Yanımda uyuyan şahıs çığlığımla beraber yataktan aşağıya atladı ve elini bana doğru uzattı. Elinde ufak bir kırmızılık gördüm sanki ama tam emin olamadım, bana bakıp elini indirdi. O sırada içeriye Hanna, Alex, Charlie ve tanımadığım bir çocuk geldi.
"Bu nasıl çığlıktır ya" dedi tanımadığım çocuk başını ovalayarak
"Siz ne zaman geldiniz James?" dedi Hanna
"Gece iki üç gibi." dedi adını James olduğunu öğrendiğim çocuk
"Bu kızın benim odamda ne işi var?" dedi Jeff. Dün Hanna ismini söylerken duymuştum.
"Ben size söylemiştim." dedi Charlie dediği şeyden sonra Alex koluyla onu dürttü ve;
"Yapma dostum" dedi Charlie'ye
"Alt kaltta sadece senin odan vardı bizde ona bu odayı verdik sorun olacağını düşünmüyorum." Dedi Hanna Jeff'in kolunu tutarak
"Hadi kahvaltı yapalım cidden çok acıktım" dedi Alex
"Ne zaman tok oluyorsunki herneyse hadi Clair yardım et de kahvaltıyı hazırlayalım."dedi Hanna sonrada kolumdan tutup beni mutfağa sürükledi.
Masada bir sessizlik hakimdi çatalımı zeytine batırdığım sırada Hanna sessizliği bozdu.
"Clair su gücünden sonra toprak gücünüde keşfetti."
"Ciddimisin birden fazla güç ha" dedi James sonrasındada tek kaşını kaldırarak bana baktı.
"O kadarda ilginç bir şey değil." Dedi Jeff bu çocuğun derdi neydi.
"Hep böyle soğukmusun yoksa banamı özel" diyip kaşlarımı kaldırarak ona baktım.
"O hep öyledir." Dedi Charlie ardından Jeff
"Kendini yakıcaksın" dedi
"Benim için sorun olmaz unutma dostum ben bir doktorum" diyip sırıttı Charlie bende Charlie'ye bakıp sırıttım Jeff ise masadan kalkıp mutfaktan çıktı.
Kahvaltıdan sonra salonda oturmuştuk. Annemin beni merak edeceğini düşünerek
"Sanırım artık eve gitsem iyi olur."
"İstersen bu gecede burda kalabilirsin." Dedi Hanna
"Annem meraklanabilir kendisi biraz telaşlıdırda." Dedim gülümseyerek
"Pekala seni Jeff bırakabilir hem aranızdaki buzları biraz olsun eritirsiniz."
"İşlerim var." Dedi Jeff ve her zamanki gibi odadan ayrıldı. Ben sanki sana çok meraklıydımda
"Seni James bırakabilir." Dedi Charlie James tam bir şey söyleyecekken Hanna lafa atladı ve
"Evet bırakabilir" dedi ve James'ı öne doğru itti.
"Tamam hadi" dedi ve önden yürümeye başladı bende çocuklara görüşürüz diyip James'ı takip ettim.
Araba cidden sıkıcıydı ne James ne de ben konuşuyorduk. Onun gücü neydi ne gibi özellikleri vardı bilmiyordum. Sorsam mı acaba hem konuşmuz oluruz diyip tam sorarken araba ani bir fren yaptı. Arabanın önünde bir grup bize bakıyordu. Kimdi bunlar, hangi cehennemden geldiler.
"Sen arabada kal" dedi ve arabadan indi. Bir anda ceketinin içine elini soktu ve elini havaya kaldırdı elinde iki tane küçük demire benzer bir şeyler vardı. Cidden o küçücük şeylerle ne yapabilirdiki derken elini aşağıya doğru savurdu ve bütün dediklerimi yuttum. Elindeki küçük şeyler birer kılıca dönüşmüştü. Sanırım duvardaki kılıçların sahibini öğrenmiş olduk.
Gruptan biri James'a doğru yürüdü elinde bıçak vardı. James ani bir hareketle adamın karnına kılıcı geçirdi. Sonrada geride kalan grup üyeleride James'a doğru gelmeye başladı James profesyonel bir kılıç ustası gibi hepsini savurdu. Ama arkasından biri ona doğru yaklaştı James onu farketmedi diğerleriyle ilgileniyordu. Hemen arabadan indim ne yapıcağımı bilmiyordum yaptığım şey James'ada zarar verebilirdi. Ne yapmalıyım pekala kendine gel Clair, bunu başarabileceğini ikimizde biliyoruz hadi kızım dedim kendi kendime ve elimi yere koydum. Ani bir güç dalgasıyla yerin çatlamasına neden oldum sonra daha fazla zorlayarak yeri adama kadar kırdım. Adam dengesini kaybedip yere düştü. James'da ne olduğuna bakmak için arkasını döndü ve yerden kalkmakta olan adama bakıp kılıcını boğazına tuttu. James'ın yanına gidip adama baktım adam kafasını kaldırdığında gözlerinin güneş sarısı renginde olduğunu gördük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞAÜSTÜ
FantasyKüçüklükten bu yana ellerinde olan güçler fakat bunları hiç olmadık zamanlarda kullanmaları, Kimi dışlanıp, zorbalığa uğrayıp hayata küserken, Kimi elindeki güçten güç bulmuş bir şekilde yanındaki can dostlarıyla, güçlerini kullanıp hayata devam...