TUZAK MI? 9

13.4K 386 3
                                    

Ertesi gün şirkete gittiğinde hiçbir şey değişmemişti. Tek fark artık bu şirkette Max ile birlikte çalışmak zorunda olmasıydı. " Max Carlione" şirketin patronu, Cathy'nin aşık olduğu ve aynı zamanda nefret ettiği adam. Pazartesi büyük bir firma olan Charcol'un patronuyla toplantıları vardı. Max ile katılacağı bu toplantı için son hazırlıklarını yaptı. Biraz sonra şirket çalışanlarından Frank kapıdan içeri girdi.

-Cathy dedi şu senden istediğim izin vardı ya sanırım o izni kullanma vaktim geldi.

Cathy'nin tüm bunlarla uğraşacak vakti yoktu. Sadece kafasını sallayıp okey işareti verdi. Frank'in nasılsın diye sorduğunu bile duymamıştı genç kadın.

Frank garip bir yüz ifadesi ile Cathy'e baktı, anlaşılan şu anda onunla konuşmanın bir anlamı yok diye düşündü, genç kadın oldukça dalgın görünüyordu. Arkasını dönerek odadan dışarı çıktı.

Gözlerini odanın içerisinde dolaştırdı. İçi oldukça sıkılıyordu. Şirketin Max'den sonra ikinci yöneticisiydi, yıllarca bu iş için çabalamış ve istediği noktaya gelmişti. Kolayca pes etmeyecekti. Bu sefer duygularını bir kenara bırakıp mantığının sesini dinlemeye karar vermişti.

Masasındaki telefondan sekreterini aradı.

-Suzy Mr. Charcol ile olan toplantımızı Pazartesi saat 11'den ikiye alır mısın bu değişikliği de lütfen Max'e haber ver dedi.

Öyle ya ilk kuralını toplantı saatini başkalarının belirlediği şekilde değil kendisinin belirmesi ile koyabilirdi. Hayatını başkalarının yönetmesine izin vermeyecekti.

Sekreteri,

-Peki Cathy nasıl istersen ben gerekli tüm ayarlamaları yaparım. 

Genç kadın içinin kaskatı kesildiğini ve içinin boşaldığını hissediyordu. Tekrar onu gördüğü zaman ne hissedeceği konusunda hiçbir fikri yoktu.

Kendisini çökercesine koltuğa bıraktı, güçlü olmalı ve toparlanmalıydı.

Ertesi gün Harry Charcol ile buluşmak üzere Ritz Charlton oteline doğru yol aldı. Lobinin kalın halısının üzerinde yürürken etraftan diğer müşterilerin sesleri yankılanıyordu. Carlton'un lüks restoranından içeri girdiğinde Max ve Harry Charcol'un kendisine biraz uzak bir masada hararetli bir şekilde konuştuklarını gördü.

İçinden sanırım geçen akşam ile ilgili tartışıyorlar diye geçirdi,  öyle ya Harry Charcol kızı ile nişanlı bir adamın başka bir kadınla bu kadar samimi bir görüntü sergilemesinden hoşlanmamış olabilirdi.

-Merhaba beyler size katılabilir miyim diye selamladı, iki adamda biraz önce hiç tartışmıyorlarmışcasına Cath'ye dönüp

-Merhaba dediler.

Yavaşca masaya oturdu. Harry Charcol altmış yaşlarında yaşlı ama gözlerinde çok kararlı bir ifade okunan, yaşına göre oldukça dinç sayılabilecek bir adamdı. Sahip olduğu şeyleri kendi çalışması ve çabaları ile kazandığı her halinden belli oluyordu. Hayattaki tek mirasçısı ise sevgili kızı Diane idi. Bembeyaz saçları, hafif göbekli karnıyla aslında son derece sempatik bir adam olarak da görülebilirdi. Yaşlı adamın en sevimli yanı da konuşurken kullanmış olduğu kuzeyli aksanıydı. Çok ilginç bir şeye bakıyormuş gibi Cathy'i inceliyordu.

-Evet Cathy, Luke nasıl, onunla görüşmeyeli yıllar oldu

-Oldukça iyi şu anda eşiyle birlikte emekliliğin tadını çıkartıyor.

-O iyi bir adamdır,  kendisini nereden baksan otuz yıldır tanıyorum. Max ikisinin konuşmasını sessizce dinliyordu.

-Neyse konumuza gelelim.  Max'de sen gelmeden önce parfümümüzün tüm tanıtım, reklam, lansmanı için aday olduğunuzdan bahsediyordu. Bizim için iyi bir pazarlama stratejisine sahipsinizdir umarım.

İHTİRASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin