CADI

27 4 14
                                        

Melih

Çarpışma faslından sonra başhemşirenin dediği 4836 numaralı odaya doğru gittim ve kapıyı hafiften açıp içeri girdim. Karşımda yatağa oturmuş beni görünce gözleri kocaman olan bir kız vardı ve tahmin edin kimdi, Tabi ki çarpıştığım o tatlı kız.

Mesafeli bir şekilde "Buyurun doktor bey "dedi.

Kendimi toparlayıp hızlıca "Merhaba ben Melih, bundan sonra yeni doktorun benim, seninle ben ilgileneceğim" dedim ama keşke demez olaydım. Bugün çarpıştığım tatlı ve güzel gözlü kız resmen cadıya dönüşmüş güzel gözlerinden tam aksine alevler çıkmıştı. Yere attığı vazo ise beni hiç korkutmamıştı ama sanırsam boş anıma gelip yerimden biraz sıçramış olabilirim.

Odaya gelen başhemşire Semiha abla ve ben odadan kovulunca boş olan odada sadece Meleğin ağlama sesleri duyuldu. Sanırsam Murat hocayı gerçekten seviyordu.

Önden giden Semiha hemşireyi durdurup "Hocam bir bakar mısınız?" dedim. Arkasını dönüp gözlerini bariz bir şekilde devirip hemşire odasına gel ve 4836 numaralı hastanın dosyasını al ve oku bana da soru sorma sakın" dedi ve beni tınlamadan yürümeye başladı. Aman bende sana bayılıyordum sanki soğuk nevale.

Gözlerimi devirip hemşire odasına girdiğimde Semiha hemşirenin sesini duydum "Gözlerini oyarım senin Melih"demesiyle donup kaldım ve uzaktan kafasının arkasına bakmaya başladım "Kafamın arkasında gözlerim yok" demesiyle Meleğin dosyasını almam ve odadan koşarcasına çıkmam bir oldu. Arkamdan ise Semiha hemşirenin gülüşlerini es geçerek yangın merdivenine gittim ve loş olan alanda dosyayı okumaya başladım.

"Adı Soyadı: Melek Yaşar

Yaşı:19

Kan Gurubu: 0 Rh-

Hastalığı: Kan Kanseri (Lösemi)

Hastalık Derecesi: Orta

Yemesinin zararlı olduğu şeyler: acı, çok tatlı , yağlı ve tuzlu yemekler

Anne Adı: Bilinmiyor

Baba Adı: Bilinmiyor

Sevdiği Şeyler: Kitap okumak veya okutmak, boş hastanede tekerlekli sandalye ile hız yapmak, Çatı katı, Hastaneyi ayağa kaldırmak, Doğum haneyi ziyaret etmek, insanları korkutmak.

Sevmediği Şeyler: Doktorlar, hastane kokusu, ilaçlar, terk ermek yada terk edilmek ve böcekler.

Hakkında: Ölmek istiyor ve hayata küsmüş bir kız, Her gece Murat hemşire kitap okur ve yalnızca o şekilde uyutulur, çatı katına morali bozuk olduğunda, doğum haneyi ailesini merak ettiğinde ve özlediğinde, insanları korkuttuğunda eski yaşamını özlediğinde, hastaneyi ayağa kaldırdığında korkunç rüya gördüğünde, boş hastanede tekerlekli sandalye ile hız yaptığında bunu bir türlü bulamadık, kitap okuduğunda kitaptaki karakter yerine konulup sınırları zorlamak istediğinde yapar ve en önemlisi doktorların korktuğu ve doktorlara tek zarar veren bir hasta."

Gözlerimi şaşkınca dosyadan kaldırdım ve "Galiba ayvayı yedim" dedim boş alanda.

Melek

Gece saat 3 civarı korkunç bir rüya yüzünden kalktım ve şu anda odamdan dışarı çıkıp planımı yürürlüğe geçirmeye başlayacaktım.

Koridorda yürürken duvarda bulunan yangın alarmı butonunun camını güzelce çıkardım ve tam düğmeye basacağım an "Yerinde olsam bunu yapmazdım" diye bir ses duyunca irkilip arkamı döndüm ve Melih doktoru görmemle baş parmağımı dişlerime geçirip yukarı doğru kaldırdım.

"Ne sessiz sessiz geliyorsun be" dedim dişlerimin arasından ama elim hala butonun üzerindeydi.

"Lütfen o butona basma" dedi korkarcasına. "Neden" dedim şeytanca bir gülümseme ile.

"Seninle ben sorumlu olduğum için senin yüzünden azar yemek istemiyorum" dedi ve bana doğru gelmesiyle aniden butona bastım ve odama doğru kaçmaya başladım. Hastanede çalan yüksek alarm sesi birçok hastanın ayaklanıp dışarı kaçmasına, hamilelerin doğum yapmasına neden olmuş,kalp hastalarının ise doktorlar sayesinde kalp krizi geçirmeleri önlenmişti.

Ben mi? ben ve Melih doktor şu an başhekimin yanında azar yemekle meşguldük. Azarın çoğunu Melih doktor yiyordu ben ise bıyık altından gülmekle yetiniyordum. "Sen hiç gülme küçük hanım" denmesiyle yerimden zıplayıp başhekime baktım, sanırsam yakalanmıştım.

"Senin yüzünden kaç kişinin hayatı tehlikeye girdi haberin var mı senin?" demesiyle hemen kendimi savunma moduna geçtim.

"Ama doğum hanedeki Zehra abla içindeki canavarı iki gündür çıkaramıyordu haberi aldıysanız beni sayemde çocuk sonunda çıkmış sanırsam itfaiyeci olmak istiyor kerata" deyip sinir bozucu bir şekilde gülünce Başhekim bir anda "Çık dışarı haylaz seni bir daha olursa hasta falan demem atarım seni kapının önüne" diye bağırdı.

Ben kapıya doğru giderken de bir yandan sessizce "Aman çok meraklıydık sanki" diye mırıldanıyordum.

"Duyamadım" demesiyle "Çocuk itfaiyeci olacak demedi demeyin" diyip U dönüşü yapmak zorunda kaldım ve odadan çıktım.

Melih

Bu kız hayatımda gördüğüm ve görmüş olacağım en gıcık insan. O kadar ona basma dedim ama inat etti hiç tereddüt etmeden bastı. Sayesinde ilk günüm dolmadan azarı yedim.

Kapıdan ikimizde çıkmış yine dilini tutamamış mırıldanıyordu.

"İnşallah bir şey daha yaparsın da başhekim seni atar" dedim boş anıma geldiğinde.Benimle birlikte "İnşallah" demesi bir oldu, daha sonra ise bana dönüp kocaman gülümsedi ve "Ölene kadar sana bu hastaneyi cehenneme çevireceğim" dedi ve korku filmlerindeki karakterler gibi güldü. Bense o giderken hayali bir şekilde onun burnuna kocaman bir et beni ve yanına çalı süpürgesi koymuştum. Gerçekten çok yakıştı.

---------------------------------------------------------------

Sabah cebimdeki telefondan acil hasta alarmı çaldı, bunu fark etmem ile yerimden hızlıca kalkıp Meleğin yanına doğru koşmaya başladım ve bir yandan da içimden "İnşallah bir şey olmamış yada hastaneyi birbirine katmamıştır" diye dua ediyordum.

Odaya girmem le kafama sıvı bir şeyin dökülmesi bir oldu ve ardından gelen cılız bir kahkaha. Üstüme baktığımda ise yeşile boyanmıştım. Ona bakıp bir anda bağırmaya başladım "Ne yapıyorsun sen kafayı mı yedin kızım sen" diye bağırmaya devam ederken "Seni sevmediğimi söylemiş miydim?" diye bir soru yöneltti daha doğrusu açıkça seni sevmiyorum demişti "Evet söyledin hemde 29 defa" biraz düşündü ve dudaklarını sarkıtıp "Hmm o zaman biz bunu 30 a tamamlayalım "dedi ve hemen arkasından "seni hiç sevmedim" demesi bir oldu.

Kafamdan dumanlar çıkarken ona bir şey yapmamak hızlıca odadan çıktım ve koridorda yürümeye başladım "Cadı bu Cadı!! bir insan bu kadar da beter olmaz ki ama" deyip bir yandan da üstümü başımı silmeye çalışıyordum, koridordaki hastalar ise bana bakıp bakıp gülüyorlrdı, sanki çok komik "Bir insanın hatta bir doktorun üstüne sümük renginde boya dökmek de nedir abi" derken hemşire odasına girmiş bulundum. İçerideki hemşireler bana bakıp gülerken aralarından biri "Kesin bu iş Meleğin işidir" dedi ve daha çok gülmeye başladı.

Melek mi Şeytan mı orasını bilemem ama hemşireye dönüp "Cadı o cadı" demem bir olmuştu.

Benim İçin GülümseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin