyenler için şuraya instagram adresimi bırakıyorum ; rabiabozkurt0
Her türlü önerilerinize açığım arkadaşlar :)
Son olarak hikaye kapağını değiştirmeyi düşünüyorum yardımcı olabilecek arkadaşlara ihtiyacım var 🙇‍♀️

Keyifli okumalar diliyorum . *

Kimi zaman hayat bize öyle şeyler sunar ki kendimizi bir anda derin bir keşmekeşin içerisinde buluruz. Bütün hayallerimiz  bir bir yıkılır ve biz sadece uzaktan sanki herhangi bir film sahnesiymiş gibi seyrederiz. Şuan içinde bulunduğum durum  tam da bu tarife uyuyordu. Zaten hayat da  bilinmezlere doğru yürüdüğümüz bir yol değil miydi ?

Taşlarına binlerce yıllık hikayeleri gizleyen Mardin'in hikayelerinin arasına benimki de eklenecekti. Büyük konuşmuştum , çok büyük konuşmuştum. Empati kurmadan yargılamıştım buradaki adetleri. Şimdi kendim de sınanıyordum kınadıklarımla.

Miran ağayla Mezopotamya Ovası ' na karşı oturup konuşmuştuk. Buralardaki gelenekler, bir ağa eşinin yapması gerekenler , onun istedikleri diye uzuyordu liste. Bütün bunları çok büyük bir ciddiyetle anlatıp ona uymamı istemişti. Ona bunlara uyacağım takdirde, tek isteğimin okulumu bitirmek olduğunu söyledim. Bunu kabul ettirmenin zor olacağını  okulumu dondurup beklememi söylemişti bana. Olmuyordu, hiçbir şey isteklerim doğrultusunda ilerlemiyordu. Sanki herkes, her şey kulaklarını bana tıkamış gibiydi. Bu sözlerinden sonra gözlerimi o büyülü manzaraya çevirip dakikalarca izledim.  O kadar çaresizdim ki umudum tükenmişti artık. Beni bekleyen geleceğin bilinmezliğine doğru ilerliyordum...

Son bir hafta su gibi akıp geçti. Burada olduğum sürece arkadaşlarımın hiçbir mesajına , aramalarına cevap vermedim , onlara  hiçbir şey anlatmadım. Dilem'e  " tatilim uzadı, tadını çıkarıyorum telefona bakacak vaktim yok okulda beni idare edersin  " diye saçma bir mesaj atıp bir daha aramamasını sağladım. Bir yolunu bulup okuluma geri dönüp ve evli olduğumdan da kimseye bahsetmeyecektim. Önünde sonunda başaracaktım bunu..

Sabah erkenden kızların hep birlikte odama doluşup bağırışmasıyla uyandım. Bugün  kına gecesi vardı. Düğün hazırlıkları bir hafta içerisinde her iki ailenin de hummalı çalışmalarıyla tamamlanmıştı.Bütün eşyalarım Bargiran konağına götürülüp yerleştirilmişti bile. Geçen günlerde Miran ağanın yengesi Evin abla ve kız kardeşi Asmin'  le birlikte mağaza mağaza dolaşıp kına gecesi için abiye ve düğün için gelinlik bakmıştık. Daha doğrusu onlar bakmıştı bana sadece denemek kalmıştı. En sonunda Evin abla ve Asmin' in denemem için ısrar ettikleri ve denedikten sonra çok beğendikleri gelinlikte karar kıldım. Neticede bu evlilik hiçbir şekilde benim isteklerim doğrultusunda şekillenmedi.

Kızlar hemen hiç kalkmak istemediğim yatağımdan kalkmamı sağlayıp banyoya attılar beni. Hemen duş alıp banyodan çıktım. Kahvaltımızı bir tepsiye hazırlayıp odama getirmişlerdi şimdi de. Çok sorunsuz bir çiftmişiz de kırk gün kırk gece düğün yapılacakmış gibi davranıyorlardı. Gelin bendim  ama onların heyecanının çeyreği bile bende yoktu. Hepsine ne dediyse yerine getirip onların yönlendirdiği şekilde hareket ediyordum. Madem herkes her şeyi bir kenara bırakıp olanları unutmuş gibi davranıyor bende öyle yapacağım ve kendimi olayların akışına bırakacağım.

Kızlarla hep birlikte kahvaltı yaparken bir eksik çarptı gözüme."Benav yok mu ?" diye sordum hemen yanımda oturan Mervan 'a. Sorumla birlikte yüz ifadesinin değiştiğini görsem de gözlerimi üzerinden çekmeden bir cevap bekledim.

"Rahatsızdı biraz akşama kadar iyi olursa gelecek. " dedi Mervan sıkıntıyla. Nedenin bu olmadığına adım kadar emindim ama üstelemedim. Mervan ' a  'tamam' anlamında başımı sallayarak yemeğime devam ettim. Biliyordum ki mutluluğumu isteyen en son insan Benav ' dı. Zaten pek  mutlu olduğum da sayılmazdı.

BejanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin