Düşler Denizi

256 54 59
                                    

Yazmak mı? Yazar olmak mı? Yoksa yazma nedenin sadece yalnızlık mı? İşte bu soruların cevabını bularak yazıyor bence insan. Ben bulamazdım bulamadım. Nitekim yaşımdaydı alın yazım. Karamsarlıkla bir ömür geçer miydi? İnsanlar der ki eksik yarım. Hatadır demeyin ki ben tamamım.

Yağmur inceden inceden dokunmuştu yüzüme, soğuk rüzgar esintileri yağmura dost gibiydi, hafiften okşamıştı yüzümü. Gözlerim uzaklara dalıyordu ve dokunuyordu yalnızlık. Gençsin dediler dik dur dediler. Boyumuz uzundu ben büyüğüm. Yollar uzundu hayaller küçüğün. İnsanın hiç gidesi gelir mi? Gelir ya neden gelmesin. Ya sonra... İşte tam da bu nokta da vazgeçmeyenler daha da önemlisi pes etmeyenler gelir aklına, durur düşünürsün. Bir anda omzunda bir el hissedersin. İrkilirsin, hayatta olduğunu anlar bir tebessüm edersin. Sana ikram edilen çayı geri çeviremezsin, çünkü o çayın sıcaklığını veremeyen insanlar vardır hayatında. Her şeyi bir anlığına unutup bir yudum alırsın çaydan. Tatsız gelir şekeri yoktur. Kısacası, her şeyi bir anlığına unuttuğunu sanarsın. Ama çay getirir seni kendine. Adam bunları düşünerek oturduğu banktan kalktı ve şöyle bir baktı güneşin doğuşuna. O sıcaklığı hissetmişti yüzünde.

Ve anlamıştı da... Bazen duyguların bazen de bir çay anlatır sana yaşamak nedir? Ne her şey tatlı ne de acı gelir. Peki ya bu hisleri hiç tatmasaydın?

-Muharrem BAYHAN-

Yalnızlığın RisalesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin