Multimedia için Damla1998 teşekkurler <<333 Ya ilk yazdım sonra silindi o yüzden pek istediğim gibi olmadı bir daha yazdığım için... Ama yinede bekletmewyim daha fazla dedim ekledim :D
Hızla aşağı indim ve yıllığı yerine koydum. Derya ölmemiş miydi? Aklım çok karışmıştı ve ben ne yapacağımı bilmiyorum. Odama kadar girmiş ve aynaya bir şeyler yazmıştı. Üstüme montumu giydim ve kendimi dışarı attım. Yağmur yağıyordu. Taksiye binmektense yürümeyi terci ettim. Nereye gideceğimi de bilmiyordum zaten sadece o evden çıkmak istedim. Derya kesinlikle iyi bir kız değildi. Ne kadar bu kelimeyi kullanmak istemesem de o tam bir sürtüktü. Kardeş gibi yakın iki kişinin arasını bozacak kadar sürtük. Ben böyle bir şey yapsam bir daha uyuyamazdım.
Çantamdan telefonumu çıkardım ve Ceylanı aradım.
"Alo Duru?"
"Ceylan ben çok kötüyüm. Kaf’ımı dağıtacak bir şeyler yapabilir miyiz?"
"Ne oldu?"
"Buluşunca anlatırım."
"Tamam, canım neredesin sen şimdi buluşalım? Seni daha önce hiç gitmediğin bir yere götüreceğim."
"Nerde olduğumu bilmiyorum sen bana adresi mesaj at ben taksiye binip gelirim" dedim. Tamam diye bir şeyler mırıldandı ve telefonu kapattı. Derin bir nefes aldım ve ana caddeye doğru yürümeye başladım. Hava iyice kararmaya başlamıştı. Arkadan gelen seslere irkildim ama arkama dönmedim çünkü korkuyordum. Birden bir ağzımı kapattı. Çırpınmaya başladım beni ara sokağa çekti. Daha sonra beni duvara fırlattı ve önümde durdu. Cebinden bir bucak çıkarıp boğzıma dayadı. Yüzünde kar maskesi vardı ama kız olduğu kırmızı ojeli tırnaklarından belliydi.
"Seni son uyarışım. İkisinden de uzak duracaksın!" bucağı daha da bastırdı.
"Anladın mı?"
"Der... Sen Derya mısın?" bir kahkaha attı.
"Bu seni ilgilendirmez! Sadece onlardan uzak dur. Yoksa bu sefer seni uyarmam " dedi ve beni yere ittim uzaklaştı. Ellerim titremeye başladı. Hayatımda hiç bu kadar koktuğumu hatırlamıyordum. Korkudan titriyordum gözümden bir damla düştü. Yıllardır ağlamayan ben ağlamıştım işte! Korkudan. Hayatım boyunca hep kendimi güvende his etmiştim. Şimdi ise yapayalnızdım. Yavaş adımlarla yerden kalktım ve caddeye doğru yürüdüm. Belki de geri dönmeliydim. Annemin yanına tek güvenli olduğum yere.
Yoldan geçen bir taksiyi durdurdum ve mesaj olarak gelen adresi ona okudum. Çok geçmeden gelmiştik. Parayı verdim ve taksiden indim. Önümdeki ışıklı tabelaya baktım. ' Ambar Bar' yazıyordu cidden mi? Beni bir bara mı getirdi? Hayatımda hiç gitmemiştim ki. Filmlerden ve okuduğum kitaplardan biliyordum sadece.
"Hey Duru" sesin geldiği yere döndüğümde Ceylan döndüm. Bana bakınca yüzü düştü ve hızla yanıma geldi.
"Sen ağladın mı?"
"Anlatacağım" dedim birlikte içeri girdik. Tamam, görül türü şarkı çalması gerektiğini biliyorum ama bu fazla görültürü.
Ceylan bir yere oturunca yanına oturdum.
"Daha önce hiç gelmediğine eminim gör istedim." dedi
"İçki içmediğinide eminim ama şimdi içeceksin"
"Ceylan ya kötü bir şey olursa ?"
"Ben yanında olacağım" dedi ve kalkıp gitti. Biraz sonra elinde iki bardakla geldi ve birini bana uzatım yerine oturdu. O bardağında bir yudum alınca bende aldım. Boğazımdaki bir yanma hissi oluştu.
"Hadi bir yudum daha" deyince bir yudum daha aldım. Her aldığım yudumda başım, bir yudum daha almak istiyorum. İkinci bardağın yarısında başım dönmeye ve kendi kendime kahkaha atmaya başlamıştım. Birden aklıma Kuzeyin sarhoş eve geldiği gün aklıma geldi oda böyle kahkaha atmıştı. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde yarısından fazlasının bizim okuldan olduğunu fark ettim. Hepsi bana bakıyorlardı.
Deryayı düşündüm sonrada Kuzeyi. Mert onları çıplak yakaladığını söylemişti. Onlar şey yapmıştı! Kuzey ona dokunmuştu. Kıskanıyor muydum yoksa? Yok, canım ne kıskanacağım.
Lanet olsun kıskanıyorum işte. Ona dokunmasını hayal bile etmek istemiyorum. Mert'i kıskanmam gerekirdi öyle değil mi? Belki de Deryadan hiç bir farkım yoktur. Çünkü Mert ile çıkıyor ama Kuzeyi düşünüyordum.
Saçmalık! Ben ona benzemiyorum. Benimki ile onunki aynı şey değil.
"Lanet olsun!" diye bağırdım Ceylan bana garip garip baktı.
"Tamam, sen sarhoş oldun." deyince içimden yemin et diyemeden duramadım. Telefonunu çıkardı ve birini aradı. O konuşurken bende ayağa kalktım ve dans pistine doğru yürüdüm. Düşmemek için büyük çaba sarf ediyordum. Dans pistine geldiğimde ilk kendi etrafımda döndüm ve insanları incelemeye başladım daha sonra ise hoplamaya. Çığlık atıyor, hopluyor veya etrafımda dönüyordum. Birden biri beni dans pistinden çekti. Mertti
"Ooh kimler gelmışşşşşş" kelimelerin sonlarını uzatıyordum. Tamam, ben gerçekten şu anda hiç iyi değilim. Birden gözlerim başka gözlerle birleşti. Kuzeydi, Ceylanın yanında duruyordu. Herkes bize bakıyordu hata müzik bile durmuştu.
"Ne işin var burada?" diye tısladı Mert.
"Ne o merak mı ettin yoksa?" dedim alayla.
"Tatbiki. Ettim"
"Tabi edeceksin. Bana bir şey olursa sana Deryayı hatırlatan kimse kalmaz değil mi?"
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Yalan mı Mert? Beni sevmiyorsun Deryayı seviyorsun yanımda olma sebebin bu" dedi tam ağzını açıyordu ki onu susturdum.
"En başından beri yanımda olma sebebin bu! Bunları bir daha söyleyemem. O yüzden iyi dinle! Babam öldüğünde yanımda olma sebebinde buydu! Hiç bir zaman beni önemsediğin için yanımda olmadın. Oysaki ben babamdan sonra sadece sana güvenmiştim" dedim ve etrafta gözlerimi gezdirdim herkes ağzı açık bana bakıyordu.
"Ama..." diye bağırdım "Ama ben ona benzemiyorum o kötü biri. Ben onun gibi değilim!" bağırıyordum kimseden hiç bir ses çıkmıyordu onların burada olduğunu görmesem sadece ben ve Mert var sanırdım.
"O sürtüğün teki!"
"Onun hakkında düzgün konuş!"
"Hep Kuzeyi suçladın ama ne sen nede Kuzey suçlu!"
"Sus!"
"İster kabul et ister etme! Tek suçlu o sürtük Derya"
"Sana sus dedim!" diye bağırdı.
"Susmayacağım! O kaltağın tek. Seninle birlikte olup sonrada kardeşin dediğin çocukla yatacak kadar bi..." sözlerim attığı tokat ile yarıda kaldı...
