ALIŞVERİŞ 6

13K 398 5
                                    

Mağazadan içeri girdiklerinde kısa boylu Japon bir tezgahtar yanlarına doğru yaklaştı. Sezon sonu olduğu için bir çok elbise neredeyse yarı fiyatına satılıyordu.

-Size nasıl yardımcı olabilirim diye sordu?

-Ee.. biz gece elbisesi bakıyorduk,

-Tabi buyrun sizi yukarıdaki reyonumuza çıkartayım orada beğenebileceğiniz bir çok kıyafetimiz var.

-Tamam diyerek satıcı kızı takip etmeye başladılar. Yürüyen merdivenlerden yukarıya doğru çıkarken Cathy uzaktan bir adamı gördü. Sanki tanıdığım birine benziyor diye düşündü.  Biraz sonra büyük boy aynasının karşısında şampanya renkli bir elbise ile duruyordu.

-Sence biraz etekleri uzun değil mi?

-Hiç sanmıyorum Cathy kes artık şunu bence harika bir elbise ve senin güzel vücudunun her bir kıvrımını ortaya çıkartıyor.

-Hah tam da söylemek istediğim buydu çok dar sanırım başka bir şey bulsak..

sözünü tamamlayamadan Suzy'nin kızgın bakışları karşısında satıcı kıza dönerek,

-Alıyorum fiyatı ne kadar dedi.

-850 dolar efendim.

-Nee bir servet ediyor bu hayatta olmaz

-Evet ama şu anda yüzde elli indirimde olduğu için siz etiketin yarısını ödeyeceksiniz.

--O zaman olur. Satın alıyorum.

Suzy kafasını iki yana sallayarak tanrım ne zor kadınsın der gibi ona baktığında,

-Neyse en azından hızlı karar verdim dedi.

-Evet ne demezsin

-Hadi artık çıkalım buradan ben çok acıktım.

Biraz sonra iki kadın sokak kafelerinin birinde oturuyorlardı. Kendilerini İtalyan makarnalarının harika sosuna kaptırmış bir şekilde büyük bir açlıkla yemek yediler.

-Sence Frank ile eşinin arasındaki sorun ne olabilir Suzy?

-Bilmiyorum ama benimde garibime gitti oysa daha yeni evliler ve geçen hafta eşi Emily şirkete geldiğinde oldukça iyi görünüyorlardı.

-Her halde klasik karı koca kavgasıdır.

-Hiç sanmıyorum ama Frank'ı bilirsin dünya tatlısı bir adamdır o hiçbir kadını kıracak bir şey yapabileceğini sanmıyorum.

-Hımm gördüğüm kadarıyla Frank'ın tarafını tutuyorsun

-Ne demek istiyorsun?

-Yani Frank'a olan ilginin hala devam ettiğini söylüyorum.

-Saçmalama Cathy o evli bir adam evet bir zamanlar ona deli gibi aşıktım ama artık o günler çok gerilerde kaldı. O Emily'i tercih etti ve benim sevgime ilgisiz kaldı.

-Hah,  sanki ilgini gösterdin de adam seni reddetti gibi konuşuyorsun.

-Anlaması gerekirdi ama.

-Aaa tabi canım adam kahindi ya senin aklından geçenleri okumayı beceremedi ama zavallı çünkü kalkanların o kadar kalın ki  içinden geçebilmek için sanırım sıkı bir delgeç lazım.

-Yapma Cathy ona nasıl baktığımı görüyordu her öğlen onu yemeğe davet ediyordum.

-Tatlım erkekler kalın kafalıdır bunu bilmiyor musun onlara bir şey söylemek istiyorsan ima etmemelisin doğrudan ifade etmelisin.

-Neyse boşver zaten artık bir anlamı yok.

-Haklısın artık evlendi.

-Peki Adam'a ne dersin hiç fena sayılmaz öyle değil mi?

-Cathy sen benimle uğraşacağına kendine baksana

-Nasıl yani

-Sana inanamiyorum tam on yıl içinde sadece bir kez biriyle çıktın ve zavallı adamı üç ayda postaladın.

-Bu doğru değil ben postalamadım.

-Evet sen postaladın, adamcağız sana sırılsıklam aşıktı

-Evet ama bir ilişkiye ayıracak vaktim yok diye canım

-Saçmalıyorsun bence herkesin bir erkeğe ayıracak vakti vardır.

-Tamam daha zamanım var benim için endişelenmene gerek yok

-Bunu yapamam Luke ve eşi Claire tatile çıkmadan önce seni bana emanet ettiler canım.

-Sağol Suzy biliyorum ama gerçekten şu anda bir erkekle uğraşamam

Cathy,  Suzy beynimden geçenleri bilseydi beni öldürürdü her halde diye düşündü. Beyninde Max vardı ve aralarında geçenler kafasını yeterince meşgul ediyordu. Ona dokunduğu an vücudunun sarsıldığını, midesinin kasıldığını nasıl söyleyebilirdi ki. O adam tehlikeliydi. Hem de çok tehlikeli diye geçirdi içinden. Sürekli onun yataktaki halini hayal ediyordu. Çırıpçıplak Max Carlione , dudaklarını vücudunda gezdiren, elleri ile bedenini keşfeden Max Carlione.  Suzy'nin sesiyle kendine geldi.

-Ne düşünüyorsun

-Ben akşamki kokteyli düşünüyordum, Max'e  adresimi vermedim beni evden alacağını söyledi.

-Merak etme o adam işini biliyor.

-Öyle mi dersin.

-Kesinlikle. Sıfırdan başlayıp bu kadar büyük bir servetin sahibi olmak her erkeğin harcı değildir.

-Evet haklısın ama bu servetine başkalarının şirketlerini zor durumdayken alarak sahip oluyor ve bu hiç de adil değil.

-Neden ona karşı bu kadar önyargılısın  Cathy,  biliyorum Luke'un yerini Max'sin almasını hoş karşılamıyorsun ama bazen olacakları engelleyemeyiz. Sanırım bu durumu artık kabullenmen gerekiyor.

-Haklısın Suzy,  haklısın dedi Cathy. 

İHTİRASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin