8. BÖLÜM:

283 17 1
                                    

Luhan düşüncelerinden sıyrılmaya çalışırken Hye Mi çoktan gözlerini açmış, düşmesini sebep olan ve hala üstünde duran Luhan’a bakıyordu. Birkaç saniye…  Sadece birkaç saniye göz göze gelmişlerdi. Sadece birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı, dünya onlar için durmuştu. “Neden daha önce değil de bir iddia yüzünden karşılaştık seninle Hye Mi? Nasıl olurda senin gibi güzel birini daha önce görmedim ben.. Peki şimdi neden seni öpmek istiyorum. Dudakların neden bu kadar güzel…” diye içinden geçirdi Luhan gözleri Hye Mi’nin dudaklarına kayarken…  Dudakları arasında bu kadar az mesafe olması normal miydi? Adeta birbirlerinin nefeslerini duyuyorlardı. Luhan daha fazla dayanamayıp dudaklarını Hye Mi’nin dudaklarıyla birleştirdi….

Hye Mi yerde olduğunu unutup dudaklarını hızla Luhandan ayırmasıyla kafasını yere vurdu.

"Ah!..." demesiyle Luhan yavaşça ayağa kalktı, ardından da Hye Mi'yi kaldırdı.

"İyi misin?" dedi endişeli bir şekilde. Hem de şaşkındı Luhan, ayrılmayı düşünürken nasıl oldu da hislerine yenik düşüp onu öpmüştü. Yoksa çoktan gönlünü mü kaptırmıştı Hye Mi'ye? Hayır, sadece anlık bir arzuydu bu Luhan için.. Belki de daha hislerinin farkında değildi.

-"Evet, iyiyim." diye karşılık verdi Hye Mi. En az Luhan kadar şaşkındı. Luhan neden onu öpmüştü? Bir iddia yok muydu ortada? Yoksa buda mı iddianın bir parçasıydı.

-"Özür dilerim." diye fısıldadı Luhan. Kelimeler boğazında düğümlenmişti, zor konuşabilmişti. Ne için özür diliyordu ki? Düşürdüğü için mi? Öptüğü için mi?

 -"Şey sorun... " derken telefonu çaldı.

+"Alo?"

+"Hye Mi istediklerini buldum. Benim acil işim çıktı, sen gelip alır mısın?"dedi yaşlı adam telefonun diğer ucundan.

 +"Tabii ki gelirim, çok teşekkür ederim. Nerdesin sen? Bana adresi mesaj atar mısın?"

 -"Teşekküre gerek yok, tamam, bekliyorum."

+"Tamam." deyip telefonu kapattı Hye Mi. Luhan soran gözlerle Hye Mi'ye bakıyordu. Hye Mi aldırış etmeden:

 -"Benim gitmem gerek, sonra görüşürüz." deyip Luhan'ın cevap vermesini beklemeden arkasını dönüp hızla uzaklaştı.

.........

Hye Mi'nin geldiğini gören yaşlı adam, kendisini görmesi için el salladı. Hye Mi hızlı adımlarla yaşlı adama yaklaştı ve:

 -"Çok beklettim mi?" dedi.

+"Hayır bende yeni geldim. Al bu dosyada tüm bilgiler. Kuzenin adı Chanyeol. Annesi geçen sene ölmüş. Amcanda geçen hafta."

-"Ne? Amcam ölmüş mü?" dedi şaşkınca Hye Mi. Amcasının ölme ihtimalinin yüksek olduğunu bildiği halde yine de umut etmişti. Ölmeden önce son bir kez görmek istemişti amcasını. Ama geç kalmıştı, hem de babası yüzünden...

-"Başın sağ olsun Hye Mi. Bu arada amcan 5-6 ay kadar önce batmış, öldüğünde oğluna bir sürü borç kalmış. Git ve kuzenini bul zarar gelmeden."

+"Neden zarar gelmeden?"

 -"Amcanın borçlu olduğu kişiler pek tekin değil Hye Mi. Gidecek misin babana rağmen?"

+"Evet, gidip kuzenimle geri döneceğim. Başı belaya girmeden."

-"Tıpkı amcan gibisin Hye Mi, babana hiç benzemiyorsun. Al bunu, uçak 2 saat sonra." deyip uçak biletini Hye Mi'ye verdi yaşlı adam.

 +"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok teşekkür ederim."

-"Hadi git geç kalma."

+"Tamam." deyip hızlıca uzaklaştı Hye Mi. Bu adam tam bir melekti. Araştırması yetmemiş, uçak bileti almıştı. Dahası kalacağı oteli bile ayarlamıştı. Eve giderse yakalanacağını düşünen Hye Mi yakındaki ilk mağazaya girip üstüne birkaç parça elbise aldı. Artık gitme sırasıydı. Babasının yapması gerekeni yapma sırası.

~~Gerçekler Acıdır~~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin