12.Bölüm

49 4 0
                                    

Sabah kalktığımda Yenal yanımda yatıyordu.
Hala uyanmamıştı benimde hala uykum vardı.
Kafamı Yenal'ın omzuna koydum uyumaya çalıştım.
Yenal da o sırada uyandı.
- "Günaydın güzelim de omzumda ne işin var?" dedi sırıtarak.
- Yastık yok ya bende kafamı yere koymak istemedim.
- "Sabahtan belli omzumda yatıyorsun zaten kafanda çok ağırmış omzum çürüdü."
- "Yaa" dedim onu ittirerek.
Ya Yenal ne tuhaf insansın.
Bazen iyisin bazen kötü.
Bana zarar veren bir insanın şimdi benle böyle olması gülmesi espiriler yapması falan ne bilim tuhaf ya."
- "Ben böyleyim böyle kabul ediceksin."
- Senden tek bir ricam var. Bana bir daha zarar verme lütfen. Cidden beni kendinden soğutuyorsun çünkü. Bak arkadaş olabiliriz istersen.
- "Senle arkadaş olursam, sana zarar veririm bahsettiğim gibi hastalıklarım var, ve sana zarar verdiğim için zerre pişmanlık duymuyorum, hepsini hak ettin."
- "Biliyor musun? Senden adam falan olmaz Yenal. "Arkadaş olalım mı?" sorusunu unut."
Ayağa kalktım ve kapıya doğru yöneldim.
Arkamdan gelen sesle Yenal'ın kalktığını düşündüm.
Hemen kolumdan çekti ve beni kendine çekti.
- "Gitmiyorsun hiç bir yere çünkü ben seni kaçırıyorum" dedi ve beni sırtına aldı.
Ben Yenal'ın sırtına vuruyordum indir beni diye ama işlemiyordu.
Beni o siyah arabaya koydu ve ellerimi bağladı.
- Yenal, yeter artık be bıktım senden indir çabuk beni Batu ve Barış'a söyleyeceğim kesinlikle seni bir dövmeleri lazım. Yeter artık bana yine zarar vericeksin bağlayacaksın bıktım artık.
- "Kralı gelsin lan gör bak senin anca cesedini bulacaklar. Batu kimmiş lan."
Ağzımı bağlamadığı için Yenal'ın kulağını ısırdım.
Acıyla inledi.
Beni eliyle ittirip sert bir şeye kafamı çarpmamı sağladı.
•••••
Çarpmamın etkisiyle bayılmıştım galiba bilmediğim bir yerde bir erkeğin tişörtü ve şortu ile duruyordum.
Sanırım Yenal'ındı.
Diğer yerlere nazaran bu evin fazla eşyası vardı.
Hemen ayağa kalktım ve aynanın karşısına geçtim.
Ölü gibiydim.
Kızarıp şişen göz altlarım beni tek kelimeyle özetliyordu.
Gözüm kıyafetlerime kayınca Yenal'ın kıyafetlerimi değiştirmiş olabileceği geldi.
İlk öpücüğümüde Yenal'dan almıştım maalesef.
Umarım dün akşam tahmin ettiğim şeyler olmamıştır.
.
Bu düşüncelerden kurtulup aynanın karşısından ayrıldım.
Odadan çıkıp koridorda yürümeye başladım tek tek odalara bakıyordum.
Gerçekten hepsi çok dağınıktı.
Salon olarak tahmin ettiğim odaya gittim ve Yenal'ı gördüm.
- "Dün gece aramızda bir şey olmadı dimi?"
- "Hayır olmadı ve merak etme özel bölgelerini açıp bakmadım.Sadece kıyafetlerini değiştirdim.Senle aramızda bir şey olamaz."
Biz öyle dakikalarca sustuktan sonra kapının kilidinin açılmasıyla arkamı döndüm ve seyretmeye başladım. İçeri kimin gireceğini merak ediyordum.
İçeri;
Beyaz tenli, gri saçlı ve mavi gözlü uzun ince bir kadın girdi.
İçeri onun girmesiyle Yenal;
- "Hoşgeldin, Alara"
- " Yaa gel buraya özledim seni." diyip sarılmalarını izledim.
Kız cidden güzeldi erkek olsam sanırım yürüyebilirdim.
Adının Alara olduğunu bildiğim kız beni gözleriyle süzdü ve Yenal'ın yanağına bir öpücük kondurdu.
Sanırım Yenal'ı sevdiğimi zannediyordu.
Ben bunları düşünürken birden kahkaha atmaya başladım.
İkiside bana "wtf" şeklinde baktı.
Aldırmadan
- "Kusura bakmayın iç sesim işte neyse ben gidiyorum görüşmemek üzere Yenal." diyip kapıdan son gücümle kaçtım.
Bilmiyorum bu anlık cesaret nerden geliyordu ama Yenal'da arkamdan geliyordu.
Ayaklarım ne kadar acısada pes edemezdim.
Bir daha kurtulamazdım sanırım.
Tam o sırada ayağıma cam parçaları battı ve düşmemi sağladı.
Camların üstüne düştüğüm için heryerim kesilmişti.
- Tamam Yenal sen kazandın.
- "Kazanmayı severim" diyip beni sırtına aldı.
Eve geldiğimizde bir yatağa yatırdı ve kesilen yerlerdeki camları çıkarmaya çalıştı.
Canım çok yanıyordu dayanamıyordum.
- "Yenal yeter artık lütfen canım acıyor biraz sonra devam etsen?"
- "Hayır olmaz daha sonra seninle uğraşamam."
Gözlerimi kapattım ve bir an önce bitmesini bekledim.
İçeri Alara girdi ve;
- "Bu kızlamı uğraşacaksın ben senin için gelmiştim."
- Bir kere adım "bu" değil adım Eda.
Ve evet benimle uğraşıcak. Gördüğün gibi cam parçalarını çıkartıyor.
Alara,yatağa doğru yaklaştı sanırım kavga edicektik.
Ayağımdaki camların hepsi çıkmıştı sanırım buna güvenerekten Yenal'ın beni ayağa kaldırmasını istedim.
Yenal beni ayağa kaldırdı.
- "Tatlım, sen beni daha tanımıyorsun galiba.
- Bu samimiyet nerden geliyor.Tatlım falan hayırdır?
(mahalle abisi gibi olmuştum...)
Yenal o sırada "uuuu,oooo," gibisinden uğultularda ortamı alevlendirdi.
Alara beni ittirerek yatağa düşmemi sağladı.
Ayağa sinirle kalktım ve bende onu ittirdim.
Yenal onu tutmasaydı yere düşüyordu.
- "Bak Eda amacın Yenal falansa boşuna uğraşma."
- Yenal kim lan banane Yenal'dan gördüğün gibi kaçmaya çalışıyorum.

Bir iki laf dalaşınada daha girdikten sonra sinirlendim ve Alara'nın burnuna bir yumruk attım.
Daha önce dövüş sanatlarıyla falan uğraşmıştım izlediğim için taktikleri biliyordum.
Alara beklememiş olucak ki yere düştü ve burnu kanamaya başladı.
Kırılmadı ama sanırım baya acıttım.
Yenal beni tuttu ve sakinleştirmeye başladı.
Sonrada beni yatağa itti ve yatağa bağladı.
Yenal'ın kasıklarına tekme attım ama sanırım işlemedi.
Çünkü hala bağlamaya devam ediyordu.
Ellerimi ve ayaklarımı bağladıktan sonra, Alara'yı kucağına alıp odadan çıktılar.
Bağırmaya başladım ama ikiside hiç bir şekilde odaya gelmiyordu.
Kollarım gerçekten acımaya başlamıştı.
Gözlerimi kapatıp unutmaya çalıştım ve bu sırada uyuya kalmışım.
.....
Soğuk bir şeyin tenime değmesiyle uyandım.
Yanımda Alara'yı ve tenime değen şeyin bıçak olduğunu görünce bağırmaya başladım.
Sanırım Yenal,öylesine bağırıyorum zannediyordu.
Alara bir eliyle ağzımı kapattı diğer elindeki bıçakla da köprücük kemiğimin oraları bıçakla kesmeye başladı.
Heryerim kan içinde kalmıştı.
Alara'nın elini ısırıp "Yenal yardım et" diye bağırdım.
1-2 defa bağırdıktan sonra Alara tekrardan eliyle ağzımı kapattı.
Yenal'ın gelmesini bekliyordum.
Artık zor konuşabiliyordum gözlerim kapanıyordu.
Alara bir çizik daha atıcakken odaya Yenal girdi.
Hemen Alara'yı çekti ve ellerimi çözmeye başladı.
Tişörtünü çıkartıp boynumdaki kanayan yaralara tuttu.
- "Alara siktir git bu evden bir daha seni görmek istemiyorum" diye bağırdı Yenal.
Alara alaycı bir gülümseme takarak odadan çıktı.
Yenal,
hala boynuma tişörtünü tutuyordu.
Bir yandan da elimi...
Gözlerimin kapanıcağını anladı ve sanırım dikkatimi çekmek için beni öpmeye başladı.
Bir şeyler söylüyordu ama anlamıyordum.
Tişörtünü boğazımdan çekti ve pansuman malzemeleri getirmek için odadan çıktı.
1-2 tane yaram çok derin olduğu için dikiş atmak zorunda kaldı.
Artık her türlü acıya katlanabiliyordum.
Yenal beni kaldırıp karşımdaki koltuğu oturdu ve dolaptan battaniye ve yastık çıkartıp yatağı hazırladı.
Sonra yeni kıyafetler çıkartarak üstümü değiştirdi.
Beni kucağına alıp yatırdı.
Sonrada kendisi karşımdaki koltuğa oturarak beni izlemeye başladı.
Bende Yenal'ın olduğu tarafa dönüp gözlerimi kapattım.

Ruhumun ÇizikleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin