BEKLENMEDİK GELİŞME 25

8.1K 299 4
                                    

Ertesi gün işe birlikte gittiler.

Cathy kapıdan içeriye girdiğinde Suzy'nin gülümsediğini gördü.

-Günaydın Cathy? Sekreteri meraklı gözlerle ona bakıyordu.

-Günaydın Suzy dedi Cathy.

-Nasılsın??

-Harika hissediyorum sen neden gülümsüyorsun bakayım, bana söylemek istediğin bir şey mi var?

-Çünkü içeride seni bekleyen konukların var.

-Misafirlerim mi? Kim olabilir acaba?

-Bilmiyorum neden içeri girip kendin bakmıyorsun diye kıkırdadı genç kız.

Cathy içeriye girdiğinde Luke ve Claire'i gördü.

Tatilden dönmüşlerdi. Cathy hızla koşarak Luke ve eşine sarıldı.

-Neden bu kadar erken döndünüz dedi. Sonra kendini yalanlarcasına, -Gerçi bir ara hiç dönmeyecekmişsiniz gibi hissettim. Sizi çok özledim dedi. Luke,

-Cathy benim gibi yıllarca çalışmış bir adam için yeterince uzun bir tatildi. Claire,

-Evet ne demezsin, bu adamı orada tutmak için canımı dişime taktım, hatta tüm seksapelimi kullandığımı bile söyleyebilirim. Ama hiçbir faydası olmadı. Luke,

-Duyduğum kadarıyla işler yolunda gidiyormuş, Charcol'un işini almışsınız.

-Evet doğru, Max ve ben Harry Charcol ile yaptığımız toplantı sonrasında işi hemen aldık. Otursanıza size ne ikram edebilirim.

-Hayır sevgili Cathy çok kalmayacağız, sadece seni görmeye geldik dedi Luke ve devam etti.

-Biliyor musun Cathy, Harry Charcol'un gözünde Max ayrı bir yere sahiptir. Aslında bu kampanyayı size vererek onu ne kadar önemsediğini de göstermiş oldu. Gerçi Harry ile Max'in ilişkisini hala tam çözebilmiş değilim ama neyse zamanla ortaya çıkar nasıl olsa. Bu piyasada bir çok kişi onunla iş yapmak için yanıp tutuşuyor.

-Eminim Harry, Max ile çalıştığı için kendini şanslı hissediyordur.

-Gerçekten mi?

-Kesinlikle. Max Carlione ismi bir çok firmanın kapısını açacak bunu biliyorsun dedi Luke.

-Evet biliyorum dedi Cathy.

-Hatta şirketi ona devrederken sana söylemiştim. Tabi o zamanlar bana itiraz etmiştin Cathy.

Claire heyecanla söze girdi.

-Biliyor musun Cathy dergide fotoğraflarını gördüm. O kadar güzel ve doğal görünüyorsun ki.

-Teşekkür ederim Claire.

-Evet bende seni çok takdir ettim böyle olacağını bilseydim seni yıllar önce kampanyalarımızda kullanırdık, böylece en azından bir sürü paradan tasarruf edebilirdik diye hınzırca gülümsedi Luke.

-Yapma Luke

-Seni buna Max mi ikna etti?

-Aslında Max beni buna zorladı da diyebilirim.

- Hımm o akıllı bir adam eminim ne yaptığını biliyordur.

-Hadi Luke gidelim artık dedi Claire unutma ki sen emekli oldun şirket kapısından içeri girdin diye yeniden iş hayatına başlayacağını sanıyorsan yanılıyorsun. Bahçedeki çiçekler sulanmayı bekliyorlar.

-Görüyorsun değil mi Cathy, emekliliğimde de huzur yok bu kadın bana sürekli bir şeyler yaptırıyor.

-Tabiki yapacaksın, yıllardır onunla vakit geçirebilmek için bekledim Cathy, hayatımız boyunca bu şirket benim rakibim oldu diyebilirim. Bazen acaba çalışıyorum deyip beni bir kadınla mı aldatıyor diye düşündüğüm zamanlar bile oldu. Oh sevgili kızım unutma, bu hafta sonu Max ile birlikte bize geliyorsunuz birlikte kahvaltı yaparız. Neler kaçırdığımı ilk senden duymak istiyorum, biliyorsun işte ince detaylar diye gülümsedi Claire.

-Nasıl isterseniz sizi gördüğüme o kadar çok sevindim ki anlatamam. Gerçekten çok özlemişim.

Bu yaşlı çift Cathy'i mutlu ediyordu. Onları küçükken kaybettiği anne ve babasının yerine koymuşdu. Onlar da Cath'ye kendi kızları gibi sahip çıkmışlardı. Kapıdan çıkarken arkalarından sevgiyle baktı ikisi de yetmiş yaşlarında ve hala birbirlerine deli gibi aşıktılar. Acaba hayatta böyle aşk mümkün müydü? Evet mümkün olduğunu biliyordu.

Kendisi Max'e çılgınca aşık olmuştu. Bunları itiraf etmek zor gelse de kalbinin bir köşesinde Max Carlione'nin esiri olduğunun farkındaydı. Tanrım ne kadar zamandır böyle hissediyordu acaba?

Geçmişte yaşadığı ihanetten sonra tekrar bir erkeğe güvenebilmek, kalbinin kapılarını birine açabilmek onun için gerçekten zordu. Ama farkında olmadan Max hayatına girmiş, hatta bundan çok daha fazlasını yapmıştı. Ona gerçekten aşıktı.

"Acaba Max ne hissediyor" diye geçirdi zihninden. Onunla sevişse bile, geçirdiği arzu dolu dakikalar olsa bile Max Carlione aştan bahsetmemişti. Yoksa yaşadıkları sadece seksten mi ibaretti. Aralarındaki sadece cinsel bir çekim miydi?

Bu düşünce ile kalbinin acıdığını hissetti. Onun bundan daha fazlasına ihtiyacı vardı. Bir erkeğe güvenmek için onun kendisine aşık olduğunu bilmesi gerekiyordu. Ne demişti Max; "Seni bir sene önce bu ofiste gördüm ve arzuladım" dudaklarından bu kelimelerden daha fazlası çıkmamıştı. Ona seni seviyorum veya sana aşığım da dememişti.

Bu fikir nedense Cathy'nin hoşuna gitmemişti. İlişkileri fiziksel bir boyutta kalacaksa Cathy bu ilişkiyi istemiyordu. Hatta kendisini daha fazla kaptırmadan önce bu ilişkiden kurtulması gerektiğini bile düşündü.

Masasına doğru ilerledi, bir kaç yere telefon etmesi gerekiyordu. Tüm günü Max'i düşünerek geçiremezdi. Tam o sırada kapısı çalındı ve Frank içeri girdi. Cathy'nin masasına doğru ilerledi.

-Nasılsın Frank, nasıl geçti tatiliniz? dedi Cathy. Sonra "Acaba bende bir tatile mi çıksam" diye geçirdi içinden.

-Fena değildi diye isteksiz bir ses tonuyla yanıtladı Frank. Cathy, nedense genç adamın gergin olduğunu farketti.

-İyi misin? diye sordu.

-Aslında iyi sayılırım buraya sana veda etmek için gelmiştim. Genç kadın şaşkınlık ve tereddütle sordu.

-Veda etmek için mi neden Frank?

-Bak sana bir çok şey anlatılacağını biliyorum ama lütfen konuyu bir de benden dinle. Seninle konuşmam lazım.

-Sorun nedir Frank diye üsteledi Cathy. Sinirlenmeye başlamıştı, neler oluyordu.

-Max Carlione biraz önce beni kovdu.

İHTİRASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin