#DokuzuncuBölüm 💀🐦

10 3 0
                                    

Doktor sonuçları söylemeden tam bir dakika önce Berke'nin eline uzandı elim. Mecbur hissettim. Bana çok ihtiyacı vardı.
O kadar çok sıkmaya başlamıştı ki elimi o bir dakikanın sonunda uyuşmuştu ellerim.

Doktor konuşmaya başladı başta kem küm etti. Sonra..

"Berke Bey.. Ben gerçekten çok üzgünüm ama anneniz malesef en fazla iki ay yaşayabilir. " dedi.

Bu cümleyi, bu ses tonunu, hatta bu tarihi, hayatımda asla ama asla unutmayacağım. Berke'nin dişlerini ve elimi var gücüyle sıktığı ama bunların ağlamasına engel olamadığı o saliseyi..

Bir erkeğin ağlamasına asla dayanamazken karşımdakinin eski sevgilimin olması ve öğrendiğimiz şeyin ise bambaşka bir hüzün olması.. Bu sanki bedenime ağır gelmişti.

Nermin teyze beni o kadar çok severdi ki Berke bizi tanıştırdıktan sonra her gün arayıp sorardı "Bizim oğlan seni üzmüyor değil mi? " derdi.

Son zamanlarda ise 'gelinim' kelimesini sık sık duyar olmuştum. Ama bu kadar ciddi baktıklarını düşünmüyordum ne kadar öyle görünse de.

Berke'nin ailesi varlıklıydı. Ama yurtdışında da mümkün değilmiş bunun tedavisi.
Babası annesini çok seviyordu. Bahsetmişti bir keresinde "Babamla annem dün kırkıncı yıldönümlerini kutladılar babam anneme araba aldı. " diye.

Bunlar kafamda dönerken bir de Nermin teyzenin iki ay sonra aramızda olmayacağı günler aklıma geldikçe saçma salak şeyler düşünüyordum. Berke'nin sıktığı elimi zaten artık hissetmiyordum. Bir an elimde bir hafiflik hissini farkettim ki bırakmıştı elimi ama o kadar hızlı hareket etti ki onu durdurmam imkansızdı. Yumruğunu doktorun cam masasına geçirirken sanki canının yandığını o ses bile tarif edemeyecekmiş gibi bağırdı.

Yemin ederim ben hayatımda böyle zor bir gün daha görmedim. Gözlerim faltaşı gibi açılmış ama ne yapacağımı bilemez bir haldeyken kendimi bir yatağın içinde buldum.

Bir yerlerim acıyordu ama acıdığı kadar da hissetmek istemiyordum sanki. Ayağı kalkmaya çalıştım. Kalktıkça geri düştüm. Başım dönüyordu.

"Ya bana yardım edin kalkmam lazım kim getirdi beni buraya? " dedikten sonra yaşananların aklıma gelmesi bir oldu. Berke'yi hatırlayınca Allah'ın verdiği bir güçle mi desem nasıl desem.. Ayağı zıplayıp kapıya koştum koridorda deli gibi dolanırken hemşireler ne kadar geri getirmeye çalışsa da Berke'yi bir odada görünce birinin elini ısırıp diğerini de ittirip daldım odaya.

"B.. Berke, Berke iyi misin Berke! "

İlginç bir kürsüde oturmuş masaya geçirdiği eli doktor tarafında o ise tek bir noktaya dalmıştı ben gelene kadar.

Beni görünce niye bilmiyorum ama "Allah benim belamı versin! Ada iyi misin? Ben sana zarar vermek istemiyordum lütfen beni affet lütfen.. "
diyordu elleriyle suratımı kapatarak.

Hiçbirşey anlamamamın yanında elini yeni farkedip panikle
"Berke elin.. İnanmıyorum. Durdur şu elini burada! " diyip elini eski yerine koydum. Parmaklarının ilk eklem yerleri yırtılmıştı. Ancak o kadar bakabildim.

Sonra koridorda elini ısırdığım hemşire gelip koluma girdi "hanımefendi bakın yaralarınız iyi durumda değil dinlenmeniz gerekiyor. " dedi.
"Ne yarası abla bak yaralı olan o görmüyor musun elini yardım et ona lütfen.." derken hemşirenin kafasından aşağıya yavaş yavaş siyah oldu. Bir perde indi. Sonra konuşma gayretimin kalmadığını farkettim.

💀💀💀
🐦🐦🐦

Aynı yatakta serumla uyandım. Ama başımda ağlayan bir Berke'nin olması içimi o kadar rahatlatmıştı ki.. Yanımdaydı.. Ama onun yatakta benimse onun yanında olmam gerekmiyor muydu?

KARAMAVİ BİR RÜYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin