//3//

891 102 205
                                        

bölüm şarkısı : tarkan - öp

••

Hava soğuktu.

Henüz yılın başındaydık, eylüldeydik ama hava sümüğümü yalamaya fırsat bırakmayacak kadar soğuktu, eğer biraz daha şu sokağın başında direk gibi dikilmeye devam edersem kıçım da sümüğüm de donacaktı ek olarak Kore'de yeni başladığım hayatıma ilk adımlarımı atamadan manşetlerde donan çocuk adlı haberlerin başrolü olacaktım.

Tamam, her şeyi bir kenara bırakalım, sizinle biraz kafa buluyorum.

Jimin hala gelmemişti, ne vakittir onu beklediğimi bilmeden üniversitenin arka sokağında bir put gibi dikiliyor ve bana ucube gibi bakan insanları umursamadan ellerim cebimde etrafa ölümcül bakışlarımı atıyordum. Hatta küçük bir kız elindeki dondurmasıyla üzerime saldırmaya bile çalışmıştı, artık çocuğa nasıl baktıysam, ve bir kez daha soğuktan da beklemekten de nefret ettiğimi duyumsuyordum, üzerimde salaş bir tişörtten başka bir şey yoktu. Hangi akla ererek yanıma bir şey almamıştım onu da bilmiyordum halbuki yurt o kadar da uzakta sayılmazdı. Tamam, Taehyung, yakında salaklıkta çığır açacak ve yeni bir devrimin öncüsü olacaksın.

Her şey bir yana, dondum yahu!

Caddenin lambalarını kısa bir bakışla süzüp yerimde, yani üzerinde durduğum kaldırımda kıpırdandım, hava kararmak üzereydi. Gökyüzündeki yıldızları sayabilecek derecede sıkılmış ve neredeyse çığlık atacak raddeye gelmiştim, üstelik Jungkook nerede ne bok yiyor onu bile bilmiyordum. Göt herif şu Yoongi denen uzaylıya yavşıyor olmalıydı. Adamı görünce ağzı açılıyor ve de susmak bilmiyordu, üstelik Hoseok bile onun bu haline alışmıştı. Kendisi çocuğun huyunun farkındaydı ve ne zaman Yoongi'den bahsedecek olsa he he deyip geçiştiriyordu, eh ben de nasıl olsa alışırım diyerek bir kenara attığım bu salak düşüncelerime de sonradan hak falan veremedim, çünkü Jungkook'u bıraksak eline çekirdek alır bizi de karşısına koyup kola çekirdek yapar bir de Yoongi'yi çekiştirirdi, yani durum annemin terliklerinden bile daha acı verici.

Olduğum yerde kıpırdanıp evlerine koşuşturan, bazen de iş yerlerini kapatmaya çalışan insanlara baktım. Hava, canını buzdolabında unutmuş kadar soğuktu, üşümüş parmaklarımı ceplerime geçirsem bile nafileydi ayrıca olduğum yerde de durmak gibi bir huyum olmadığından sokağı belki de onuncu kez turlamıştım yine de kendimi üşümekten alıkoyamıyordum.

"Fazla mı beklettim seni?"

Kafamı eğip gittiğim yönün tersine yürüyen Jimin'e baktım, yüzünde manasız bir sırıtışla beni izliyordu.

first prince lady, vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin