10.BÖLÜM:
"Aptalın tekiyim ben." diye kendi kendine konuşarak eve girdi Luhan.
-"Bende tam seni arayacaktım Luhan. Sana güzel haberlerim var." dedi Sehun. Luhan Sehun'u duymamıştı bile. Hala kendi kendine söylenmeye devam ediyordu.
-"Aptalın tekiyim ben. Aptal!" dedi Luhan.
-"Hey! Bir sorun mu var? Hye Mi kötü bir şey mi dedi?" diye endişeyle sordu Sehun.
-"Hayır, o bir şey demedi. Tamamen benim aptallığım. Hye Mi'nin evine gittiğim de kapıyı uzun boylu biri açtı. Hye Mi'yi sorduğumda yatıyor dedi. Ayrıca çocuğun saçları ıslaktı. Banyodan çıkmıştı galiba. Ben de Hye Mi beni aldatıyor sandım. Sinirlerime yenik düştüm ve çocuğa kafa attım."
-"Ee sonra ne oldu?" diye merakla sordu Sehun.
-"Ne olacak Hye Mi geldi. Ona da bir sürü hakaret ettim. Sonra.. O çocuğun Hye Mi'nin kuzeni olduğunu öğrendim. Sormadan, ne olduğunu anlamadan giriştim çocuğa. Neden yaptım bilemiyorum. Aptalım ben Sehun, aptal!"dedi Luhan saçlarını karıştırarak. Kafasını eğmiş yere bakıyordu.
-"Neden mi? İddia için çıktığın kıza aşık olmuşsun Luhan. Senin tipin bile değildi. Nesine aşık oldun? Salaklığına mı? Saflığına mı?" diye iğneleyici bir şekilde konuştu.
-"Sen ne saçmalıyorsun Sehun?" diye kafasını kaldırdığında konuşanın Sehun olmadığını anladı.
-"Se... Sen Japonya'da değil miydin?" diye sordu Luhan.
-"Geri döndüm artık buradayım. Gelmememi mi isterdin?"
-"O anlamda söylemedim. Şaşırdım sadece. Giderken bir daha geri dönmemekte karlı gibiydin Suzy. Arkana bile bakmadan gittin. Sadece seni tekrar karşımda görmek tuhaf geldi." dedi Luhan ortadaki yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışarak.
-"Bu arada sen Hye Mi'yi hatta iddia için çıktığımı nerden biliyorsun?" diye ekledi Luhan.
-"Ben bugün gelmedim. Ben geleli tam iki hafta oldu. Hye Mi'yle sen çıkmaya başlayalı 2-3 gün olmuştu. Okula uğradığımda sizi Sehun ile konuşurken duydum. Sonra önemli bir işim olduğu için gitmek zorundaydım." diye teker teker anlattı Suzy.
-"Bu aramızda kalsın. Yani iddia olayı. Şey.. Sanırım ben.." diye lafı ağzında geveliyordu Luhan.
-"Hye Mi'ye âşık oldun. Her halinden anlaşılıyor." diye Luhan'ın yarım kalan cümlesini tamamladı.
-"Hey kapatalım bu konuyu. Sen geldiğine göre küçük bir kutlama yapabiliriz." diye lafı değiştirmeye çalıştı. Hye Mi'ye âşık olduğunu kendi bile yeni yeni anlamışken, başka birinden duymak oldukça tuhaf gelmişti.
-"Belki daha sonra. Şimdi gitmem lazım. Sonra görüşürüz." dedi Suzy ve evden çıkıp cadde de yürümeye başladı.
..........
+“İyi olduğuna emin misin? Hastaneye gidebiliriz.” Diye bininci kez sormuştu Hye Mi?
-“Hey! Alt tarafı bir kafa yedim, ölmem merak etme.” Diye sırıttı Chanyeol.
+“Ben onun adına senden özür dilerim.”
-“Seni gerçekten seviyor olmalı. Baksana ne kadar sinirlendi, gözü dönmüş gibiydi”
+”Ya ne demezsin.” Diye cevapladı Hye Mi. Gerçekten Luhan kendisini sevebilir miydi? Yıllarca hayal ettiği gibi?
-“Sevgili değil misiniz? Niye öyle dedin?” diye merakla sordu Chanyeol.
+”Evet ama. Neyse ya belki daha sonra anlatırım. Hadi yatalım, yarın okul var.”
