-3-
Uzunca sohbetin sonunda Ceylan uykuya dalmıştı. Daha fazla bende dayanamayarak uykuya bıraktım kendimi ta ki 5 dakika sonra Ceylanın telefonu uzun uzun çalmaya başlayana kadar.
..
Çalan telefonu arayan kişiye bakmadan açtığımda o meşhur sesi duymam saniyeler almadı,
'Neredesin Ceylan, bana niye haber vermeden başka bir yer de kalıyorsun'' arayan Umut sesini yükselten ise yine oydu.
'Sakin ol ben Belis, Ceylan uyuyor ve anne ve babandan zaten izin aldı, hem sen niye karışıyorsun.''
'Karışırım çünkü abisi sayılırım, sabah uyandığında beni arasın'' pat yüzüme kapamıştı. Hey buna hakkı var mı bu egonun.
Telefonu yan komodine bıraktıktan sonra ruhum daraldığını fark ettim, yataktan usulca kalkarak balkona geçtim. Hava soğuktu ama yine de biraz rahatlamam gerekiyordu hem sinirlenmiş, hem de daralmıştım, Umut'u taktığımdan değildi gerçekten biraz da olsa moralimi bozmuş olsa da başkaydı.
Bir süre daha balkonda gökyüzünü izledikten sonra yatağa geçiyordum ki, bu sefer benim telefonumun ışığı yandı geri söndü, gelen mesaja baktığımda tanımadığım bir numaraydı.
+905**-***-**-**: ' Üzerine bir şey almadan dışarıya çıkıyorsun daha sonra hasta olacaksın.''
Okuduğum mesajla aniden ayağa kalkıp balkona çıktım, etrafıma bakındığımda kimseyi göremedim, etrafta araba bile yoktu. Delirecek gibiydim. Hemen içeriye geçip, perdeleri sonuna kadar çekip yatağıma geçtim, o psikopat olduğuna bahse girebilirdim kendimle ama cevap verirsem daha beter olurdu daha çok yapışırdı.
Telefonu bırakıp uykuya bıraktım kendimi, yarın yorucu olabilirdi.
--
Sabah olduğunda başımı çevirdiğimde Ceylanın uyanmış telefonla uğraştığını gördüm. Bende telefonuma uzanırken fark ettiği için 'Günaydın uykucu'' dedi, 'Ahaha ben mi uykucuyum, saçmalama erkenden uyudun kesin yeni uyanmış olmalısın'' dediğimde kahkahayı bastı. Daha sonra bende kahkaha atmaya başladığımda içeriye kapı çalmadan giren ufaklığı gördüğümde ters ters bakmaya başladım, heyecanla kapıdan giren Emir birden hevesi kursağına kaçmış gibi baka kaldı.
'Abla neden öyle bakıyorsun ki?'' gülesim gelmişti fakat biraz ciddiyetimi korumam gerekiyordu.
'Ben sana bir şey öğretmiştim ya hani, büyüklerin odalarına kapı çalmadan girilmez. Unuttun mu?''
Dediğim şeyle Ceylan tekrar kahkahayı basmış, Emir ise gülüp gülmemek arasında kararsız kalmış yüzüme bakıyordu, elimle gel işareti yaparak gülmeye başladım. Hemen yatağa koştuğunda bir süre üçümüz gülüştük. Keşke bir kız kardeşim olsa diye düşünmeden edemedim.Kahvaltıya indiğimizde annem ve babamın işleri dolayısıyla çıkmış olduğunu duydum, üçümüz bir güzel kahvaltı yaptıktan sonra çıkmamız gerektiğinin farkına varmakta baya gecikmiştik.
Hemen hızlıca odaya çıkıp üzerimi değiştirme girişiminde bulunduğumda, Ceylana dolaptan istediği kıyafeti seçebileceğinin sorun olmayacağını söyleyerek daha rahat hazırlandım.
..
Evden çıktığımızda son yarım saat kaldığını fark ettik bu dersi kaçırmak sorundu, ders başladıktan sonra derse girmek daha da sorundu, arabayı park ettiğimiz yere ilerlediğimizde ise dün geldiğimiz arabanın yerinde olmaması ise cabasıydı. Ben şok olmuş çevreye bakınırken hemen ilerde Ceylanın kendi arabasını gördük. Hemen ilerlediğimizde pencerede not olduğunu gördüğümüzde Ceylan yüksek sesle okumaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belis
Teen Fiction. , İlk duyduğumda bu kızın bu kadar güzel bir isme sahip olacağını düşünmüyordum, dikkatimi çekmişti fakat çekmemeliydi. Kendimi tanıyordum, birini daha üzmemeliydim, buna kendimde dahildim. Tam da bunları düşünürken konuştu, ismimin a...