bölüm şarkısı: tarkan - dudu
🌠
Yanağıma çarpan soğukluğu bütün hücrelerime kadar hissedebiliyor, hafiften ama soğuk esen melteme bildiğim bütün küfürleri armağan ediyordum, Hoseok kafayı öyle bulmuştu ki ayakta duramıyordu ve benim salak arkadaşım Jeon Jungkook, koluna girdiği oda arkadaşını güya taşıyormuş gibi yaparak bütün yükü üzerime deviriyordu, sinirden delirmek üzereydim, çünkü Hoseok oldukça ağır ve ben de kıçıma kadar üşüyorum, kısacası her an birinin kafasını koparacak raddeye gelmişim.
"Tut şu gerzeği, üstümüze yığılacak."
Jungkook'a seslendim, beni tınlamadığını kıçını hafiften yana sallayarak gösterdi, gözlerimi devirmeme ramak kalmıştı, pekâlâ, caddedeydik ve bir sağa bir sola yalpalıyorduk, Hoseok sağolsun. Neyse işte, caddeden geçen insanlar hüzünle yüzümüze bakıyor, bir kolunu omzuma attığım kuzenim ise neredeyse kusacakmış gibi suratını ekşitiyordu, ortalığa çıkıp yeter ulaaan diyerek bağırmak ve mümkünse şehri inletmek istiyordum, epey sersemlemiştik.
Göt kılıklılar.
"Niye ben tutuyormuşum be," dedi Jungkook hayıflanan bakışlarıyla. "Sen kuzeni değil misin onun? Sen tut."
"Ben kuzeniysem sen de oda arkadaşısın, geri zekalı."
İkimiz de birbirimize bakıp ortalığı dağıtmak istedik, başımıza gelen olayları anlatayım gençler. Şimdi bizim tavşan kılıklı ile Yoongi, Jimin ile benim arama girince neredeyse barı yıkmak üzereydik, göt herifte nasıl bir el varsa suratım çocuğun suratına yapışmıştı. Sadece ufak bir dokunuş, minnacık, dudaklarım Jimin'in dudaklarının kenarına değip yerini yadırgamıştı. Bizim DJ durur mu, durmaz, gelmeseydik neler olacağını biliyoruz isimli bakışlarıyla ikimizi de yerin dibine sokmuştu. Kısacası, sarhoştu ve Yoongi'nin sarhoş hallerini çekemezdim, o yüzden o işi bizim Kook'a postalayıp ortalıktan Jimin ile toz olduk.
Sonra, bir iki bardak vişne suyu daha içmeye kalmadan sevgili ultra salak kuzenim Jung Hoseok fırladı ortaya. Su niyetine içmişti manyak, öyle ki kafasını bar tezgahındaki buz kovasına sokmaya çalıştığında, kendimi jiletleyesim gelmişti. Elbette onun adına utanmadım, hayır. Neyse ki o işten de yırttık keza Jungkook kuzenimi kolunun altına aldığı gibi barın dışına fırlattı, katil gülüşüyle bizi bu işkenceden cımbızla kurtardı resmen.
Ondan sonra Jimin ile biraz sohbet ettik. Bir iki bardak da o devirmişti ve öyle tatlı gülümsüyordu ki Hoseok siz evlensenize diyerek aramıza girmişti, eline aldığı soğuk çayın başlığını da çıkartıp ikimize yüzük yapmıştı. Sonra porno sohbeti açtı, yemin ederim beynim ağzımdan akacaktı, beraber porno izlediğimizi söyledi, elbette bana zorla izlettirdiğini demedi, işte diyorum ben bu çocuk içmesin sonra belamızı sikiyor diye.
Ve buradayız.
"Niye bu salağı yanımızda getirdik ki," dedi Kook bıkkın bir ifadeyle. Yüzünde yüzyılın acısını çekiyormuş gibi bir ifade vardı. "Kafayı buluyor sonra bize sataşıyor, of yeminle bıktım."
"Biliyordum böyle olacağını," Hoseok'u biraz daha toparlayarak adımlarımı adımlarına uydurmaya çalıştım. "Her tarafınız ayrı oynuyor oğlum, yerinizde durduğunuz mu var?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
first prince lady, vmin
Fanfictiono gün o parkta farkettim. dudaklarının ucunda yanan ateşin sıcaklığını, teni tenime değince kızaran yüzünü, hiç utanmasının olmayışını. park jimin, hayatımı değiştirdi. //12.06.17//