-“Tamam, hadi iyi geceler.”
+”Sanada.”
……….
Hye Mi bütün gece Luhan’ın kendisini sevebilme ihtimalini düşünüp uyuyamadı. Bir yanı seviyor derken diğer yanı ısrarla iddia için çıktığını hatırlatıyordu. Ne yapacağını bilemiyordu. Yoksa intikamdan vazgeçip kendine yeni bir yol mu çizmeliydi? Ne de olsa liseden mezun olmasına bir ay hatta 3 hafta kalmıştı. Çalar saati kapayıp yüzünü yıkadı. Salona geçtiğinde mutfaktan mis gibi kokular geliyordu.
-“Chanyeol sen.. Harikasın ya. Hem benim yüzümden dayak dedin, hem de kalkıp bana kahvaltı hazırlamışsın. Keşke zahmet etmeseydin.”
+”Aslında sana hazırlamıştım ama istersen yiyebilirsin.” Diye sırıtarak söyledi Chanyeol.
-“Gıcık.” Diye tısladı Hye Mi.
+”Hadi soğuyacak, otur artık.”
-“Tamam.” Deyip hemen oturdu Hye Mi. Güzelce kahvaltılarını yapıp evden çıktılar. Artık okula gitmeliydiler. Belki de Hye Mi artık gerçekleri kabul etmeliydi.
……
-“Luhan sence Suzy’e çıkma teklifi etmeli miyim?” diye kararsızca sordu Sehun.
-“Senin uzun zamandır Suzy’i sevdiğini biliyorum. Seni reddedeceğinden korktuğunu da. Belki bu sefer yani tekrar gitmeden ona açılmalısın. Seni reddetse bile onu sevdiğini bilmeli.” Diye cevapladı Luhan.
-“İlk fırsatta söylemeli miyim? Yok ya sanırsam en doğru zamanı beklemeliyim.” Dedi Sehun.
-“Bak Hye Mi geldi, yanındaki de kuzeni sanırsam.” Diye ekledi Sehun………
Hye Mi ve Chanyeol okulun bahçesine girdikleri andan itibaren tüm gözleri üzerlerine çekmişlerdi. Yavaşça bahçede ilerlediler.
-“Senin ki bize doğru geliyor. Kendini korumalı mıyım?” diye gülerek konuştu Chanyeol. Hye Mi Chanyeol’un dediği yöne baktı ve Luhan’ı gördü.
-“Merak etme bu sefer bir şey yapmaz.” Dedi ve Luhan’ı görmemiş gibi yaparak yürümeye devam etti. Luhan hızlıca gelip Hye Mi’nin kolunu tuttu.
-“Beni böyle görmemezlikten gelerek hiçbir sonuca varamayız. Gel konuşalım.” Dedi. Gözleri adeta yalvarırcasına bakıyordu.
-“Ben müdürün odasına gidecektim. Sonra görüşürüz.” Dedi Chanyeol ve iki sevgiliyi yalnız bıraktı. Hye Mi önde Luhan arkada okulun arkasındaki çardağa gittiler. Hye Mi durduğunda Luhan konuşmaya başladı.
-“Hye Mi ben gerçekten üzgünüm. Çok özür dilerim. Lütfen affet beni. Bütün gece uyuyamadım seni düşünmekten.” Dedi ve cevap beklercesine Hye Mi’ye baktı Luhan. Hye Mi bir süre düşündükten sonra konuşmaya başladı.
-“Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Dün söylediklerin gece boyunca kulaklarımda çınladı. Gözlerimi kapattığımda o sahne gözümde canlandı. Tüm gece ne yapmam gerektiğini düşündüm durdum.” Dedi Hye Mi.
-“Ben gerçekten özür dilerim. Sinirden ne yaptığımı bilemedim. Hem ben seni gerçekten…” diyordu ki Hye Mi sözünü kesti.
-“Luhan söylediğin sözler yenilir yutulur sözler değil. Sen bana resmen… Galiba ayrılsak daha iyi olur?” diye söyledi Hye Mi. Artık intikam filan umurunda değildi. Anladı ki Luhan’dan çok kendisi acı çekmişti ve çekmeye devam ediyordu.
-“Ne? Ay.. Ayrılmak mı?” diye kekeledi Luhan.
Bölüm Sonu….