4.BÖLÜM:
-“Ramen mi? Hayatta hayır diyemeyeceğim tek şey?” dedim. Sabahta ramen yedim. Şimdi de ramen yemeye gidiyorum. Acaba hayatta ramen kadar başka bir şeyi sevseydim elde eder miydim ki?
-“Ya ben? Beni de ramen kadar seviyor musun?” Dedi Luhan. Ne demem gerekiyor?
-“Şey..”
-“Ya ben? Beni de ramen kadar seviyor musun?” diye tekrarladı.
-“Çok mu merak ettin?” dedim. Birine cevap vermek istemiyorsanız konuyu çarpıtmak en iyi yollardan biri.
-“Evet.”
-“O zaman meraktan çatla. Sen demin benle dalga geçiyordun değil mi?”
-"Yahh söylesen ne olur sanki." dedi. Tamam tuvaletteki kıza inanmadım ama sonuçta doğru da olma
yanlışta olma ihtimali %50. Tedbirli olmam gerek. Ayrıca çatlasın biraz.
-"Maksat gıcıklık değil mi söylemiyorum." dedim. Bugünlük paşayı yırttık bakalım diğer günler ne yapacağım.
-"Cadısın işte ne olacak." dedi. Aklı sıra beni gıcık edip köşeye sıkıştıracak, ağzımdan laf alacak. Ama ben yer miyim YEMEM.
-"Hıh sen nesin By Öküz."
-"Ne öküzlüğümü gördün yağğğ."
-"Görmem gerekmiyor sen tipten kaybediyorsun." dedim ve bozuldu. Dünü saymazsak ilk günümüzde Hye Mi 1 - Luhan 0. Üzgünüm Luhan ama emin olana kadar böyle davranmam gerekiyor. Yavaş yavaş yürüyerek hiç konuşmadan okulun yakınındaki kafeye gittik. Masaya oturduk, sipariş verdik. 5 dakika bekledikten sonra siparişlerimiz geldi. Ama Luhan hala sessizdi. Bana seni seviyorum mu dedirttiremediğine mi yoksa öküz dediğime mi üzüldü anlamadım. Gerçi üzgün gibi değildi düşünceliydi sanki. Ramenimi bitirdikten sonra:
-"Kalkalım istersen." dedim. Evet anlamında başını sallayıp hesabı ödedi. Kafeden çıktık ve yürümeye başladık. Eve gelene kadar hiç konuşmadık.
-"İyi akşamlar, hadi eve gir sen." dedi. Üstüne gitmek istemedim ama yarın sıkıntısını mutlaka öğreneceğim.
-"Sana da iyi akşamlar." deyip eve girdim. Babam gelmiş, sofraya oturmuştu bile.
-"O ailemize yakışır biri mi bari." dedi.
Kim? Kapı mı dikizliyor bunlar yağğ.
-"Kim?" dedim.
-"Seni eve bırakan delikanlı." dedi. Uf babaya uzun zamandır ilk defa sohbet ediyoruz bulduğun konuya bak.
-"Arkadaşım desem inanmayacaksınız sanırım."
-"Evet." Dediler aynı anda.
-"Önemli olan onun bana benim ona karşı hissettiklerim. Onun cebinin ne kadar dolu olduğu önemli değil." dedim.
-"Hah amcası kılıklı." dedi babam. Amcamla 20 yıldır küsler annem söylemişti. Sırf amcam fakir bir kızla evlendi diye. Amcamın şimdi benden bir yaş büyük oğlu var ama hala küsler.
-"Amcam kötü bir şey yapmamış ki sadece sevmiş. Hem amcamı hiç görmemiş olsam da çok seviyorum." dedim ve cevaplarını beklemeden odama çıktım. Şimdi hiç onları çekemem. O kadar yorgunum ki. Üstümü bile değiştirmeden yatağa yattım. Luhan’ın o düşünceli mi üzgün mü olduğuna karar veremediğim yüzünü düşündüm. Sonra uyuya daldım.
Sabah erkenden kalkıp evden çıktım. Bugün yürümek istiyorum. Belki birazda düşünme fırsatım olur. Nedenlerimden biri de babamın okulda Luhanı görmesi. Direk gider kendi kendine tanışır ya :(
Okul çok uzak değil aslında. Hatta geldim sayılır. Birden telefonumun çalmasıyla durdum. Babam arıyor. Zaten başka kim arayacak ki.
-“Alo.”
-“Neden beni beklemeden gittin? O çocukla beni mutlaka tanıştıracaksın unutma kurtuluşun yok.” Dedi babam. Of babaya ben zaten ne yapacağımı bilemiyorum birde senle mi tanıştırayım.
-“Tamam kapatıyorum.” Deyip kapattım telefonu. Yoksa bu muhabbetin sonu gelmez. Sonunda okula gelmiştim. Acaba Luhan nerde? Geldi mi ki? O Sehun değil mi? O geldiyse Luhan da gelmiştir. Nereye gidiyor. Tabi ya okulun arkasındaki çardağa, onların mekanı… Hızla adımlarla Sehun’un arkasından çardağa doğru geldim. Sehun içeri girdi ve elindeki kahveyi Luhan’a verdi.
-“Ne yapacaksın? Süren azalıyor.” Dedi Sehun. Ne süresi? Yoksa o kızın dediği doğru muydu?
Bölüm Sonu……