Hala hayattayken ve hala yaşıyorken sevdiklerinizle daha çok vakit geçirin ve onların yanında olun. Onlara sevdiğinizi belli edin ve "seni seviyorum "demekten çekinmeyin.
Anne ve babası olmayan hatta arkadaşı bile olmayan insanlar sevgiyi hissetmezler hatta bu duyguya açtırlar.
Ne kadar yaşamak istemesem de deli gibi yaşayıp bu illetten kurtulup sevgiyi hissetmek istiyorum.
Canım yanıyor olabilir, ölüm sıcak geliyor da olabilir. Aman söyle bir durum var ki oda aşkı hissetmeden toprağın beni kabul etmeyeceğidir.
Kapı açıldı ve içeriye Melih bey girdi.
"Bugün nasılsın Melek" sorusunu yöneltip yanımdaki koltuğa oturdu. Bugün nasıldım ben bile bilmiyordum fakat bildiğim tek şey ölüme biraz daha yaklaşmış olmam.
"Sanırsam diğer günlere göre daha iyi" dedim cılız sesimle. Bakışları beni buldu ve "Gözlerinin rengi yerine gelmiş bence de iyisin" dedi biraz yaklaşıp gözlerimi incelerken.
Bu yakınlığı nefes almamı sıklaştırırken kalbimin boğazımda atması büyük bir sorundu benim için. Kalbim o kadar güçlü atıyordu ki sanki mikrofonu kalbime sokup sesin dışarı çıkmasını sağlamışlar gibi. Neden böyle olduğunu bilmiyorum fakat ilk defa bir erkek bu kadar dibime girmişti.
"e-evet" dedim kekeleyerek. Bir anda kendine gelmiş gibi gözleri gözlerimden ayrıldı ve kitaplığımı inceledi.
"Bu kadar kitabı okudum deme bana sakın!" dedi sanki ilk defa görmüş bir şekilde. Kafamı salladım ve "Aylarca hatta yıllarca sende bu odada tıkılı kalsan sende okurdun" dedim bilmiş bir şekilde.
Bana baktı ve çok şaşıracağım ve red edemeyeceğim soruyu sordu.
"Seni dışarı çıkarsam benimle gelir misin" dedi başka bir tarafa bakarken. Bu sorusuna biraz değil baya baya şaşırdım ve imkansız olan teklife cevap verdim.
"Tabi ya neden olmasın zaten bende her hafta gezerim işte"
Biraz alay doluydu konuşmam çünkü yıllardır dışarı çıkıp gerçek anlamda gezmedim. Gezemedim.
"Peki tamam birazdan gelip seni alırım üstünü fazla kalın giyme dışarısı çok sıcak" dedi cevabımı umursamazca.
"Ama, ama izin vermezler ki. Benim için tehlikeli olmaz mı?" diye bağırdım arkasından. Arkasını bile dönmeden "Doktorun benim farkındaysan" dedi ve odanın kapısını kapattı.
Ben mi? Bense şok olmuş bir vaziyette kapıyla bakışmakla meşgulüm. Hızla dolabıma ilerleyip fazla olmayan kıyafetlerimden beyaz tişört ve mavi dizleri yırtık bol bir pantolon alıp hızla üzerime geçirdim. Aynada kendime bakıp Bu yüzle nasıl insan içine çıkarım diye düşünürken bir yandan da yüzümü yıkamaya çalıştım. Yüzüme siyah maskemi taktım.
Neden siyah derseniz beyaz taktığımızda insanlar hasta olduğumuzu hemen fark ediyorlardı fakat siyah takınca biz bile hasta olduğumuzu unutuyorduk.
Odamın kapısı açıldı ve Melih doktor hadi dercesine kafasını salladı. Hızla sağı solu kolaçan etti ve "Hadisene Melek yakalanacağız"dedi endişeli bir şekilde.
Gözlerim hiç olmadığı kadar açıldı ve "Kaçıyor muyuz?" diye sesimi yükselttim. Melih doktor ise daha fazla dayanamadı ve kolumdan bir anda çekip hastane çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladı. Ben ise hala kolumda olan ellerine bakıyordum. Parmakları güzelmiş diye düşünürken sesi ile kendime geldim "Ne zamandır çıkmıyorsun dışarıya" dedi sakin bir şekilde.
"Bilmem hatırlamıyorum çok uzun bir zamandır sanırsam" dedim yürümekten yorulmuş bir şekilde. Bana baktı ve "Biraz daha dayan çıkalım bir kafede otururuz" dedi. Sadece kafa salladım bu dediğine.
Hastaneden tamamen çıkmış, sanki yıllarca hapis yatıp tahliye olan bir suçlunun güneşi görmesi gibi sevinmiş kanıma can katmıştı. Bir anda güçlenmiş hissettim kendimi. Ellerimi kaldırıp gökyüzünü hissetmeye çalıştım.
"Ona çok benziyorsun"
Hızla kafamı Melih doktora çevirdim. Anlamayan gözlerle "Anlamadım" dedim.
"Çocukluk aşkıma"
Kafamı yere eğdim burukça gülümsedim. "Çocukluk aşkı unutulmaz, biraz ağır atlatılır tıpkı grip gibi"
Kafasını evet anlamında salladı ve yürümeye tekrardan başladık. Yakınlarda bir kafe bulup içeriye girdik. Oldukça sevimli olan kafenin içi toz pembe boya ile kaplanmış masa ve sandalyeler rengarenkdi.
Mavi masa ve pembe sandalyeli tarafa doğru ilerledik ve yerimize oturup siparişimizi verdik. Benim için asitsiz ve yağsız atıştırmalıklar bakarken kendisi de aynısından sipariş etmişti.
"Anlat bakalım Melek"
Kafamı kaldırıp "Neyi anlatayım" dedim.
"Hayatını, yaşamını, arkadaşlarını anlat işte. Hastamı yakından tanımak istiyorum"
Gözlerim şaşkınlıkla büyürken yutkunamadım. Sanki boğazıma büyük bir fil oturmuştu. Ne diyeceğimi bilmeyerek "B-ben, yok" dedim kekeleyerek.
Kaşlarını çatıp "Ne yok" dedi. Onunda şaşırdığı apaçık ortadaydı. "Yok işte, anlatabileceğim bir şey yok hayatım boş ve anlamsız dosyamı okumuşsundur doktorum olarak orada ne yazıyorsa o işte" dedim sesimin titremesine engel olamayarak.
"Neden doktorlara karşı bu kadar kaba ve acımasızsın" dedi. Ona yaptığım şey aklıma gelince ufacık sırıttım, hemen eski halime dönerek "Her gün canımı çok yakıyorsunuz"
Ona sanki uzaylılar dünyayı istila etti demişim gibi bana baktı "Allah aşkına seni iyileştirmeye çalışıyoruz bunu neden anlamıyorsun"
Kaşlarımı çatıp "Beni de siz anlamıyorsunuz" dedim konuyu kapatmasını dileyerek.
Allah tan daha fazla soru sormadı ve beni düşüncelerimle baş başa bıraktı. Evet beni kurtarmaya çalışıyorlardı ama her gün aynı şeyleri yapıp bir sonuca varamıyorlardı. Vücudum tepkisiz kalıyordu ilaçlara.
"Gülümse"
Ona bakıp ne olduğunu anlamaya çalışırken patlayan flash gözümü aldı, ellerimi gözüme götürüp ovuştururken bir yandan da söylenmeye başladım.
"Gündüz gündüz ne flashı Allah aşına, bende doktorları akıllı zannederim zevksiz şeyler" diye mırıldanıp koca karılar gibi elimi belime dayadım. Suratıma her zamanki ifademi yerleştirip,
"Çekmesene yaa" dedim.
"Hadi ama Melek gülümse bak güzel çıkıyorsun" dedi gülümseyerek. Kafamı hayır anlamında sallarken daha çok somurttum ve ellerimi göğüs hizamda çapraz bir biçimde birbirine doladım.
"Gülmicem banan ne "
İnatçı tarafım baş göstermiş adeta çekilmek istemezken mümkünce sine daha çok somurttum.
Melih doktor telefondan başını kaldırıp parlayan gözlerle "Benim için gülümse" dedi.
Bunu duymam ilk başta şok etkisi yaratsa da hafiften gülümseyip kameraya bakmayı ihmal etmedim.
İyi okumalar... Yorum ve oy vermeyi unutmayın... Sağlıklı günler dilerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Gülümse
General FictionBeni iyileştirebilecek misin doktor bey? dedim soru soran gözlerle. Kafasını kaldırdı ve emin adımlarla yanıma geldi elimi tutup destek verircesine sıktı. "Durumun ne kadar kötü olursa olsun beni bırakmayacaksın ve bu doktor da hayatı boyunca seni b...