Gözlerimi hafiften aralayıp tanıdık hastane kokusu ile açtım. Size alışamadığımı söylemiş miydim? Yatakta bir o yana bir bu yana döndüm ve oflamaya başladım.
Canım sıkılmaya başlamıştı ve günün en önemli ve güzel haberi ise ağrılarım yoktu. Ağa kalktım ve paytak adımlarla üzerimdeki ayıcıklı pijamalarıma bakmadan koridora doğru adımlamaya başladım. Bugün kendimi iyi hissediyordum ve bu iyi mi kötü mü bunu bende anlayamamıştım ama ağrılarım olmadığına göre benim için iyi bir şeydi sanırsam.
Gözlerimi ovuşturarak koridorda yürümemle kocaman bir duvara çarpmam bir oldu. Gözlerim kapalı bir şekilde hala gözlerimi ovuşturarak çarptığım duvarı yoklamaya başladım, ne zamandan beri doktorlar duvarlara stetoskop koymaya başladılar?
Gözlerimi hafif uykulu bir şekilde açtığımda çarptığım şeye bakmamla ağzım yer çekimine meydan okuyamadı ve yerle buluştu. Haififçe utanarak başımı eydim ve çarptığım doktordan defalarca özür dileyip arkama bakmadan hızlıca odama kaçtım. Bu nasıl bir doktor lan...
MELİH
Tıp fakültesinden mezun olmamla birlikte hiç durmamış ve hastanede göreve başlamıştım. Daha ikinci günümdü ve ben bugün hangi bölümde göreve başlayacağımı öğrenecektim. Başhekim benimle birlikte on tane doktor arkadaşımın yanına geldi ve elinde liste olmasına rağmen ezberden ismimizi ve bölümlerimizi söylemeye başladı.
"Ali Şen Dahiliye bölümü
Zehra Kara Poliklinikler "demesiyle Zehra gözlerini kocaman açmış "Amaaaa Hocamm" demesiyle Başhekim ona kısa ve etkili bir bakış atıp susmasını sağladı.
"Melih Güçlü Onkoloji" demesiyle gülümsemem bir olmuştu, ilk günden istediğim bölümde çalışmaya başlamıştım.
Diğer arkadaşlarımı okumasına izin vermeden "Hekimim ben hemen görevime başlayabilir miyim?" dememle banada kısa bir bakış attı ve kağıda odaklandı ve bana bakmadan sert bir şekilde "Git" dedi.
Büyük bir hevesle Onkoloji bölümüne yürümeye başladım ve bizimle sorumlu olan başhemşirenin yanına gittim. Benimle birlikte birkaç doktor daha ayakta bekliyor görevli olacağımız hastaların oda numaralarını öğrenmeye çalışıyorduk.
Başhemşire "Melih senin eğitim durumuna baktım ve başarılı bir öğrenci olduğunu örendim bu yüzden sana ağır bir hasta vereceğim" demesiyle başımı hızlıca aşağı yukarı salladım ve oda numarasını söylemesini bekledim "4836 numaralı hasta MELEK YAŞAR" dedi ve tekrar kağıtlara gömülüp diğer çocukların oda numaralarını söylemeye başladı.
Bense, ben mal gibi dikilmiş burada bekliyordum. Aklıma hastamla tanışma faslı gelince hemen odadan çıktım ve 4836 numaralı odayı aramaya başladım. Bir yandan yürüyüp bir yandan odalara baktığım için sanırsam önüme bakmayı unutmuştum ve birisinin çarpması ile kendime geldim. Hafiften bana çarpan kişiye baktım ve baktım yine baktım konuşmadım yine baktım, ulan ben ne ara konuşmayı unutmuştum.
Hatırla Melih annenin sana öğrettiği gibi A.N.N.E tekrarla bakalım A.N.N.E.
Ne diyorum lan ben, ama karşımda böyle tatlı bir canavar olunca bende bir zaman sonra konuşmayı unutabilirim tabi. Üzerinde ayıcıklı pijamaları, kafasında bonesi, ellerini uyku mağduru gözüne sokmakla meşgul olan birisi size de tatlı gelmez miydi?
Hafiften başını kaldırıp bana baktığında gözlerim kocaman oldu, O NASIL BİR GÖZ LAN!!!
MELEK
Odama girdiğimden beri ayaktayım ve olayın şoku ile bir türlü kendime gelemiyordum. Kalbime baktım hızlı atıyor mu? Derin bir ohhh çekip yatağa oturdum, zaten hızlı atsa onu oradan söker klozete atar üzerine eder sifonu çekerdim.
Bu zamana kadar kalbimi erkeklerden uzak tuttuysam bundan sonrada tutabilirdim, sanırım. Hem bu önemli bir konu zaten insan aşık olduğunda sevdiği adam için hızlı atar kalbi, birisine çarpma sonucu hemen nasıl hızlıca atsın ki, şayet bu yakışıklı bir doktor olsa bile.
Ben bunları düşünürken odamın kapısı açılmış, bugün çarpıştığım doktor içeriye girmiş beni yüzündeki şaşkınlıkla izliyordu. Sanırım benimde ondan farklı göründüğüm söylenemezdi.
"Buyurun doktor bey" dedim mesafeli bir şekilde. Üzerindeki beyaz önlüğü, önlüğe zıt simsiyah saçları,boynundaki stetoskop ile yakışıklı bir imajı vardı.
"Merhaba ben Melih, bundan sonra yeni doktorun benim, seninle ben ilgileneceğim" demesiyle bir anda kaşlarımı çattım ve "Murat abi nerede?" dedim cılız çıkan sesimle.
Yanımdaki koltuğa oturdu ve "Sanırsam onu başka bir bölüme verdiler" demesiyle hayretler içinde karşımdaki doktora baktım ve hızlıca yanımdaki sürahiyi aldım ve yere attım. Bunu yapmamla yanımda bir zıplama sezdim sanırsam korkutmuştum onu.
Bağırarak ağlamaya başladım "Ben Murat abiyi istiyorum, sen git seni istemiyorum Murat abi gelsin" diye ağlıyor bir yandan da akan burnumu koluma sürüyordum. Ona baktığımda şaşkınca bana bakıyordu "Ne bakıyorsun bana hiç sevmedim seni gitsene NE BAKIYORSUN!!!"diye daha çok bağırınca içeriye başhemşire girdi ve sert bir şekilde "Ne diye deli gibi bağırıyorsun Melek" demesiyle daha çok ağlamaya başladım ve ayağa kalkıp ona doğru ilerlerken "Neden Sermin abla Neden abim diye sevgim Murat doktorun yerini değiştirdiniz?"dedim sessizce.
Arkamı dönüp doktoru parmağımla gösterip "Ben bu doktoru hiç sevmedim o gitsin Murat abinin yerine" dememle "Çattık yaa" diye sitem dolu sesi duyunca ona alev saçan gözlerimle baktım ve susmasını sağladım.
"Nolur Sermin abla nolur" diyip ellerimi birleştirip şirin bir şekilde bakınca "Üzgünüm Melek ama bunu Murat Bey istedi zaten" demesiyle bozguna uğramam bir oldu.
Nasıl yani Murat abi mi beni bırakmıştı şimdi. Sessizce ağlayıp "bir abim vardı oda beni bırakıp gitti" dedim ve yatağa uzanıp arkamı ikisine de dönüp gözlerimi kapadım.
"Çıkarsanız eğer uyumak istiyorum" dedim. Bunu söylememle birlikte Sermin abla sessizce çıkmış diğer doktor sa hala bekliyordu "sende çık zaten seni hiç sevmedim" dedim uyku mağduru sesimle. Ne zaman ağlasam başım ağrır sonrasında sanki göz kapaklarıma yavru fil oturmuş gibi gözlerim kapanır ve bir anda uykuya dalardım, ki şayet şu anda aynı şeyleri yaşıyordum.
İkinci bölümü de yazmış bulunmaktayım hepinize sağlıklı günler ve gelecekler dilerim hatalarım varsa affedin...İYİ OKUMALAR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim İçin Gülümse
Fiction généraleBeni iyileştirebilecek misin doktor bey? dedim soru soran gözlerle. Kafasını kaldırdı ve emin adımlarla yanıma geldi elimi tutup destek verircesine sıktı. "Durumun ne kadar kötü olursa olsun beni bırakmayacaksın ve bu doktor da hayatı boyunca seni b...