Merhaba arkadaşlar ben Eylül.Bu benim ilk kitap yazma deneğimim kötü birşey olabilir bilmiyorum ama elimden geleni yapacağım.Daha fazla uzatmadan umarım beğenirsiniz :)
Göz gözeydik,birden bire elini boynuma yerleştirdi ve beni kendine doğru çekti dudaklarımız birleşmişti birkaç saniye sonra geri çekildi,bana bakıp gülümsedi.Kulağıma doğru eğildi,birşeyler söylemeye çalışıyordu fakat sesi çok cızırtılı geliyordu sanki fısıldamıyor bağırıyor gibiydi.birden kalktım ve bunun telefonumdaki alarm olduğunu fark ettim.Saate baktım ve çoktan servise geç kalmıştım.Ani bir hareketle yataktan kalkıp dolabıma doğru koştum elime gelen krem rengi kazağı ve siyah pantolonu üstüme geçirdim ve banyoya girdim yüzümü yıkayıp kahverengi bir geyiği andıran saçlarımı taradım,makyaj çantamı dolaptan çıkartıp içinden mascaramı aldım ve mavi gözlerimi kavrayan uzun kirpiklerimin üzerine sürdüm.kalın ve küçük dudaklarımın üzerine parlatıcımı sürdüm ve ardından hızlıca mutfağa koştum annem çoktan yemeğimi hazırlamıştı ve pakete koymuştu.
"Hadi,hadi geç kaldın çabuk ol!" Diye bağırıp paketi elime tutuşturdu.
Paketi alıp kapıya doğru koştum.Ayakkabılarımı giydim fakat bağcıkları bağlamaya zamanım bile yoktu bu yüzden bağlamayıp çantamı koluma geçirdim ve kapıdan çıktım.Merdivenlerden inerken servisin hareket ettiğini gördüm ve daha çabuk inmeye başladım.Giriş kapısını güçlükle çekerek kendimi dışarı attım.Aynı anda servise koşarken paketi çantama sokmaya çalışıyordum.Tam o sırada bağcıklarım birbirine dolandı ve yere düştüm.Çok utanç vericiydi.Servisin içindekiler bana bakıp gülüyorlardı.Ne kadar utansamda birşey olmamış gibi ayağa kalktım ve servise bindim.En yakın arkadaşım olan Emily'nin yanına oturdum ve sım sıkı sarıldık.Her zamanki gibi kahverengi saçları açıktı,kahverengi gözlerini çevreleyen o kalın eyeliner'ını eksik etmemişti,dudağındaki hafif parlatıcı dudaklarının büyük görünmesini sağlamıştı.koyu yeşil uzun bir kazak ve siyah bir tayt giymişti.
"Merhaba sakar şey" diyip güldü.
-Hiç havamda değilim Em uğraşma benimle
-Ne oldu yine Amber?Yoksa tekrar aynı rüya mı?
-Evet malesef.O çocuğun kim olduğunu çıkartamıyorum.
-Amber o çocuk gerçek değil sadece senin hayal ürünün.
"Hayır o gerçek onu tanıyorum sadece kim olduğunu çıkartamıyorum!"diye bağırdım,servisteki herkes birden bize baktı.Birşey olmamış gibi davranıp Emily'e geri döndüm.
-Galiba biraz fazla bağırdım.
-Bencede
Bu küçük konuşmamız sona ermeden servis durdu.Herkes teker teker inmeye başladı.En sona biz kalmıştık.Emily'e yol verdim ve ilk o indi.Tam servisin basamağına ayağımı koyduğum anda bacıklarımı bağlamadığımı fark ettim fakat çok geçti.Bağcığım diğer ayağımın altında kalmıştı.Sendeledim ve tam da ordan geçen bir çocuğun üstüne düştüm.Çocuk ani bir şekilde beni üstünden itti ve ayağa kalktı.
"Ne yaptığını sanıyorsun?!" Diye bağırdığını duydum.Kafamı kaldırdım ve tam ona cevap verecekken dilim tutuldu.Aynı rüyamdaki çocuğa benziyordu.Güneşte parlayan o sarı saçları,yeşil gözleri,çıkık elmacık kemikleri,ince ama kaslı vicudu.
-Sana diyorum!
-ıııı şey ben...yanlışlıkla oldu...özür dilerim..
"-Ih! Her neyse..."Diyip arkadaşlarının yanına gitti ve gülerek bizden uzaklaştılar.
Arkasından bakarken bir kol beni dürttü
-Amber iyi misin birşeyin var mı?
Bu Emily'di