-4-
Uzunca anlatmış ve kapıdan çıkmıştı, sınıfta fısır fısır konuşmalar başlamıştı. Bakalım kiminle eşleşecektik.
...
Sakince kalkmış, listeye doğru ilerliyordu, içinde ansızın oluşan bir heyecan vardı belki Umut olur ve hakkında bir şeyler öğrenirim diye bekliyordum ki. Listeye bakınca hayal kırıklığına uğradım, Kerem diye bir çocuktu tanımıyordum Keremi, sıkıntıyla of çektim çevremdeki kimseye çaktırmadan.
Ceylan ve Aslıya baktığımda mutlu görünüyorlardı. Onların adını aradığımda fazlasıyla şaşırmıştım.
'Oha ama bendeki şansa bir de sizdeki şansa bak, birbirinize çıkmışsınız. Ne güzel keşke bende tanıdığım birine çıksaydım.'' Dediğimde kızlar şaşırmış bir şekilde baktı. Kızlar tepki vermeden yüzüne bakınca,
'Kerem diye biri varmış tanımıyorum'' diyerek yüzümü astığımda, Ceylan konuştu.
'Umut'un arkadaşı hani yanında takılan var ya, en iyi anlaştığı'' gerçekten şansıma ağlamak istedim. Ama yapacak bir şey yoktu, o sırada Aslı atladı.
'Kerem mi o çocuğun adı, sonunda öğrendim be'' diyerek fazlasıyla mutlu olmuştu, sanırım aşk kokusu vardı. Benden önce Ceylan başlayınca daha fazla sıkmak istemedim.
'Ooo havada aşk kokusu var demek, ne zamandan beri hoşlanıyorsun, hadi yine iyisin, sevdiği biri yok.'' Ceylanın söylediklerine mutlu olan Aslı daha fazla soru sorarak ilerlemeye başladı. Bende yanlarında öylece yürüyordum.
Başka dersimiz olmadığı için, çıkışa doğru ilerledik. Aslı da bizimle beraber geldi, dün gittiğimiz kafe yerine başka bir yeri denemeyi düşünerek Kordon üzerinde, Üsküdar Çaycısına oturduk.
'Ya kızlar nasıl yapı caz ki bu ödevi, Aslı ya siz Kerem ile yapsanıza bende Ceylan ile yaparım, bu sayede Kerem ile konuşmuş olursunuz, nasıl fikir?'' diye bir fikir sunduğumda Aslı bir iki dakika düşünerek,
'Ay aslında süper ama nasıl değiştirdiğimizi söyleyeceğiz, yanlış anlar mı? Ay ya anlarsa, kötü düşünürse.'' dediğinde histerik bir kahkaha attık Ceylan ile 'Tatlım bana bırak o işi, Umut aracılığıyla Kereme söylerim. Sorun olmaz kağıdı da değiştiririz. Hem düşünmez öyle sende düşünme öyle.'' dediğinde Aslının da benimde üzerimden bir yük kalkmıştı.
Uzun uzadıya sohbetler ve tam anlamıyla tanışma sonrasında akşam olmuştu, Aslıyı tam olarak tanımış ve daha da sevmiştik. Gerçekten yakın arkadaş olabilirdik üçümüz.
Bugün Ceylan da kalacağım diye anlaştığım için eve geçmeden onlara gittik, Aslıya da ısrar etmiştik ama ailesinin biraz sorun yapacağını söylediği için ısrarımızdan vazgeçtik.
Onlara geldiğimizde bizimkinden biraz daha büyük bir evde kaldıklarını gördüm. Güzeldi evleri, bizim gibi sade renkler görünüyordu çevrede, içeriye girdiğimizde kapıyı açan kişiler, aileniz içeride diye bilgi verdiklerinde Ceylan teşekkür etti, heyecanlanmıştım. Fazla insan sevmeyen biriydim çünkü ortalıkta görünmez sadece isim olarak tanınıyordum.
Ceylan önden ilerlerken bende hemen arkasından yürüdüm. Salona girdiğimde babası televizyonun karşısında oturuyordu baya da genç bir adama benziyordu, annesi babasının hemen yanında elindeki bilgisayar ile uğraşıyordu. Umut ise bir köşede telefonu ile uğraşıyordu ister istemez elim ayağıma karışmıştı. Bizi görünce hemen toplanıp ayağa kalktılar, şaşırmıştım, tabi Umut hiç istifini bozmayarak telefonuna geri döndü. Ceylan babası ve annesini öptüğünde beni tanıştırdı.
'Babacım Belis, Kerim amcanın kızı, Annecim sen tanıyorsun zaten, geçen ki talihsiz kazadan.''
Adnan amcaya elimi uzatarak narince sıktım. Adam şaşırmış bir şekilde gözümün içine bakıyordu. 'Memnun oldum Beliscim, Kerim sürekli bahsediyordu ama böylesine güzel bir kızı olduğunu bilmiyordum.'' Dediğinde Beliscim kelimesini bastırarak söylediğinde göz ucuyla Umut'un başını kaldırıp babasına baktığını gördüm. Bende şaşırmıştım. 'Teşekkür ederim.'' Diyerek geri çekildim annesi Esma teyzeye elimi uzattığımda kendine çekip sarılarak öptü. Mutlu olmuştum.
Yanlarına oturduğumuzda Adnan amca birkaç soru sormaya başlamıştı.
