Bölüm Şarkısı: Tarkan - Kuzu Kuzu
(Bu arada bölümü yanlışlıkla yayımladım bir baktım 7-8 okunma gelmiş şok olanlar varsa üzgünüm;-;;; gerçi hemen kaldırmıştım
Önceden spoiler yiyenler için de üzgünüm...
Bölüm şarkısıyla okuyunuz, öpüyorum:'3
Keyifli okumalar!)
🎶
Kulaklığımdan yayılan müziğin ferahlatıcı notalarıyla ritim tutuyor, parmaklarımı bir yay gibi üzerine bıraktığım masaya vuruyordum, kafeterya kalabalık sayılırdı. İki kulağıma da müziği takıp sesi sona vermiştim, heyecanlandığımda yahut bir şeye kusacak gibi olduğumda kullandığım rahatlama yöntemlerinden biriydi bu, ki zaten birkaç tane rahatlama yöntemim vardı. Hayır gençler, aklınız artı on sekiz şeylere gidebilir ama gitmesin lütfen, masum bir hikayedeyiz, bir zahmet. Sevgili manyak kuzenim gibi olmayın. Yoksa IQ seviyeniz falan düşebilir, neyse.
Parmaklarımın sırayla masaya tıklamasına bakarak iç çektim. Deli gibi sırıtıyordum. Hımm, neden acaba dediğinizi duyabiliyorum çocuklar. Pekâlâ, bunun sebebini hepimiz biliyoruz elbette, değil mi?
Park Ultra Seksi Yakışıklı Mükemmel Jimin.
Yüce Tanrım.
Başka kim olacak yahu?Evet evet, Jimin'i aklımdan çıkartamıyordum. Çıkarılabilecek gibi miydi göt herif? Bir bakışıyla bütün dünyam şaşıyordu ya da dengem yıkılıyordu, herifte nasıl bir şey varsa salyalarım akarak ona bakıp kalıyor üstüne bir de Jungkook gibi manyak bir tavşandan tokat falan yiyordum, hayat böyle gelip geçiyordu işte.
Eh ne yapalım, bakılmayacak, sevilmeyecek biri miydi Jimin? Bir kere kalbimi fethetmişti piç. Ya da mesela gülümsediğinde, o güzelim dudakları iki kenara kıvrıldığında karnıma fena sancı giriyordu, annem bu halimi görse büyümüş bizim bu deyip beni çimdikler, sonra oturur kuş yuvadan uçuyor, ay canım evladım diyerek iki saat boyunca aralıksız ağlardı ama konumuz bu değil. Hayır hayır, konumuz kesinlikle bu değil.
Konumuz, Jimin ve ben.
Bundan bir ay önce bana gelip, sen şu siyah kafalıya abayı yakacaksın bak he deseler, mümkünatı yok inanamazdım. Sikseler inanmazdım yahu. Öyle böyle değil, bundan tam bir ay önce bu cancağızım okulu adeta dünyadaki cehennemim bellemiş, neydi günahım diyerek Tanrı'yla polemiğe falan girmiştim, elbette inanmazdım.
Jimin, Park Jimin, siyah saçlı küçüğüm, daha ilk günden rayımı şaşırtmıştı. Kara kara düşündürüyordu göt herif, o gün o kafeteryada o deli rüyayı görmeseydim, bu kadar etkilenmezdim belki de. Çünkü biliyorsunuz, insanlar genelde okuldaki ilk dakikalarında, öpüşüklü sevişikli şeyler görmüyorlardı rüyalarında ve öpme beni diyerek de kafayı sıyırmış gibi bağırmıyorlardı. Bunu o gün orada yapan tek salak bendim, bunu yapabilecek kadar delirmiş olan da bendim. Kendi mezarım bellediğim ve anneme babama beni gönderdikleri içten içe lanet okuduğum bu manyak okulda adeta bambaşka bir şey olup çıkmıştım. Sevgili beyinsiz kuzenim ve tavşan kılıklı da yanımda işin tuzu biberi olmuştu, sağolsunlar başıma gelmeyen halt kalmamıştı fakat ne diyebilirim ki, normal olsak şaşarım zaten.Neyse.
Kısacası, Jimin bende bayağı büyük bir sarsıntı yaratmıştı. Daha okula geldiğim ilk günden başıma bir boklar geleceğini tahmin etmiştim ama bu kadar da delice değildi tahminim. Mesela aşık olmak. Göt herife kalbimi bırakmıştım, pişman da değilim yahu. Bir gülüşü yahut bakışı falan yetiyordu işte, hani şu klasik dizilerde olan o sarsıcı anlar olur ya, aynı o sahnelerden birinde başrolü oynuyormuş gibi hissediyordum. Ki zaten bir nevi de öyle sayılırdı. Bir ay önce bunları yaşayacağımı bilsem yemin ederim önce kafamı yurdun duvarına vurarak beyin suyumu akıtır, sonra dikine bileklerimi jiletlerdim, bende bu potansiyel vardı. Bir ay önce buradan nefret ediyordum, Park Jimin gözümde sapık pisliğin tekiydi ve rüyamda beni öpüyordu, gerçek hayatta da pestilimi çıkartıyordu zaten. Huh, ne ekşınlı hayatım varmış be. Bence hemen dizilerde rol almaya başlamalıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
first prince lady, vmin
Fanfictiono gün o parkta farkettim. dudaklarının ucunda yanan ateşin sıcaklığını, teni tenime değince kızaran yüzünü, hiç utanmasının olmayışını. park jimin, hayatımı değiştirdi. //12.06.17//