Lise son tahminimden daha da stresli geçmişti. Ev okul dersane derken bir asosyale dönüştüm. Bütün gün test çözüyordum. Stres yüzünden yüzüme basan sivilceler de cabasıydı. Anneme göre bunlar sağlıksız şeyler yememin sonuçlarıymış. Kendime yeteri kadar dikkat etmiyormuşum falan filan.Annemin klasik muhabbetleriydi işte. Tamam kabul ediyorum. Ben babama ve biraz da halama çekmişim.Biraz göbeğim de var o da kabul. Annem,buğday tenli,saçları sonradan sarı olsa da yaşına göre gayet iyi durumda. Yanyana dursak kızı olduğuma inandırmak zor. Ama ne yapabilirim? Bütün gün okulda canım çıkıyor zaten. Hocalar sınava az kaldığı için genelde ders yapmasalar da sabah kalkıp okula gitmek bile külfet. Ee okul biter servisten dersanemin orada inerim. Bi de orada ders. Ee tabi ki sağlıksız besleneceğim.Yemek yemeye vakit mi var? Çok hırslı biri değilim. Üniversitede illa şurayı kazanacağım burayı kazanacağım diye bir hedefim yok.Çünkü hiçbir mesleği kendime yakıştıramıyorum. Sanırım puanıma göre bir bölüm seçiceğim. Annem bu duruma da kızıyor tabi ki. Kendi kendime hayal dünyamda cebelleşirken telefonum çaldı.
"Efendim babacığım."
"Kızım evde misin?"
"Evet baba. Sen çıkmadın mı hala işten?"
"Yok kızım bir müvekkilimi bekliyorum sonra haber verecek fırsatım olmaz diye anneni aradım ama sanırım butikte işler yoğun telefonuna bakmadı.Sen söyler misin biraz gecikeceğimi?"
"Tamam baba. Butik, zaten yolumun üzerinde birazdan bizimkilerle ders çalışmak için buluşacağız. Uğrar söylerim."
"Öpüyorum seni kızım."
"Bende babacığım."
Odaya elinde temizlik malzemeleriyle Bahar abla girdi.
"Sen daha çıkmadın mı?"
"Bahar abla, şu fermuarı çekmeme yardımcı olur musun?"
"Oldu işte tamam."Sağımı solumu çimdikledi.
Cevval hareketlerle elinden kurtuldum.
"Ne çabuk büyüdün sen.Daha dün şuncağız bir şeydin.Git bak fırında ne var. Senin için ne yaptım?"
Fırının kapağını açtım. İçerdeki muffinleri hızlıca çantama doldurdum bir yandan da bir tanesini yemeğe başladım.Odamda temizliğine çoktan başlamış olan Bahar ablaya seslendim.
"Birtanesin Bahar ablam benim."
"Aman gülüm, sakın annene deme bak."
"Tamam bu bizim sırrımız. Hadi ben çıktım."
Ben küçükken de annemin butiği vardı. Bütün gün orada olurdu. Eskiden bu kadar büyük bir yer değildi tabi ki ama işlek bir yerde olması işlerin kısa sürede büyümesini sağladı. O zamanlar Bahar abla bakardı bana bir yandan da ev işleriyle ilgilenirdi.Yıllardır yanımızda artık evimizden biri oldu.Cansu ve Kaan dersanedeki en yakın arkadaşlarım.Zaten aynı lisede okuyorduk ama farklı sınıflara düşmüştük.Şimdi aynı dersanedeyiz.Bazen aramızda rekabet olmuyor değil.Bazen sınıf birincisi ben oluyorum bazen Cansu. Kaan da arada bir üçüncü olur o kadar.Sınava bir hafta kaldı.Bugun Cansu,Kaan ve ben her zamanki cafemizde oturup biraz laklak edip sonrasında da test çözmeyi planladık.Cafenin sahibi Sami amca severdi bizi.Saatlerce otururduk.Meşhur salamlı sosisli tostundan yerdik. İsim bile taktık tosta "Samtost" diye. Evden çıkmamla Cansu'nun beni araması bir oldu.
"Nil neredesin ?"
"Tamam canım çıktım şimdi geliyorum.İki dakika annemin butiğine uğrayacağım."
"ohoo hadi çabuk ol Kaanla bekliyoruz."
......
.....
Zorda olsa işlek caddeden karşıya geçtim. Annem tabelayı yeni değiştirmişti. Bu halinin eskisinden daha iyi olduğu kesindi.Siyah panonun üzerinde, beyaz yazı hoş durmuştu. Tabelada kocaman el yazısıyla Nermin'in Butiği yazıyordu.Butiğin kapısını açtığımda çıkan zil sesini küçüklüğümden beri severdim. Bir iki müşteri vardı butikte. Gözlerim annemi aradı. Aynada kendisini süzen bir kadının yanında bir şeyler anlatıyordu.Bende sessizce gidip kasa tarafına oturdum. Birazdan annem az önce konuştuğu kadınla kasaya doğru geldi.
"Harika bir seçim yaptınız. Aa Nil sen ne zaman geldin hiç görmedim?"
"Hemen gideceğim anne.Babam sana ulaşamamış biraz gecikecekmiş. Bende Kaan ve Cansu ile cafede ders çalışıyor olacağım." Annem bir yandan beni dinlerken bir yandan da eline telefonunu aldı.
"Ahmet aramış doğru.Bugun telefona bakacak fırsatım olmadı ki. İşler yoğundu. Neyse ben Baharı arayım da çok bir şey hazırlamasın bugun için kimse evde yok baksana."
"Anneciğim kaçtım ben."Annem yanaklarımdan öptü.
"Şu sınav bitsin sana şöyle güzel bir imaj çalışması yapalım."
"Aman anne biliyorsun ben buradaki gibi taşlı tuşlu şeyleri sevmiyorum."
"Seversin seversin."dedi sırtımı sıvazlayarak
" Evde görüşürüz."diyerek butikten çıktım.Bizimkilerle buluşacağımız cafe buraya çok yakındı.
"Ben geldim.Selam Sami amca, naber çocuklar?"
"Oh sonunda be Nil alttarafı caddenin diğer tarafından geliyorsun.İşimiz var senle."dedi Kaan.Cansu söze girdi.
"Hadi bir an önce başlayalım.Bu son tekrar artık sınava kadar görüşmeyiz heralde. Ben evden çıkmamaya niyetliyim."
"Abartma Cansu dünyanın sonu değil ya çalıştık kazanacağız güzel bir yerler. Kendini yok yere strese sokma."dedim. Kaan yerinde kıpır kıpır Sami abiye elini kaldırdı.
"Sami abi bana "Samtost"şöyle bol salamlı."
Sınavdan bir kaç gün önce Kaan gıda zehirlenmesi geçirdi. Salak şey bütün gün evde kıvranmış kimseye bir şey dememiş sonra annesinin ve babasının çalıştığı hastaneye kaldırdılar.Arada cafenin önünden geçerken Sami abiyle selamlaşsak da sınavdan sonra bi daha uğramadık cafeye.Hepimizin bayıldığı Samtostta mazide kaldı...Herkese merhaba💃🏻 bu benim ilk kitabım ve onun ilk bölümü .Heyecanımı paylaştığınız için hepinize çok teşekkür ederim.Beğendiyseniz lütfen ⭐️' a basmayı unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Nasıl Kocaman Bir Kadın Oldum
ChickLitHer kadının içinde küçük bir kız çocuğu vardır. Peki yaşadığımız bunca olaya rağmen o küçük kız hala küçük kalabilecek mi?