Bu anket işinden vazgeçmek üzereydim.Çünkü hiç biri Sinan üzerinde işe yaramıyordu.Sürekli onu düşünmeye başlamıştım.Ancak, yetiştirmem gereken bir proje ödevim vardı ve buna yoğunlaşmalıydım.Hafta sonu projeyi bitirmekle uğraştım.Bu arada küçük kız kardeşimle de ilgilenmek zorundaydım. Çünkü annem ve babam hasta ziyaretine gitmişlerdi.Kardeşim, sürekli yanıma gelip, onunla oynamamı istiyordu.Nihayet projeyi bitirdiğimde onunla oyunlar oynamaya başladım.Aslında bundan her zaman keyif almışımdır. Birbirimizin saçlarını yaparız, bebekleriyle oynarız.İstediğimiz yemeği yeriz.Pizza siparişi vermiştik bile..İşte tam bu sırada kapı çalmıştı.
-Vay canına,çok çabuk geldi pizzamız.Burada bekle Simge, kapıdan alıp geliyorum.
Fakat kapıyı açtığımda gözlerime inanamadım..
-Sinan ?
-Merhaba Bilge, böyle habersiz geldim ama, sana bazı test kitapları getirdim. Malûm, bu hafta çalışamadık.
-Teşekkür ederim Sinan, ben de ders çalışıyordum zaten.
-Evet, her halinden belli oluyor. Diyerek yine o alaycı gülüşünü sergiledi.
Neden güldüğünü anlayamamışken, eliyle saçımı işaret ederek gülmeye devam etti.Kapının arkasındaki duvarda asılı olan aynaya baktığımda nedenini anlamıştım. Ah, aptal kafam bu ne hal böyle! O kadar berbat görünüyordum ki kısa saçlarımda minik renkli lastik tokalar.Yine yerin dibi ve ben..
-Simge, kardeşim saç tasarımı yapmıştı da.. Offf kabul ediyorum,berbat görünüyorum.
-Hayır, bence çok şirinsin. Diyerek elinin tersiyle yanağımı okşamıştı. İnanılmaz bir şeydi bu. Yüzüme bu kez kendi isteğiyle dokunmuştu.Belki de anket, doğru bir şekilde kendiliğinden işliyordu. Ben şaşkın şaşkın bakarken o hoşcakal deyip gitmişti bile.. O gitmişti ama kokusunu bırakmıştı. Bense ardından baka kalmıştım.Ne muhteşem bir kokusu vardı ah, aman Allah'ım..Sanki şey gibiydi şeyy sucuk gibiydi. Sucuk mu? Ne sucuğu ya?
-İyi günler, pizza siparişiniz hanımefendi.
-Hı ???(...)
Ertesi sabah erkenden uyanmıştım.Odam oldukça sıcaktı.Güneş, kalın perdelerden bile kendini hissettiriyordu.Pencereye doğru yöneldim.Perdeyi, ardından pencereyi açtım.Dışarıda harika bir bahar havası vardı.Derin derin nefes aldım. Bu çok iyi gelmişti. Yan komşumuz da bu güzel havayı fırsat bilip, şirin köpeğini yürüyüşe çıkarmıştı.Yanlarından elinde valizi olan,çok havalı, güzel,kumral, uzun saçlı, benim yaşlarımda bir kız geçiyordu.Gerçekten çok havalıydı. İster istemez gözlerim ona takıldı.Buralardan olmadığı her halinden belli oluyordu.Fakat, kız,karşı evlerden birine girdi.Demek ki misafirliğe gelmişti. Keşke bende bu kadar kadınsı olabilseydim..
Kahvaltıyı bu sabah ben hazırlamak istedim ve mutfağa gittim.Anneme sürpriz olsun istemiştim. Tamamen her şeyi hazırlamıştım ki, annem, o beyaz, pembe çiçekli sabahlığını üzerine geçirmiş,uzun siyah saçları omuzlarına düşmüş,sabah mahmurluğuna rağmen,tüm güzelliğiyle mutfak kapısında belirivermişti.
-Günaydın anneciğim.
-Günaydın Bilge.Ne o ? Benim güzel kızım erkenden uyanmışta, kahvaltı mı hazırlamış ?
-Sana sürpriz yapmak istedim anne.Nasıl, eksik yok değil mi ?
-Hayır tatlım, beni düşünmen çok ince bir davranış. Çok mutlu oldum.
Annemle sarılırken,kendimle de gurur duydum doğrusu.Kahvaltı sonrası okula gitmek için hazırlandım.Projemi de alıp yola çıktım. Okul eve çok yakındı ve bu yüzden yürüyerek gidiyordum. Fakat bu gün biraz zorlanmıştım.Çantam çok ağırdı ve elimde de kocaman bir proje duruyordu.Okul bahçesine girerken, dikkatsiz bir arkadaşın çarpması sonucunda elimdeki projeyi tam yere düşürecektim ki, biri projeyi eliyle destekleyerek,tekrar elime almamı sağladı.
-Teşekkür ederim. Derken kafamı kaldırıp baktığımda, Sinan'ı gördüm. Evet, projeyi kurtaran ondan başkası değildi.Onun da elinde projesi olmasına rağmen ve düşürme riskini göze alarak bana yardım etmişti.
-Biraz daha dikkatli olmalısın Bilge.Ver istersen sınıfa kadar ben götüreyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Yolu Birdir
Roman d'amour...Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Onun beni sevdiğini hissediyordum.Bana hislerini açmamıştı ama bunu anlayabiliyordum. Bu tıpkı konuşamayan bir bebeğin sana agular yapıp, elinde ki çıngırağı paylaşması gibi bir şeydi...