6.Buz Kapanı

93 3 3
                                        

Bölüm şarkısı:
Justin Bieber-Company💜

Aklım almıyordu. Düşünüyordum ama anlayamıyordum.
Siyah taytı giyerek elime siyah bir thsirt aldım. Siyah sutyenin üzerine de thsirtü geçirerek saçlarımı thsirtün içinden çıkardım.

O çıkana kadar neredeyse 5 dakika falan olmuştu ve ben 4 dakikasında olanları düşünmüştüm.

Aklımı tam olarak çalıştırmıyordum.

Ayaklarıma bir şey giymeden kapıyı açarak yavaşça merdivenlerden aşağıya indim. Oradaydı...

Giderek karşısına oturdum.

Oturduğu yerde yayılmış, saçları dağınıktı.
Kimdi o? Bu yaşadıklarım da neyin nesiydi? Beni kaçırmıştı o, brni kaçırmıştı.
Ben ise beni kaçıran, ismini bioe bilmediğim biriyle karşı karsiya oturmuştum en önemlisi ise iznim olmadan vücudumun bir kısmına dokunmuştu...

Hic bir şey söyleyememiştim, çünkü şok olmuştum. O an ruh halim değişmiş, vücudum yaptığı şeye onay vermişti. Ağzını açmak isteyerek açamamıştım.

Öylece durarken dayanamadım.

"İsmini bilmiyorum."
Bana çattığı kaşlarıyla bakarken hafifçe güldü. "Ateş..."diyerek yüzümü inceledi.

Ateş miydi!?

Yanabilcegin tek Ateş...

"Yanabileceğin tek Ateş, derken isminden mi bahsediyordun?"yüzündeki alaycı bir ifadeyle "Sadece ismim değil..."diyerek kaslarını kaldırdı.

Kelime oyunlarını anlamak bana göre kolaydı ki, şuan anlayamıyordum.

"Benimle derdin ne?"soruma güldü.

"Seninle bir derdim yok."dedigi şeye sadece yüzüne bakmakla yetindim.
O zaman ben ne alakaydım.

"Sen sadece bir piyonsun. "Dedikleriyle kafam allak bullak olurken "Benim işim Vezir'le."dedi.

Şah kimi peki?

"Şah?"tebessümü gülüşe dönerken "Benim olduğum yerde kimse Şah olamaz küçük. Bunu unutma..."diyerek kendini Şah olarak gördüğünü belirtti.

Oyunun içinde bir piyon olmak...

"Ama dikkat et, vezir olmak istemessin."gözlerimi gözlerinden ayırmaksızın öylecr bakıyordum.

"Vezir olacağımı zannetmiyorum. Bu oyun ve her neyse kısa sürede bitecektir. Burdan gideceğim ve bir piyonun eksilecek, kendine bir piyon bulursun umarım."sözlerimi dikkatle dinledikten sonra kaşlarını çattı. Hafif dikilerek öne doğru eğildi.

"Uzun süreceğine emin olabilirsin ki seni bırakmaya niyetim yok. Bana lazımsın piyon. Vezir olacağın günü sabırsızlıkla bekliyorum..."

Yutkunarak dediklerini düşündüm. İçine düştüğüm her neyse, saçmalıktan ibaretti.  Ben ne piyondum ne de o vezir.

Biz birbirimizi bile tanımıyorduk. En önemlisi beni kaçırmıştı. Benim onunla nasıl bir diyoloğum olabilirdi ki? Ben evime ve Oğuz'un yanına dönmek istiyordum.

"Gitmek istiyorum."keskin sesim bir bıçak misali saplandığı yerden çıkarken onun gözlerinde ateş gördüm.

Gözlerinin rengini seçememiştim. Ne renkti bilmiyordum. Ama şuan karşımda cayır cayır yanan iki çift göz vardı.

"Gidemessin."ne diyordu bu Allah için!

"Nasıl gidemessin?"ayağa kalkarak sorduğum sorunun arkasında durdum. Bana çok rahat bir şekilde bakarak "Gidemessin küçük."diyerek koltukta yayıldı.

SOLUKSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin