Sabahın köründe bu ses neydi böyle!Sinirle gözlerimi ufalayarak ayağa kalktım.Kapının dışına çıkıp sesin kaynağını öğrenmeye çalıştım.Ve sonra paaat...Lütfen tahmin ettiğim şey olmasın diye dua ederek arkamı döndüm.Ama artık çok geçti.Odanın kapısına bakınca kapanmış olduğunu gördüm.İşte şimdi hapı yuttum.Üstümdeki tavşanlı pijamalar ve tavşanlı terliklerimle nasıl aşağı inecektim.Gidip görevliden yedek anahtarı alacaktım ki"Çok hoş görünüyorsun!"diyen sesi duyunca arkamı döndüm."Sahiden mi,aslında her zaman ki halim."dedim gülümseyerek.Biraz daha dikkatli bakınca karşımda ki adamın dün bana çarpan adam olduğunu anladım.Aynı anda ikimizde "Yinemi sen?"demiştik.Bunu koro şeklinde yapınca gülesim geldi.Ve en sonunda kendime engel olamayıp kocaman bir kahkaha attım.Benim kahkaha attığımı görünce gülümsedi.Ama o gülümseme normal ve sıradan bir gülümseme değildi.Hayatımda gördüğüm en güzel gülüştü.Birden ciddileşerek "Ben Hazal."dedim.Elimi uzattım.O da elimi tutarak "Bende Doruk,tanıştığıma memnun oldum."diye karşılık verdi.Yine aynı şekilde gülünce dayanamayıp"Tatlı."dedim sessizce."Anlamadım ne tatlı?"diye sordu."Tanışmamız ya, o tatlı.Değil mi ama?"dedim kendimi toparlamaya çalışarak."Evet,güzel bir tanışmaydı."dedi."Zor durumda kalmış gibi görünüyorsun.Bir sorun mu var?"diye sordu.O kadar çok belli ediyormuydum.Sanırım yardım alacak birini buldum diye düşündüm."Kapı kapandı,dışarda kaldım.Görevliyede gidemiyorum."dedim mahcup gözlerle.Pijamamı işaret ettim."Yardımcı olmamı istermisin?"diye sorunca"Evet,lütfen!"dedim.Dünya ödülünü almış gibi bir halim vardı.Yeni kahramanım benim için hemen görevliden yedek anahtarı alıp getirdi.Gelen anahtarla kapıyı açtım.Arkamı dönüp baktığımda Doruk gidiyordu."Dur nereye?"diye bağırdım.Yanıma gelip konuşmamı beklemeye başladı."Teşekkür etmek amaçlı bir kahve içsek?"diye yumuşak sesle sordum.Sinsice gülerek "Ne o benden mi boşlandın?Zaman mı geçirmek istiyorsun?"dedi."Nerden çıkardın,yok öyle bir şey!"dedimkaşlarımı çatarak."Peki öyle olsun.Ben anlamamış gibi yapayım.Sen benden hoşlanmaya devam et."dedi ve koluna vuracağımı anlayınca arkaya doğru bir kaç adım attı.Bende vurabileceğimi sanarak öne gittim.Ve hooop!Kendimi Doruk'un kollarında buldum.Hoşuna gitmiş gibi duruyordu.Bir kaç saniye bekleyince Doruk'un yavaşça bana sarıldığını farkettim.Birden dengemi toparlayıp "Ne yapıyorsun sen!"diye öfkeyle bağırdım."İyi numaraydı ama bak.Bana sarılmak için süper bir fikir."dedi sırıtarak."Asıl sen bana sarıldın be!"dedim tekrar yüksek sesle.Daha benim sözümü dinlemeden içeri girdi."İzin aldın mı?"diye sordum ama sonra pişman oldum.Çünkü içeri çağıran zaten bendim.Bir anlığına unutmuştum işte.Neyseki bozuntuya vermediğini görünce rahatladım.Mutfağa geçtim ve hemen Zeynep ablamın öğrettiği gibi bol köpüklü bir kahve yaptım."Mis gibi kokuyor maşallah bana."diye kendimi öve öve salona geçtim.Doruk kendi kendime övündüğümü görünce güldü.Ben de daha fazla rezil olmamak için sustum."Aslında iyi geldin bana..."diye söze başlamıştım ki Doruk'un telefonu çaldı.Kimin aradığına baktığım da biraz gerildim."Sevgilimmm"diye kaydedilmiş biri arıyordu.Telefonu açıp ayağa kalktı.Konuşarak balkona çıktı.Ara sıra kahkaha atıp bana bakıyordu.Kahve fincanımı elime aldım.Boş boş konuşmanın bitmesini beklerken fincan elimde kırıldı.Cam kırıklarını toplamak için yere eğildim.O sırada Doruk yanıma geldi."Telefon görüşmen bitti mi?"diyerek ayağa kalktım.Aramızda ki mesafe o kadar küçüktü ki rahatsız olup geri çekildim.Niye bu kadar sinirlendiğimi bilmiyordum ama bir nedeni olmalıydı."Niye bu kadar tepki gösteriyosun ki Hazal?"diye sordu.Bende bunu sormasından korkuyordum.Nasıl cevap versem diye düşünmeye başladım."Elin kanıyor senin!"diye telaşla bağıran Doruk'un sesiyle kendime geldim."Tamam ya yıkarız geçer."dedim rahatça."Olurmu öyle mikrop kapacak şimdi!"deyip hemen pansuman yaptı.O kadar nazikttiki bir an ömrümün sonuna kadar beni koruyacak sandım."Kıskançlıktan tabi,olur böyle şeyler.Bir dahakine daha dikkatli ol!"dedi."Neyi kıskanayım ben!"dedim."Sevgilimi işte."diye cevap verdi."Tamam sabah kahvemizide içtiğimize göre ,sen artık gidebilirsin."dedim kovar gibi.Bu yaptığım kibarca kovmak oluyordu galiba."Çok mu kabaydım.Ama yok ya sevgilisi kibar davransın bana ne?"diye kendi kendime düşünürken gelip elimi tuttu.Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım.Ne yapıyordu bu böyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ ÇOK SEV❤
Teen FictionAnnesinin ölümüyle sarsılmış ve ardından sorunlar yaşamış bir kızın önüne çıkan tatlı bela ...Aşkı bulmuşken onu koruyabileceklermi?...Hazal öğrendiği şeylerle bu aşkın yolunda yürümeye devam edecek mi?💁💓