ula arkadaşlar yazmaktan o kadar yoruldum ki artık keşke aklımdan geçenler direk yazıya dökülse diye düşünmeye başladım, beni güçlendirecek bir şey yazınYoongi uyandığında burnuna gelen leş içki kokusuyla kendini banyoya attı. Temizlenirken dün gece pastadan sonra neler olduğunu hatırlamadığını farketti. Yoongi içince sarhoş olduysa çok konuşan tiplerdendi. Yanlış bir şeyler söylediğine emindi.
Odaya girdiğinde Jimin'in yorganın içine gömülü olduğunu gördü ve rahatça bornozunu sıyırıp üzerini giydi. Sırtının tam ortasındaki çizgiden akan su damlası beyaz teninde güzel bir detaydı.
"Neden bu kadar güzel olmak zorundasın ?"
Yoongi irkilip arkasını döndüğünde kolunu açık olan dolap kapağına vurdu. Daha sonra kolunu tutarken yüzünü ekşitti.
Jimin olduğu yerden kalkıp Yoongi'nin koluna bakmak istediğinde yumuşak, soğuk teni onu davet ediyordu. Jimin dünden kalma şişkinliğiyle Yoongi'ye yanaşmaya çalıştığında Yoongi kolunun altından çıkıp giyinmeye devam etti.
"Bir an önce işe gidelim, daha sonra kız kardeşime bakmaya gideceğim."
"Seninle gelmemi ister misin ?"
"Gerek yok Jimin-ah."
Jimin tamam anlamında başını salladıktan sonra Yoongi odadan baş havlusuyla beraber çıkıp saçlarını kurutmaya çalışırken telefonunu arıyordu.
Jimin odadan çıktığında kahkaha atmaya başlamıştı. Yoongi ona anlamsızca bakarken elindeki havluyu kenara bırakıp sordu.
"Neye gülüyorsun ?"
Jimin o kadar fazla gülmüştü ki, Yoongi gerçekten komik bir şey beklemişti.
"Saçın."
Jimin gülerken zar zor eliyle göstererek konuştuğunda Yoongi telefonu eline alıp ekrandan kendine baktığında saçının yandan ayrılmış olduğunu ve alnının açıldığını gördü. Evet buna güldüğünü kabullenebilirdi ama en az beş dakika boyunca gülmüştü.
"Garipsin."
"Ah, karnım acıyor."
Arabada giderken Yoongi söze girdi.
"Dün gece saçmaladım mı ?"
Jimin kıkırdayıp konuştu.
"Gerçekten yavaş olduğumu mu düşünüyorsun ?"
"Nasıl yani ?"
"Bana 70 yaşında gibi sikiştiğimi söyledin."
Yoongi oturduğu koltuk olmayı o kadar fazla istemişti ki. Utandığı için kafasını çevirip arabanın camına iki kere yavaşça vurdu.
"Bir dahakinde bunun acısını çıkaracağım Yoongi-ah."
Şirkete geldiklerinde Yoongi sadece yanından yürümeyi tercih etse de Jimin Yoongi'nin elinden tutup kendine çekmişti. Yoongi bu yaptığının istemeyerekte olsa yanlış olduğunu düşündü. Ona göre yanlış değildi ama çalışanlar bir sürü dedikoduyla Jimin'in başını ağrıtacaktı. Bu istediği son şey bile değildi.
"Yan yana da yürüyebiliriz."
Yoongi fısıldadığında Jimin elini iyice kavradı.
"Şeyiz sanıyordum Yoongi-ah."
Yoongi kaşlarını çatıp Jimin'in omzuna vurdu. Asansöre binene kadar lobideki bütün çalışanlar onları garip bir gözle süzmüşlerdi.
"Ben seni uğraştırmak istemem."
"Neden bahsediyorsun Yoongi ! Hala insanlar ne der diye düşünerek yaşamakta kararlı mısın ?"
"H-hayır ama-"
"O zaman bu konuşmayı yaşanmamış sayıyorum."
Asansörden indiklerinde Jimin Yoongi'nin elini odasına kadar tutmuş, kapıda da kendisine çevirip öpmüştü. Yoongi odasına girdiğinde Jimin de dönüp odasına yürüdü.
Sekreter şaşkın gözlerle ona bakarken Jimin elleri cebinde sekreterin önünde durdu.
"Kovuldun."
"Ne-"
"Ne iş yapıyorsun sahiden ? Tek işin bana götünü siktirmek, çıkışını öğlenden önce yaptır."
Devam edip odasına girdikten yaklaşık yirmi dakika sonrasında çalışanlarından gözdesi olan Donghyuk odaya girdi. Orta yaşlı ve güvenilir biriydi.
"Efendim, Min Yoongi."
"Ne olmuş Yoongi'ye ?"
"Herkes sizin sevgili olduğunuzu konuşuyor."
"Peki bunu bana iletmenin sebebi nedir Donghyuk ?"
"Efendim ben, belki yanlış anlaşılmadır-"
"Değil, benim ilişkilerim bu şirkette geçen ihalelerden bile değerli sanırım. Başka anlam veremiyorum."
"Konuşmalarını engellememi ister misiniz ?"
"Donghyuk homofobikleri belirle ve bana sormadan çıkışlarını yap."
"Ama çok fazla çalışan kaybe-"
"Çalışıyormuş gibi görünenleri kaybetmemiz bizi etkilemez. İşlerini önemseseler, benimle ilgilenmezler öyle değil mi ?"
"Peki efendim."
"Çıkabilirsin."
Jimin kötü ya da endişeli hissetmiyordu. Aksine hayatında bir şeyleri düzene sokabilmiş gibi hissediyordu.
sık bölüm attığım için kısa tutuyorum, lütfen oy vermeyi unutmayın~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boss | yoonmin
Short Story"Tadın o kadar güzel ki." | 6117 [Trevor Daniel - Falling]