"Tanrı belanızı versin. Kim dedi gay bara gidelim diye!?"
"Hyung.. sen dedin ya!"
"Tae, Kook kaçın! Gözüme gözükmeyin!"
"Hyung ehehe bence birlikte kaçalım. Geliyorlar!"
"Kim gel... Hasssiktir!"
***
Birkaç saat önce:
Hoseok, Tae ve Jungkook Namjoon'un onları Jimin'i aramaları için kapı dışarı etmesiyle şaşkınca üstlerine kapanan kapıya bakıyordu.
"Neyse.." diye mırıldandı Hobi omuz silkerken "En azından Yoongi hyungun sorularıyla biz uğraşmayacağız. Şimdi Jimin'i bulmaya bakalım."
Taehyung o sırada bir arkadaşını aramış, telefonda konuşuyordu. Telefonu kapadığında Jungkook onun allak bullak olan ifadesine bakıp kaşlarını çatmıştı.
"Ne dedi? Jimin yanlarında mı?"
"Aslında pek bir şey anlamadım. Gay bar dedi. Jimin yok dedi, ama sonra var dedi, keşke burada olsanız dedi. Sarhoştu galiba. Boşver."
"Senin niye öyle yerlerde takılan arkadaşların var?"
Taehyung birkaç saniye şaşkınca Jungkook'a bakıp ne diyeceğini düşünürken Hoseok araya atlamış ve "Yani şimdi orada mıymış, değil miymiş?" Diye sormuştu.
"Anlamadım ki. Değildir heralde. Jimin niye öyle yerlere gitsin ki?"
"Bence de." Jungkook kaşlarını çatmış söylenirken Hoseok "Neden gitmesin?" Diye mırıldanmıştı.
"Ne?"
"Neden gitmesin? Hem daha önce gittiğinden bahsetmişti. Hem de bayağı özenli hazırlanmıştı." Hoseok kaşlarını kaldırmış kendi kendine konuşup düşünürken Jungkook ve Taehyung bakışmış ve ikisi de aynı anda "Yok artık." Demişti.
***
Birkaç dakikalık taksi yolculuğunun ardından izbe bir yerde kurulmuş mekana geldiklerinde Hoseok "Ayrılalım. Şöyle bir göz gezdirip çıkın hemen. Bir saat hatta yarım saate dışarıda buluşalım. Sağ salim gelin mümkünse." Demiş ve onlardan ayrılmıştı.
"Geri dönelim bence." Taehyung mırıldanarak Jungkook'un geniş sırtının arkasına saklanıp etrafa tuhaf bakışlar atmaya devam etmişti. Jimin'in böyle bir yerde takılmasına ihtimal dahi vermiyordu ama aklına başka alternatif de gelmemişti. O sırada birden kulağına dolan inleme sesiyle öğürecek kıvama geldiğinde Jungkook'un sırtına atlayacaktı neredeyse.
Jungkook kolunu sıkan eli tutup ince parmaklara kendi parmaklarını sararken Taehyung'un bakışlarının ona döndüğünü göz ucuyla görmüştü. Boğazını temizleyip "Şey.." diye mırıldandı. "Bilirsin ortam biraz rahatsız. Biz ayrılmayalım bence."
Taehyung'un yüzünde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Elini daha sıkı tutarken orada Jungkook'un dudaklarına yapışmamak için kendini zor tutuyordu. Eh gerçi bunu burada yapsa kimsenin umrunda bile olmazdı. Ah, Hoseok hyung haricinde... ve birde Jungkook'un kendisi ve birde..
"Yugyeom mu o? Ne işi var bunun burada?"
"Şerefsiz o. Her yerde olabilir."
"Arkadaşlarım hakkında düzgün konuş Taehyung." Taehyung kalın sesini inceltip Jungkook'un taklidini yaptığında Kook gülüp omzuna hafifçe bir yumruk atmıştı.
"Arkadaşım olduğu şerefsiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ayrıca senin hakkında kötü konuştuğun kişi bir kızdı."
"Ne olmuş kızsa yani? Şıllık işte." Taehyung dudaklarını büzüp somurttuğunda Jungkook cevap bile verememişti. Taehyung etrafı tarayıp Jimin'i ararken Jungkook sadece Tae'nin dudaklarına bakıp yutkunmuş ve biraz önce Tae'nin aklına dolan düşünceler şimdi onun kafasında dolaşmaya başlamıştı. Onu şimdi burada öpse, ne olurdu ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tae's Nochu ≮ k∞kv
FanficBangtan şu sıralar Seoul Güzel Sanatlar Akademisinin en ünlü gruplarından biridir.. taekook yoonmin namjin yugseok Fluff (+smut) boyxboy fan fiction #4 vkook #27 yoonmin -ℋ