'Hiç görünmüyorsun davetlerde yemeklerde yüzünü yeni görüyoruz oysaki ailenle uzun zamandır tanışıyoruz.'' Dediğinde gülümsedim, Umut'un bizi dinlediğini biliyordum.
'Evet, göz önünde olmak hoşuma gitmiyor, yanlış anlamayın ama soyadımı kullanarak veya maddiyatı kullanarak bir şeyler yapmamak için katılmıyorum aslında bir nevi kalabalık sevmiyorum.'' Dediğimde kahkaha attığını duydum, dediklerimi tam anlamıyla anladığını sanıyordum.
'Seni çok iyi anlıyorum, babamın zamanında bende öyleydim, sonradan önce çıkarak babamın işine eklemeler yaparak daha büyüdüm ve çocuklarıma da öyle göstermeye çalışıyorum, zaten kesinlikle bana uyum sağlıyorlar, Umut kendisi çalışarak kazandı bu okulu aynı şekilde Ceylanda, benim param ile değil.'' Dediğinde Ceylan babasının böyle düşünmesine mutlu olmuş gibiydi. Umutta ise hiçbir mimik oynamadı.
Biraz daha sohbet ettikten sonra Ceylan yukarı odasına çıkmayı teklif etti ve kalktık, her ne kadar stresli ve heyecanlı bir şekilde gelmiş olsam da fazlasıyla rahatlamıştım. Ve Ceylanın dediği talihsiz kazayı sormadığı için daha da rahatlamıştım.
Odaya çıktığımızda Ceylan ' Ya bir şey itiraf edicem ama sakin ol'' dediğinde tek kaşımı kaldırıp bakmaya başlamıştım, 'ya ama öyle kaşını kaldırma sonra korkuyorum söyleyemiyorum'' dediğinde kahkahayı bastım.
'Saçmalama kızım ne korkması, istemsizce yaptığım bir şey bilerek olmuyor hadi itiraf et bakalım merak ettim'' dediğimde gülümsedi biraz parmaklarıyla oynadıktan sonra,
'Ya ben Mert'e âşık oluyorum sanırım.'' Dediğinde gözlerini kapayarak. Bir süre bana bakmadı benden tepki gelmeyeceğini anladığında ellerini gözlerinden çektiğinde yüzünü düşürdü ve 'Yoksa sen mi âşıksın, ay tamam demedim say, of hiçte söylemedin ki, ya özür dilerim.'' Dediğinde az önce tepki vermem gerektiğini anladım, bu sefer kahkaha attım. Tepkisiz bir şekilde beni izliyordu anlamamıştı.
'Yok, artık saçmala canım, çocukluk arkadaşım o benim'' dediğimde derin bir nefes aldı ama hala korkuyor gibiydi devam ettim.
'Ve korkma konuştuğu biri de yok sadece ben tahmin ediyordum zaten âşık olabileceğini birbirinize öyle baktınız ki geçen gün anladım bir şey olacağını'' dediğimde fazlasıyla derin bir nefes aldı sonra başladı konuşmaya.
'Ya nasıl anladın yoksa çok mu belli ediyorum, o da mı bana bakıyor, nasıl bakıyor, ya nasıl âşık oldum bende anlamadım, dikkatimi uzun zamandır kimse çekmiyordu bir anda oldu sanırım, ya bizim okuldaymış niye önce söyleyemiyorsun o kadar derinlere inmezdim.'' Ve daha nicesi konuştukça sordukça sorduğunda artık sıkılmaya başlamıştım.
'Ceylancım tamam sakin ol, ben kaçmıyorum ya, Mert te aynı yerinde aklıma geldikçe anlatırım onun hakkındakileri. Hem bir ara onun ağzını ararım bakalım sana karşı bir şeyler hissetmiş mi hemen sakın ya hissetmediyse deme, ağzına vururum.'' Dediğimde gülümsedi. Kıyamam âşık olmuş. Sanırım ben hiç âşık olmayacaktım.
Saate bir ara baktığımızda 12 olduğunu görünce Ceylan ufaktan esnemeye başlamıştı. Ben de ise hala uyku adına bir şey yoktu.
'Hadi kahve içelim benim de uykum açılır belki hem bir şeyler de yeriz ya da sadece sen yersin' dediğinde bana ters ters baktığını anlamıştım gülmeye başladım, merdivenlerden inerken etraf fazlasıyla sessizdi. Salonun ışıkları kapalı olduğu için hiç oraya geçmeden direk mutfağa ilerledik. Türk kahvesi içmek istediğimiz için ben yapmayı teklif ettim.
'Ay sen yapa dur bende telefonumu alayım geleyim bahçede içeriz. Polar da getireyim.'' Diyerek mutfaktan çıktığında bende bir yandan kahvenin şekeri ve kahvesini koyuyor su ölçüsünü dolduracakken arkadaki ses ile korkmuş ve bir anki gelen sıçramayla elimdeki cezveyi, lavabonun üzerine fırlamıştım.
----

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belis
أدب المراهقين. , İlk duyduğumda bu kızın bu kadar güzel bir isme sahip olacağını düşünmüyordum, dikkatimi çekmişti fakat çekmemeliydi. Kendimi tanıyordum, birini daha üzmemeliydim, buna kendimde dahildim. Tam da bunları düşünürken konuştu, ismimin a...