Umay ajansta hareketli bir gün başlamıştı. Telefonlar susmak bilmiyor ve sürekli arayan gazetecilere hep aynı cevap veriliyordu. Evet doğruydu, Max Carlione ajansı satın almıştı.
Sadece ekonomi gazeteleri değil magazin gazeteleri de bu soruyla meşguldu. Yakışıklı ve acımasız Carlione nin firmayı satın aldığı haberleri üst üste basında yer alıyordu. Suzy, Cathy'nin randevuları arasında gazetecilere yer olmadığını ve onun meşgul olduğunu söylemekten iyice yorulmuştu.
-Cathy nasıl bir adam bu Carlione?
-Bende bilmiyorum dedi Cathy ama çok yakında öğreneceğiz merak etme. Oysa biliyordu nasıl bir adam olduğunu, hırslı ve ne istediğini bilen bir adam, acaba duyguları var mı diye merak etti yoksa bedenini sadece arzularımı yönetiyordu. Bir gün önce yaşadıklarını hatırladığın da yüzü kızardı.
-Bay Charcol pazartesi seninle ve Bay Carlione ile görüşmek istiyor. Sizi Carlton Ritz otelinin terasında yemeğe davet etti. Akşam saat 6 da.
-Ciddi misin ben de bu gün onu aramayı düşünüyordum.
-Bana Bay Carlione'nin firmanızı satın aldığını duydum dedi, onayladığımda da hemen bir randevu istediğini söyledi.
-Bizzat kendisi mi aradı?
-Evet, onayladım zaman da Carlione yeni bir oyuncak bulmuş kendine dedi.
Bütün bu olanları anlamakta zorluk çekiyordu. Demek firması Carlione'nin yeni oyuncağı idi. Gururunun incindiğini hissetti. Luke ve kendisinin yıllarca emek verdiği, geceler boyu çalışarak, bir çok zorlu aşamalardan geçerek bu güne getirdikleri şirketleri Max'in piyasadaki yeni oyuncağı olarak görülüyordu.
"Göreceksin Max Carlione bu şirketi sana yem etmeyeceğim" diye içinden geçirdi. Odasına girerek sabah kahvaltısı sırasındaki toplantı için gerekli dosyalarını hazırladı. Öyle ya Max yemek yerken o da ona kısa bilgiler geçecekti.
Şirketin karşısında Leon Kafe'nin kapısından içeri girdiği anda bütün gözlerin kendisine çevrildiğinin farkında bile değildi. Cathy bir yetmiş beşlik boyu uzun güzel bacakları ve kumral dalgalı saçları ile hiç de fark edilmeyecek bir kadın değildi. İçeride yanında kız arkadaşları olan erkekler bile bir kerede olsa ona bakmadan geçemiyorlardı. Oysa Cathy tüm bu bakışların asla farkında olmazdı. O kadınsı güzelliğinin asla farkında olmayan ve bunu hiç bir zaman kullanmayan bir kadındı. Ancak kafede en az kendisi kadar çekici birisi daha bulunuyordu. Max Carlione, üzerinde siyah takım elbisesinin ceketini çıkartmış, güçlü kollarını sandalyenin arkasına atmıştı. Simsiyah saçlarının çevrelediği başı hafifçe yana doğru düşmüş sokağı seyrediyordu. Cathy'nin geldiğini gördüğü zaman gözleri ilgiyle genç kadını takip etmeye başladı. Kapıdan içeri girip yanına yaklaşana kadar da gözlerini ondan hiç ayırmadı. Gözleri bir an karşılaştığı zaman dudaklarına yine o alaycı ifade yerleşmişti.
-Günaydın Cathy,
-Günaydın Max,
-Hazır mısın ?
-Kahvaltıya ... evet
-Güzel ben kendime az pişmiş bir omlet söyledim sen ne istersin?
-Ben sadece bir kahve istiyorum.
-İyi beslenmiyorsun Cathy, yanından geçmekte olan garson kızı durdurarak ona iki tane az pişmiş omlet, portakal suyu ve bir de kahve söyledi.
-İki tane omlet diye sordu Cathy,
-Evet bir tanesi senin, bir tanesi benim için
-Fikrimin hiçbir önemi yok mu?
![](https://img.wattpad.com/cover/113263155-288-k889807.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİRAS
RomanceCathy çalıştığı ajansın yeni sahibiyle karşılaşmaktan korkuyordu. Max Carlione iş hayatında acımasızlığı ile tanınmaktaydı. İlk karşılaştıkları andaki hissettiği duygular Cathy'nin asla unutamayacağı anlar olacaktı. Bu karşılaşma Cathy'nin tüm haya...