KG-13

2K 85 3
                                        

Selam :D Biliyorum çok geç geldi üzgünüm. İnternete giremiyorum ve telfondan yazmak zorundayım :( O yüzden geç geliyor. Ama yarın bir aksılık çıkmazsa yb gelicek.

  Sizden istediğim bieşey var. Bu hikayeye tanıtım yazmak istiyorum ama yazamıyorum yardımvı olurmusunuz ?

 Son olarak kapakta değiştirmek istiyorum onun içinde yardımcı olabilirseniz sevinirim. Öprümmm <3

    Mutimediadaki şarkı bence çok güzel. Resimde ise duru ve kuzey var :D

    Her şey üstüme gelmeye başlamıştı. Neydi bu şimdi? Bana nasıl tokat atardı? Mert’e baktığımda pişmanlıkla bana bakıyordu.

     Hızla bardan çıktım ve koşmaya başladım. Her şeyden nefret ediyordum!  Ağlamaya başladım… Sadece bugün için değil yıllardır içimde tuttuğum her şey için ağlamaya başladım… Babam için ağlamaya başladım. O günden sonra onu hiç af etmemiştim. Bana o anı yaşattığı için hep ondan nefret etmiştim. Sonra… Mert çıkmıştı karşıma. Hep beni koruyacağını düşünmüştüm. Ama en çok o kırmıştı beni… Bu zamana kadar iki adama güvenmiştim. Biri Mert diğeri ise babam ama ikiside beni kalbimden vurmuşlardı.

    Babam… Neden kendini öldürdürdüğünü bilmiyordum.  Tam babam silahı kafasına sıktığı anda odaya girmiştim. Donup kalmıştım. Asla yıkılmaz sandığım, güçlü babamın vücudu yere yıkılmıştı.

    Silah sesi yine beynimde yankılanmaya başlayınca daha şiddetli ağlamaya başlamıştım. Birden Kuzey geldi aklıma. Oda çok kırmıştı beni… Bana hep kötü davranıyordu. Neden? Deryaya benzediğim için belki de… Sıkılmıştım artık ben. Belki de köyüme geri dönmeliydim. Dizlerimin üstüne çöktüm. Tek istediğim her şeyin rüya olmasıydı. Gözlerimi açtığımda köyümdeki odamda olmak istiyordum. Hiç İstanbul’a gelmemiş olmak istiyordum…

     Sırtımda bir el his ettiğimde arkamı döndüm Kuzey gelmişti. Onu gördüğümde kendimi bıraktım ve yere yıkıldım. Beni kucağına aldı. Kafamı göğsüne iyice gömdüm… Yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başlıyordu…

♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡

   Gözlerimi açtım ve odada gezdirdim. Başım çok kötü ağrıyordu. Dün olanlar aklıma gelince yataktan hiç çıkmak istemedim. Mert… Ondan nefret ediyordum! Hızla yataktan çıktım ve banyoya girip aynaya baktım. Yanağımdaki kızarıklığa ellimle dokundum. Hiç geçmesin istiyordum. Eğer bir gün bu tokattı unutursam aynaya bakınca aklıma gelsin istiyordum. Yüzümü yıkayıp banyodan çıktım üstüme öylesine bireyler geçirdikten sonra aşağı indim. Kuzey solanda oturuyordu. Derin bir nefes aldım ve karşısındaki koltuğa oturdum yüzüme bile bakmadı.

“Ben acıktım. Kahvaltı yok mu?” diye sordum.  Cebinden telefonunu çıkardı ve yüzüme bakmadan cevap veri.

“Yok, Git ve kahvaltını hazırla köylü güzeli hizmetçiler izinde “ sinirle yerimden kalktım ve mutfağa gittim. Bana hiç iyi davranmamıştı ama bu sefer daha da kötüydü. Lanet olsun yüzüme bile bakmamıştı! Hiç bir şey yemek istemiyordum.  Hızla geri salona döndüm ve Kuzeyin karşısına geçtim.

“Ne bu ya! Neden yüzüme bakmıyorsun? Ne yaptım ya ben sana ne yaptım!” diye bağırdım. Sinirden ellerim titriyordu. Yine bana bakmadı telefonuyla bir şeyler yapmaya devam etti. Telefonu elinden aldım duvara doğru fırlattım ama bu seferde başını televizyona çevirdi.

“Yeter artık dayanamıyorum! Bana böyle davranman haksızlık ben sana kötü hiçbir şey yapmadım!” dedim ve ağlamaya başladım. Bu sefer kafasını kardırdı ve gözerimimin içine bakmaya başladı.

“Senden nefret ediyorum” diye mırıldandığımda hızla yerinden kalktı ve kolumdan tutum beni duvara yapıştırdı.

“Kes artık sesini!” dedi

“Kesmiyorum! Kesmeyeceğim. Bıktım senden bana böyle davranmandan bıktım!””

“Sana nasıl davranmalıyım. Sen kimsin ki Duru! Kendini neden bu kadar önemsemeye başladın? Sen köyden gelen aptal bir kızsın o kadar” diye bağırdı. Daha kalbimi ne kadar kırabilirdi?

“Eğer Deryaya benzediğin için seni seveceğimi sanıyorsan yanılıyorsun! Sen Deryanın tırnağı bile olamazsın şu haline bak. Sana acıyorum! Siktir olup git artık! Gerdiğin o iğrenç yere dön. Çünkü sen o berbat yere laiksin” dedi ve beni yere fırlattım. Salondan çıktı.  Beni öyle fırlatmıştı ki diz kapaklarım acıyordu. Bacaklarımı kendime doğru çektim ve ağlamaya başladım. Gitmeliydim. Bu lanet şehirden gitmeli ve bir daha dönmemeliydim! Yerden kalktım ve kendimi dışarı attım.  Nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Bu iki gün hayatımın en berbat günüydü! Ne yapmıştım ben? Bunları yaşayacak ne yapmıştım? Neden her şey benim üstüme geliyordu? Neden herkes bana düşmandı? Gözyaşlarımı sildim.

    Beni kovmuştu. Siktir olup gitmemi söylemişti. Dediğini yapıncaktım! Hemen bir bilet alacak ve köyüme dönecektim. Her şeyden, herkesten uzağa... Bir el ağzımı kapattı ve beni çekiştirmeye başladı. Kurtulmak için çapaladım ama ellerimi arkadan tutuğu için hiç bir şey yapamıyordum.

“Sana demiştim. Onlar benim, benden değeri olduğunu sandın ama sen kayıp ettin. İkiside seni üzdüler.” Dedi ve küçük bir kahkaha attı. Birden karnıma bir şey sapladı ve kendimi boşlukta buldum. Beni yere itip kaçmıştı… Elimi karnıma götürdüğümde sıcak bir sıvı his ettim. Yavaş yavaş her şey kararmaya başladı… Son duyduğum bir kadının yardım edin diye bağrışıydı.

Cast koydum bu arada :D<3

Köylü GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin