İHANET 28

7.1K 280 3
                                    

-Çünkü diye kekeledi Cathy nedenini bilmiyorum, bir sorun var, tam işleri alacakken başka firmalara....

Birdenbire durdu. Kendi dudaklarından çıkanların anlamını düşünmeye başladı. Tam işleri alma noktasında geldiklerinde başka bir firma neredeyse aynı pazarlama stratejileriyle işi onlardan kapıyordu. Genç kadın fark ettikleri karşısında şok geçirdi. Yüzü bembeyaz kesilmişti.

Max ona yaklaştı ve şefkatle sarıldı. Koltuğa oturttu.

-Sakin ol Cathy şimdi sana hepsini anlatacağım, biliyorsun seninle ilk görüşmemizde bu şirkette bir casus olabileceğinden şüphelendiğimi söylemiştim. Şirkete geldikten sonra tüm çalışanlarının özgeçmişlerine baktım, daha önce nerede çalışmışlardı, işten ayrılma nedenleri neydi. Ne işler yapmışlardı. Frank'in geçmişte çalıştığı iş yerleriyle görüştüm. Daha önceki çalıştığı iki firmadan da kovulmuş olduğunu öğrendim.

-Buna inanamıyorum ama bize söylediği.. Cathy cümlesini tamamlayamadı.

-Sana söyledikleri ve CV'sinde yazdıklarının bir çoğu yalan, referanslarını aramadan işe aldınız değil mi?

-Hayır buna gerek duymadık, mülakatta öyle ikna edici, parlak ve gelecek vadediyordu ki.

-Kontrol etseydiniz iyi olurdu, belki de bu noktaya gelmemiş olurdunuz. Frank'in daha önceki firmalardan kovulma nedeninin dışarıya bilgi sızdırmak olduğunu biliyor muydun?

-Hayır dedi genç kadın, şimdi omuzları çökmüş bir şekilde oturduğu koltukta geriye doğru yaslandı. Uğradığı ihanetten dolayı tüm enerjisi bedeninden çekilmiş gibi hissediyordu.

-Evet dışarıya bilgi sızdırdığı için kovulmuş. Ben bunu nasıl öğrendim biliyor musun? Luke ile iş görüşmesi yapmadan önce Harry beni aradı. Birlikte Ritz Charlton otelinde sen gelmeden önce bu konuyu tartışıyorduk, rakip ajanslardan, Treksin şirketinden eski bir arkadaşım olan James beni aradı ve bana U-maydan, birisinin kendisini aradığını ve şu an önemli bir iş üzerinde olduğumuz bilgisini ilettiğini söyledi.

Şirketin sahibini on yıldır tanırım ve onlara daha öncede bir çok konuda desteğim olmuştu. İş ahlakına sahip, dürüst bir adam olduğu için bunu bize yapanın kim olduğunu öğrenmek amacıyla görüşmeyi kabul ettiğini söyledi.

Buluştuklarında Frank kendisini başka bir isimle tanıtmış ve Charcol dosyasına yönelik tüm çalışmalarımızı kendisine vermiş.

Charcol ile yapacağımız işin bütçesinin büyüklüğünden bahsetmiş eğer arkadaşım bizden önce davranıp bu teklifleri geçerse işi alabileceklerini, kendisine de bu iş için yirmi bin dolar gibi bir pay vermesini teklif etmiş.

Arkadaşım onu şüphelendirmemek için anlaşmayı kabul etmiş, daha sonra da beni arayıp tüm bu olanlardan bahsetti.

Bu gelişmelerden sonra bir süre için Frank'i takibe aldım, iki günlüğüne eşi ile tatile çıktığını söylemişti ya o sırada başka bir iki firma ile görüşmeye gitmiş. O firmalarda arkadaşımla kontağa geçmişler. Bir tanesi beni aradı. Ve bize etik olarak böyle bir şey yapamayacaklarını, dosyalarımızın ellerinde olduğunu, istersek bu dosyaları bize geri verebileceklerini söylediler. Şimdi beni anladın mı?

Max son derece kızgın ve sinirli görünüyordu. Cathy'nin bir şeyler söylemeseni istercesine yüzüne baktı.

Cathy yaşamış oldukları ihanetin karşısında şok geçirmişti. Beş yıldır yanında çalışan bir çok konuda destek verdiği, evlendikleri zaman maddi desteğini bile şirket vasıtasıyla sağladığı bir çalışanının ona böyle bir şey yaptığına inanamıyordu. Onu öldürmek istiyordu.

Max'e dönüp

-Peki şimdi ne olacak diye sordu. Max Cathy'e

-Merak etme hakkında yasal bir işlem yapılmayacak çünkü şikayette bulunmayacağız. Ama bu bilgileri tanıdığım tüm reklam ajanslarına gönderdim, bu yaptıklarından sonra iş bulamayacağı için ya başka bir alanda çalışması veya ülkeyi terk etmesi gerekecek. Çünkü bu haliyle hiçbir firma ona iş vermeyecektir. Kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmadığımız için şükretmesi lazım. Aksi takdirde hayatı çok daha kötü olabilirdi.

-Max inanamıyorum yani tüm bu olanlar, Frank odama geldiğinde ben düşünmüştüm ki,

-Ne düşünmüştün Cathy, sana sormadan basit bir nedenle birisini kovduğumu mu, senin kararlarını hiçe saydığımı mı. Tüm bunlar sonuçlanmadan sana bahsedemezdim.

-Evet ama neden bu konular beni de ilgilendiriyor.

-Beni hiç anlamıyorsun değil mi Cathy, sana ne demiştim, hiçbir sorunla ilgilenmeni istemiyorum. Luke ile konuşmamdan neredeyse şirketin bütün sorunlarının senin hallettiğini biliyorum, bu yüzden kendine ve özel hayatına zaman ayıramadığını da biliyorum. Bundan sonra senin işin yaratıcı taraflarıyla ilgilenmeni, sorunları bana bırakmanı istiyorum. Senin adına tüm sorunları ben hallederim, biraz hayatın tadını çıkarmanın zamanı gelmedi mi Cathy?

-Max, ne diyeceğimi bilemiyorum ben çok üzgünüm.

Genç adamın onu böylesine koruduğuna inanamıyordu. İçinden çok güzel sıcak duygular geçiyordu. Max'e güvenmek istiyordu aslında bu yaptıkları sonucunda ona güvenmesi gerektiğini biliyordu. Ama daha fazla düşünmeye ihtiyacı vardı. İhtiyacı olan şey onun dudaklarından çıkacak olan "seni seviyorum" kelimeleri olmalıydı.

İHTİRASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin