Kendini yatağa bırakıp derin bir nefes verdi. Beyaz teninde saçından boynuna doğru akan birkaç tane ter damlası onu gıdıklamıştı. Huylanarak kendi kendine güldüğü sıralar gözleri kapanmak üzereydi. Ama kalkıp duş alması gerektiğini bildiği için kendi kendine gaza getirecek birkaç şey mırıldandı.
"Açsın Jungkook.."
"Kalkmalısın yoksa bütün her şeyi Jimin silip süpürecek ve sonra kilo aldım diye sızlanmalarını dinlemek zorunda kalacaksın.. Ya hepsini Jin hyung yerse? O daha beter.."
"Hadi kalk."
"KALK ARTIK.."Kendi kendine kızmayı bırakıp tam kalkmaya yeltendiği zaman üstüne çöken ağırlıkla kendini tekrar yatakta bulmuştu. Gözlerini açıp üstündeki ağırlığa baktığında kıkırdadı.
"Hyung! Hadi ama senin odan karşı ki. Burası değil. Her seferinde karıştıyorsun." Deyip gülmeye devam etti Jungkook. O sırada üzerine çullanmış sanki yumuşacık bir oyuncak ayıya sarılıyormuş gibi Jungkook'a sarılan Tae ise kapalı gözleriyle mırıldandı.
"Karıştırdığımı kim söylemiş?"
"Yah! Hadi ama çok terleyim. Duş almalıyım!" Diye mızmızlandı Jungkook.
"Umrumda değil."
"Hyung."
"I ıh."
"Hyung."
"Hı?"
"Tae!"
"Ha? Ne?"
Taehyung gözleri kapalı şekilde kalkmaya uğraşırken tekrar Jungkook'un üzerine devrildiği için zorlayarakta olsa gözlerini açtı. Ama karşısındaki manzara cidden ona iyi gelmiyordu. Yutkunarak baktı birkaç santim ötesindeki yüze ve hemen kalktı üstünden.
"Oppa terliyken çok seksi!"
"Bu çocuğun terlemesi sağlığımız için iyi değil!"
"Sen terleme Jeon Jungkook!"Taehyung sesini inceltmiş okuldaki kızların taklidini yaparken Jungkook gülerek kalkıp Taehyung'un omzuna yumuşak olduğunu düşündüğü bir yumruk attı. Odanın içindeki banyoya doğru ilerlerken Tae "Ah elin çok ağır velet!" Diye arkasından bağırıyordu.
***
"Aşkım kalan rameni yemiyorsan bana versene."
"Jimin biz ayrıldık."
"Sen ayrıldın. Ben ayrılmadım Yoongi."
"Orada bir yerlerde hyung olacaktı sanki."
"Oralarda bir yerlerde aşkım olacaktı sanki."
"Ben sana hiç aşkım demedim."
"Aman swagliğin eksilir!"
"Tamam susun artık. Ramen benim oldu." Diyerek tartışmalarına son noktayı koydu Jin. Namjoon oturduğu koltuktan sırıtarak onları izlerken Jin elinde ki sticki Namjoon'a attı.
"Lidersin sen lider bir şey desene şunlara!"
"Sen de annesin sen de!"
"Haha çok komik."
O sırada içeri bağrış çağrış içinde dalan Hoseok "Böcek gördüm böcek!" Diye tepiniyordu.
"Alt tarafı küçücük bir böcek."
"Mermilerde küçük ama.." Diye söze başlayacakken "Oha!" Diyerek kahkaha atmaya başladı Jimin.
"Gülme! Bende aynı etkiyi bırakıyor."
"Tamam tamam sustum. Hadi biri şu kalan ramenleri yesin yoksa hepsini mideme indireceğim!"
"Bizim kas yığınımız ve onun oyuncak ayısı nerede? Gelip onlar yesinler."
***
Jungkook duştan çıktığında gördüğü manzarayla gülümsemişti. Taehyung onun yastığına sarılmış yatıyordu. Sarılmadan uyuyamazdı zaten o. Sarılmadan oturamazdı. Cidden Tae, Jungkook'un hayatı boyunca gördüğü en değişik insandı. Her ne kadar o adı almayı sevmese bile 'uzaylı' gibiydi. Bu dünyadan olamayacak kadar değişik ve .. güzeldi.
Jungkook yatağın ucuna oturdu ve direk kucağındaki yastığı çekti. Başka türlü uyandıramayacağını biliyordu. Onu yataktan atsanız bile kucağında yastık olduğu sürece uyanmazdı ama sarılacağı şeyi elinden aldınızda direk gözlerini açıyordu. Tıpkı şimdi olduğu gibi.
"Seni pislik! Ver yastığımı!" Diye bağırdı Taehyung sinirle. Zaten kalın ve dipten gelen sesi sinirlendiği zaman o kadar gür ve güzel çıkıyordu ki bazen onu sahneye çıkmadan önce bilerek sinirlendiriyorlardı.
Jungkook gülerek kafasını salladı. "Gitmezsek aç kalacağız ve daha duş almadın ve biliyorum ki sunumunu da hazırlamadın ve biliyorsun ki eğer hemen kalkmazsan birazdan olucaklardan sorumlu değilim."
Taehyung oflayarak oturur pozisyona geçti. Bir de sunum vardı değil mi? Jungkook ise kafasındakileri okumuşcasına gülümsedi.
"Tamam. Sunumuna yardım edeceğim. Ama cidden acıktım!"
"Söz ver velet."
"Şansını zorlama istersen hyung?"
"Tamam Kookie tamam." Deyip ellerini küçüğe uzattı Taehyung. Jungkook onu çekip elini bırakmayı planlamıştı ama Tae ona sarılıp boynuna bir öpücük kondurduğunda Jungkook bir an ne yapacağını bilemedi. Boynundan çok huylanıyordu. Boynunu refleks olarak yana kırınca Tae'nin kafası sıkıştı ve birkaç saniye o poziyonda kaldılar. O sırada içeri giren Hoseok "Yah! Ne yapıyorsunuz?" Diye bağırıp kapıyı anında geri kapattı.
Aşağı indiğinde ise "Onlar aç değildir. Birbirlerini yemekle meşguldüler." Deyip güldü ve geri kalan rameni alıp kendi yemeğe başladı.
Taehyung başını Jungkook'un boynundan kurtarabildiğinde biraz sersemlemişti çünkü Jungkook'un ıslak saçları yüzüne değerken bir yandan da duş jelinin vanilyalı kokusu banyodan yeni çıktığından çok yoğundu.
"Aishh! Boynum! Bilerek yapıyorsun değil mi?" Diyerek kızdı Jungkook.
"Hadi hadi yemeğe!" Diyerek kolundan çekiştirdi Tae Jungkook'u. Yüzüne bakmak istemiyordu. Daha fazla yüzsüzlük yapıp yaklaşmak şu an ona bile fazlaydı. Çünkü kendini tuhaf hissediyordu. Geçen seneye kadar böyle şeyleri sorun etmezdi fakat Yoongi ve Jimin'in kısa süreli ilişkileri onların davranışlarını da biraz değiştirmişti. Çünkü kimse onların birlikte olacağını düşünmemişti. Zaten kısa süre sonra minik müzik grupları üniversitede ünlenmeye başlayınca Yoongi ayrılmak istediğini söylemiş ve bitmişti. En azından diğerleri böyle düşünüyordu.
TADADADADADAM!
Evet eski versiyonu da böyle başlıyordu. Hikayeyi kaldırmıştım. Çünkü aşırı yazım yanlışı vardı çok eskideeen yazdığım için ve düzenlenmeye ihtiyacı olduğunu düşündüm. Hala yanlış yerler varsa gözümden kaçmış olabilir söyleyin lütfen.
Sizi seviyorum ve yeni okuyacaklar hoşgeldiniz 💜
Beni sevin hikayeyi sevin Vkook'u daha çok sevin 😍😍😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tae's Nochu ≮ k∞kv
FanfictionBangtan şu sıralar Seoul Güzel Sanatlar Akademisinin en ünlü gruplarından biridir.. taekook yoonmin namjin yugseok Fluff (+smut) boyxboy fan fiction #4 vkook #27 yoonmin -ℋ