Okuldan eve geldiğimde içimde bilmediğim kötü bir hiss vardı. Kapıyı anahtarla açıp içeri geçtim ve ayakkablarımı çıkarıp terliklerimi giydim. "Anne" diye seslendim. Annem evde yoktu sanırım. Pazara gitmişdir diye düşündüm. Odadan üvey babam Harun çıktığında hemen yanından geçip gitmek istedim. Bir an kolumdan tuttuğunda içimi korku basmıştı. "Nereye böyle?" Gözleri vücudumu süzerken yüzünde iğrendiğim gülümsemelerden birini taktı.
Yüzüne bakmamaya çalışarak "Odama" diye mırıldandım. "Beni deli ediyorsun" üzerime yürüyüp beni kendi ve duvar arasında sıkıştırdığında midem bulanmaya başlamıştı. İğrenç nefesi boynuma değerken gögsünden tutup uzaklaştırmak istedim ama izin vermedi. "Seni istiyorum kızım" diye söylediğinde kollarımdan tutup duvara dayadı beni. Çırpınmaya başladım. Boynuma yaklaşıp öpmeye başlarken iğreniyordum.
Boynumu diliyle yalamaya başladığında gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. "Nolur beni bırak!Yalvarırım bırak!" Diye yalvarmaya başladım. Korku gittikce içimde büyüyordu. Bir dizimi kaldırıp erkekliğine sert bir tekme attım. Acıyla inleyip çekilirken uzun kahverengi saçlarımdan tutup yüzüme sert bir tokat attı. Ağzımda hiss ettiğim sıvı dudağımın kanadığını anladım.
Hemen kapıya taraf koşup kapıyı açmaya çalıştım ama tekrar saçlarımdan yapıştı. Saçlarımı öyle sıkı sıkıyordu ki..boynum kırılacak diye korkuyordum. "Seni sikeceğim kızım" dediğinde ağlamaya başladım. Kolumdan tutmak isterken hemen geri çekildim. Yüzüme kötü bakışlarla bakmaya başladığında korkuyordum......kolidordaki vazoya gözüm değdiğinde aklıma bir fikir geldi. Harun üzerime doğru yürürken bende yavaş-yavaş arkaya doğru gidiyordum.
"Neden seni sikmeme izin vermiyorsun? Bak gel yanıma, canın çok acımayacak görüceksin" dediğinde gözümden yaşlar akıyordu. "Ben senin kızınım" dedim çaresizce. Yüzüme bakıp kahkaha atarken "Sen benim kızım değilsin. Benim senin gibi seksi ve ateşli bir kızım olamaz. Ama olmasını isterdim en azından onu her gün dayanmadan sikerdim" dediğinde midem ağzıma gelmişti. Vazonun yanına geldiğimde bir göz kırpımında vazoyu alıp Harunun kafasına çırptım.
Harun kafası kanlar içinde yere yıkılırken koşarak evden çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyordum....gidecek hiç bir yerim yoktu....hemen ayakkablarımı giyip,evden koşarak uzaklaştığımda ceketimin cibinden telefonumu çıkarıp en yakın arkadaşım olan Arda'yı aradım. Bir kaç saniye sonra açtığında "Efendim Hira" dedi. "Arda nolur gel götür beni burdan" dediğimde sesim ağlamaklı çıkmıştı. "Noluyor lan? Nerdesin sen? Sen ağlıyormusun?" Diye endişeli bir şekilde sorduğunda sadece "Gel götür beni" dedim ve telefonu kapattım.
Sahil kenarına gelip bir bankta oturdum. Denize bakmaya başladım. Neden mutlu bir hayat yaşayamıyordum ben? Neden? Bu soruyu sürekli kendime soruyordum hep...ama verecek bir cevabım yoktu bile....
Ben Hira Akgül. 17 yaşında son lise öğrencisiyim. Beyaz teni,açık kahverengi saçları olan siyah gözlü biriydim. Genelde çevremde fazla arkadaşım yoktu. Bu hayatta 2 tane insana güveniyordum. Biri en yakın ardaşım Arda biride canımdan çok sevdiğim kişi annemdi. Babam 1 yıl önce kanser hastalığından hayatını kayb etmişdi. Bundan sonra annem Harun itine aşık olmuş onunla evlenmişdi. Onların evlendiği gün benim ölüğüm gün olmuştu. Annem o gün o kadar mutluydu ki.....gözleri parlıyordu mutluluktan.....
Annemin evlendiği gün kendi odama çekilip o kadar çok ağlamıştım ki.....gözlerim acıyordu ağlamaktan....babam yaşadığı müddetde annem sürekli onunla kavga ederdi. Her zaman aralarında soğukluk vardı. Buna rağmen babam benim nazımı çekmiş beni öyle sevgiyle büyütmüşdü.....
Genelde sakin kalan tiplerdendim. Kitap okumayı seven ve muzik dinlemeyi seviyordum. Sinirlendiğim zamanlarda kendimi odaya kapatır ve sinirim yatışdığı müddetde odadan çıkmazdım. En büyük hayalim üniverste kazanıp annemi de götürüp buralardan gitmekti. Omzumda hiss ettiğim eller sonucunda irkıldım. Gözlerim Ardanın yeşil gözlerine dikip baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'a İHANET
Genç KurguSevgimi hiç hak etmediği birine karşı besliyordum. Acınası bir kızdım...üvey babası tarafından tecavüze uğratılmış ve beni sevmeyen bir adamla evlenmiş acınası bir kızdım... Aşk sevdiğin kadar değil yandığın kadarmış....