Ne kadar süre ellerimi tuttuğunu hatırlamıyorum.Hiç bir şey yapmadan gözlerine bakmanın yeterli olacağını düşünüyordum.Ne söyleyeceğini düşünmek kalbimin hızla çarpmasına neden oluyordu.Nefes alıp verişim gittikçe hızlanmaya başladı.Gülümsedi ve bakışlarıma karşılık verdi."Sevgilim için doğum günü partisi düzenliyorum.Eğer müsaitsen sen de katılabilir misin?"dedi.Tüm umutlarım paramparça oldu.Ne bekliyordum ki bende!"Sana aşık oldum ben.Yeni sevgilim olur musun?"demesini mi?Elimi ellerinden çekip bir adım geriye gittim.Gözlerimin dolduğunu fark ettirmemek için gözlerine bakmayı kestim."Cevap vermeyi düşünüyor musun küçük hanım?"dedi.Konuşamayacak durumda olduğum için tek yapabildiğim kafamı sallamaktı."Bak şimdi keyfim yerine geldi Hazal.Akşam 11:00'de seni bekliyor olacağız.Ben sana konum atarım."dedi.Heyecan dolu bir şekilde giderken öylece gidişini izledim.Sanırım ben hiç tatmadığım bir duyguyla tanışmıştım.Buna aşk deniliyordu.Ama benimkisi tek kişilik aşk olacak gibi gözüküyordu.Kahretsin ben neyin içine düştüm.Korkuyordum,hemde çok...İyi olmam için birisiyle konuşup kendimi rahatlatmam gerekti.Aklıma ilk gelen kişiyi, Ezgi'yi aradım.Bir kaç cevapsız aramadan sonra açmayacağı düşüncesiyle aramayı bıraktım.15-20 dk sonra geri döndü.Sesini duymak beni rahatlatmıştı.Telefonu kapattığımda tam iki saat konuştuğumuzu fark ettim.Partiye gitmek için çok az vaktim olduğunu görünce hızla valizime koştum.Bir şeyler giyip hazırlanmalı ve geç kalmadan şu lanet olası partiye gitmeliydim.Eğer Doruk rica etmiş olmasaydı bu kadar acele etmezdim.Beyaz mini kadife etekli elbisemi giydim.İnce ve zarif bacaklarım bu elbisenin altında oldukça iyi görünüyorlardı.Saçlarımı hafif dalgalandırıp serbest bıraktım.Bordo mat rujum ve rumelim birbirini tamamlamışlardı.Boynumun dekolte kısmına taktığım zincir kolyem bu elbiseye ayrı bir hava katmıştı.Topuklu stilettolarımı giymeyi tercih etmiştim.Hazır olduğuma emin olduğum zaman kendimi dışarı attım.Elimde tuttuğum minik beyaz çantamdan telefonumu çıkardım.Doruk'tan üç okunmamış mesajın olduğunu görünce oyalanmadan mesaja cevap verdim.Parti yerinin konumunu atmıştı.Tarif edilen yere gittiğimde bir çok kişinin geldiğini gördüm.Bu kadar değerlimiydi bu kız!Çıldırmak üzereydim.Omzuma dokunan elin sahibini görebilmek için arkama döndüm.Aşık olduğum adamdı bu.Yanıma iyice sokulup"Hoş geldin Hazal.Buraya gelmekle beni çok mutlu ettin."dedi.Oldukça iyi görünmeye çalışarak gülümsedim."Sevgilin nerde?Doğum gününü bizzat kutlamak isterim."dedim."Birazdan burda olur." diye cevap verdi.Yüzümün ne halde olduğunu görmek için üst kattaki lavoboya çıktım.Aynaya baktığımda yüz ifademin bana hiç yakışmadığını farkettim.Ne kadar iyiymiş gibi görünmeye çalışsamda aşırı derecede berbat görünüyordum.Kalbimin burukluğu yüzüme yansıyınca oldukça kötü bir görüntü ortaya çıkıyordu.Ensemi hafifçe ıslatıp rahatlamaya çalıştım.İşim bittiğinde ağır ağır merdivenlerden aşağı indim.Bir anda hiç beklemediğim şekilde salondaki bütün ışıklar kapatıldı.Hiç kimseden ses çıkmıyordu.Salondan gelen tek ses benim inerken çıkardığım topuk sesleriydi.Sağ tarafımdan gelen ışığı görünce kafamı o tarafa çevirdim.Doğum günü pastasını getiriyor olmalıydılar.Peki neden Doruk Beyefendi'nin sevgilisi hala ortada görünmüyordu! Gözlerim Doruk'u ararken sıcak bir el omzumu tuttu.Arkamı döndüğümde iki çift göz gözlerimle buluştu.Ellerini omzumdan çekmesi çok uzun sürmedi.Yanı başımda duran bu adamın Doruk olduğunu anladığımda farketmeden sırıtmaya başladım.Salondaki bütün herkesin bize baktığını anladığımda anlıkta olsa içimdeki huzur yerini şaşkınlığa vermişti.Neden herkezin gözü bizim üzerimizdeydi?Duruma bakılırsa benim yerimde olması gereken doğum günü kızıydı.Burada bir işler dönüyordu ama ben hiç bir fikre sahip değildim."İyiki doğdun Hazal..."diye ritim eşliğinde sesler yükselmeye başladığında şaşkınlıkla Doruk'a döndüm.Ama Doruk yine ortalıktan kaybolmuştu.Evet bugün benim doğum günümdü.Ben böyle bir şeyi nasıl unuturdum.Önüme gelen pastaya bakıp üstünde yazan şeyi okumaya çalıştım.O sırada birisi yavaşça gözlerimi kapattı.Kulağıma eğilip"İyi ki hayatıma girdin.İyi ki seni tanıdım.Bundan sonra senin baş belan yalnızca benim!"diye fısıldadı.İşte bu sesi tanımıştım.Daha yeni yeni duymaya başlamama rağmen,yıllardırdır tanıdığım samimi bir ses gibiydi onun sesi."Doruk, Doruk,Doruk..."dedim defalarca kısık bir sesle.İsmini söylemek bile huzur veriyordu.Sen nasıl bir baş belası olabilirsinki?Tekrar bana doğru eğilerek "Dilek tutmayı unutma küçük hanım!"dedi.O an aklıma gelen ilk dileği tutup mumlara üfledim.Gözlerimi kapatan ellerini çektiğinde karşımda ki yüzü gördüm.Rüyamı görüyordum ben!Ezgi burada,tam karşımda duruyordu.Kendimi sorgulamayı bırakıp kollarımı arkadaşımın boynuna sardım.Mutluluk göz yaşlarım yanaklarımı ıslatırken Doruk elimi tuttu."İyi ki doğdun desem mi sana acaba?"dedi.Kızmış gibi yaparak "Niye,kulağıma iyiki hayatıma girdin diye fısıldayan sen değilmiydin?"diye sordum."Sanada bir şey söylenmiyor bak."dedi gülümseyerek.Ezgi'yle bir kaç dakika lafladıktan sonra gelmesinin sebebini öğrenmiştim.Benimle burda kalacağını söylediğinde çok mutlu olmuştum.Dans etmek için fazlasıyla zaman kaybetmiştik.Neyseki Ezgi boş boş oturmaktan kurtulup ,kendine göre birini buldu.Bense hala yerimde oturup dans edenleri izliyordum.Neden doğum günü kızı olma şerefini yakalamama rağmen hala oturuyordum.İçimden attığım çığlıkları duymuş gibi yanıma gelen Doruk beni dansa kaldırdı.En sevdiğim müziğin eşliğinde dans ederken o kadar huzurlu hissediyordum ki anlatamam."Doruk o arayan kişi gerçekten sevgilinmiydi?"diye sordum.Gülerek bana baktı ve omuz silkti."Değilmiydi?"dedim kaşlarımı kaldırarak."Hayır sevgilimdi."diye cavap verdi.Yüzümdeki umut ışıltım söndüğünde ne kadar komik göründüğümü ben bile anlamıştım."İyi ya,bana ne!Bende niye soruyosam."dedim umursamaz gibi yaparak."Doğru söylüyorsun Hazal.Sana ne benim biricik sevgilimden!"dedi pis pis gülerek."Uyuzsun sen."dedim ve daha fazla uzatmayıp bende gülümsedim."Teşekkür ederim Doruk."dedim.Bunu söylemek için geç bile kalmıştım."Tabi biraz zor oldu.Sevgilimin doğum günü falan diye uydurdum.Ezgi arayıp doğum günün olduğunu söyleyince..."dedi."Ezgi nerden bulmuş numaranı?"diye sorunca aklıma Ezgi geldi.Etrafa bakıp Ezgi'yi bulmaya çalıştım.Dans ettiği kişi sanki zorla kolunu tutup çekiştiriyordu.Ezgi'yle göz göze geldiğimizde "Hazal yardım edin."diye bağırdı.
Umarım bölümü beğenirsiniz.Biraz uzun sürdü ama sonunda bölümün üstesinden geldim.Bunda sonraki bölümlerde olaylar çoğalacak.Ezgi hakkındada bir kaç fikrim var.İyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ ÇOK SEV❤
Teen FictionAnnesinin ölümüyle sarsılmış ve ardından sorunlar yaşamış bir kızın önüne çıkan tatlı bela ...Aşkı bulmuşken onu koruyabileceklermi?...Hazal öğrendiği şeylerle bu aşkın yolunda yürümeye devam edecek mi?💁💓